2006’daki Hizbullah-İsrail savaşının ardından Hizbullah’ın karşı karşıya kaldığı en önemli mesele Lübnan’ın güney sınırında oyunun kurallarının değiştirilmesiydi. Örgüt, o günden sonra bölgede caydırıcılığı tesis etmekle övünüyor ve bunu savaşın başlıca kazanımı olarak gösteriyor. Kısasa kısas taktikleri neticesinde taraflar arasında net bir denklem oluştu ve hem İsrail hem Şii İslamcı örgüt fiili bazı kırmızı çizgilere riayet eder oldu. Kimse yeni bir savaş istemediği için İsrail-Lübnan sınırı kolayca alev alan bölgenin en istikrarlı noktalarından biri oldu. Ancak İsrail’in 18 Ocak’ta Golan Tepeleri’nde düzenlediği hava saldırısı olayın ardından henüz bir hareket gözlenmese de denklemi değiştirebilir.
Saldırı, Lübnan toprakları dışında düzenlenmiş olsa da Hizbullah’ın tesis ettiği caydırıcılık dengesini bozan ilk büyük ihlal oldu. İki yıldır Suriye’de savaşan ve Irak’taki müttefiklerine danışmanlık yapan Hizbullah belki de gafil avlandı ve bu saldırı örgüt açısından bir nevi uyarı sinyali oldu. Mevcut durum karşısında Hizbullah’ın fazla seçeneği olmadığı gibi var olan seçenekler de acı bir tat bırakacak cinsten.