Sağlam bir ekonomi olmadan aktif dış politika yürütülemeyeceğini öğütleyen siyaset guruları bir kez daha haklı çıkıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin atılgan dış politika söylemi artık Türk askerinin Suriye ve Libya’da cephelere sürülmesiyle rüyalarına kavuştu. Ne var ki haftalardır farklı başkentlerde çaresizce yürütülen merkez bankaları arasında swap arayışından da anlaşıldığı üzere yüksek maliyetli dış politikayı sürdürecek bir bütçe kalmadı. Haliyle hükümet koronavirüs salgınının yarattığı olağanüstü durumu fırsata çevirerek kavgalı ortaklarıyla yeni sayfalar açma gereği duyuyor.
Gülümseten jestler ABD’ye hitaben başlayıp Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik uzlaşmacı açıklamalarla sürdü. Bunları Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminde önemsenen İsrail ile sıcak mesajlaşmalar izledi.