Yemen savaşının ilk kazananı Arap Yarımadası’ndaki El Kaide (AYEK). Can düşmanları Suudi Arabistan ve Zeydi Husi isyancılar muhtemelen uzatmalı bir savaşa girişmişken AYEK doğu Yemen’de serpiliyor. Örgütün üzerindeki baskı kurulduğu 2009 yılından bu yana hiç olmadığı kadar azalmış durumda.
AYEK militanları, 2 Nisan’da Hadramavt vilayetinin başkenti Mukalla’daki cezaevini bastı ve 300 kadar mahkûmu serbest bıraktı. Serbest kalanların çoğu tecrübeli El Kaide militanlarıydı. Saldırganlar ayrıca kamu tesislerini tahrip etti ve Hadramavt’ta zaten kırılgan olan güvenlik durumunu iyice bozdu. Hadramavt Usame Bin Ladin’in babasının ata yurdu.
Çoğunlukla Sünni olan Yemen’in doğusu El Kaide için uzun zamandır verimli bir adam devşirme bölgesi. Bu bölge, hiçbir zaman Sana hükümetinin sıkı kontrolünde olmadı ve güvenliği her zaman zayıftı.
Suudi liderliğindeki Kararlı Fırtına Harekâtı Yemen’deki hava üstünlüğünü ve ülkenin havadan kontrolünü tamamen sağlamış durumda. Suudi ve Mısır deniz kuvvetleri, Yemen’in ana limanlarını ablukada tutuyor. Husiler ve onlarla birlikte hareket eden eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’e bağlı güçler, dostları İran’dan ikmal sağlama imkânını büyük ölçüde kaybetti. Yoksul Yemen insani felaketle karşı karşıya.
Husiler ve Salih yanlısı güçler ise Suudi Arabistan’da sürgünde olan eski cumhurbaşkanı Abid Rabbo Mansur Hadi’ye bağlı son büyük kent olan Aden’in büyük kısmını ele geçirdi. Ne var ki Zeydiler aynı zamanda aşırı derecede yayılmış durumda. Sadece kuzeydeki Zeydi ağırlıklı bölgeleri değil, güneyde ve Kızıldeniz kıyılarındaki Sünni bölgeleri ve halk desteğine sahip olmadıkları Hudayde gibi şehirleri de kontrol ediyorlar. Suudiler, Zeydilere karşı Sünni aşiretleri örgütlemeye ve bir yıpratma savaşı başlatmaya çalışıyor. Suudi parasının mutlaka alıcısı olur.
Riyad, akıllıca davranarak büyük çaplı bir Suudi kara gücünü Yemen’e göndermekten kaçınıyor. Zira böyle bir hamle milliyetçi tepki oluşturabilir ve Suudileri bir bataklığın içine çekebilir. Dolayısıyla yakın vadede ufukta açmaz görünüyor.
ABD’den destek alan Suudi Hava Kuvvetleri ve müttefikleri istedikleri gibi hareket edebiliyor. Fakat ülkenin kuzeyi ve büyük şehir merkezleri hâlen Zeydilerin kontrolünde. Hadi ise güçsüz ve dışlanmış durumda. Tüm bunlar El Kaide’yi bu kaosun içinde yeni militan toplamak ve eğitmek için giderek özgür kılıyor.
AYEK, Prens Muhammed Bin Nayif ve İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere Suudi istihbaratı tarafından hâlâ izleniyor. Batı istihbarat servislerinin de geriye kalan bazı imkânları var ama elçilik ve askeri irtibat noktalarının kapalı olması işleri zorlaştırıyor. İnsansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırılar kesilmiş durumda. El Kaide’nin hareket özgürlüğü artıyor ve bu da örgütü daha da tehlikeli hâle getiriyor.
AYEK nereye kadar uzanabildiğini “Kutlu Paris Muharebesi’’ diye adlandırdığı Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıyla bu yıl zaten gösterdi. Örgüt, katilleri eğitti ve eylemi finanse ettiğini de söyledi. Örgütün yaptığı açıklamaya göre hedef El Kaide emiri Aymen al- Zevahiri tarafından seçildi. Paris saldırısından cesaret alan başka militanlar da bir ay sonra Kopenhag’da Hz. Muhammed’i hicvedenlere saldırdı.
AYEK ayrıca aralık 2009’da Amsterdam-Detroit seferini yapan bir yolcu uçağını patlatmaya teşebbüs etmiş, uçak saldırılarında kullanılmak üzere ABD’ye patlayıcılar göndermeye çalışmıştı. Örgüt deneyimli bir bombacı kadrosuna sahip.
Yemen’deki savaş ne kadar uzarsa – ki epey uzayabilir -- El Kaide o kadar kazançlı çıkar. Örgüt, hem Zeydileri hem Suudileri hedef alan terör saldırıları düzenleyecek. Örgütün Suudi Arabistan’da İçişleri Bakanı Muhammed Bin Nayif’in ortaya çıkarmaya çalıştığı yeraltı elemanları var. Bakan bu konuda oldukça başarılı oldu ama bu devam eden bir mücadele.
Örgüt ayrıca Avrupa ve Kuzey Amerika’da saldırılar düzenlemeye çalışacak. Bin Ladin’in öğrencisi olan AYEK lideri Nasır El Vuhayşi cihadı uzak düşmanlara kadar götürme fikrinin ateşli taraftarı.
El Kaide için bir başka hedef de doğu Yemen’le uzun bir sınırı olan Umman olabilir. Umman, yakın gelecekte Dhofari sınırında kaotik, kanunsuz bir terör emirliğinin ortaya çıkması riskiyle karşı karşıya. Umman sultanının sağlığı muallakta, tahtın nasıl el değiştireceği de belirsiz. Dolayısıyla Maskat gardını almak zorunda. İran’la uzun bir deniz sınırı olan Umman’ın başındaki Sultan Kâbus Bin Said, dış maceralardan hazzetmiyor ve Kararlı Fırtına Harekâtı’nın dışında kalmayı tercih ediyor.
Yemen savaşının Arap Yarımadası, Suudi Arabistan ve tüm bölgenin istikrarı için ciddi yansımaları var. Bu, Kral Selman Bin Abdülaziz El Suud’un “İki Kutsal Caminin Koruyucusu” sıfatıyla verdiği ilk sınav, 45 yıldır tahtta olan Sultan Kâbus’un ise son sınavı.
Yemen savaşı aynı zamanda mezhepsel bir çatışma. Arap Baharı’nın henüz kapanmamış bir meselesi ve bölgedeki Suudi-İran hâkimiyet mücadelesinin bir parçası. Bu savaş sürdükçe içine yeni oyuncuları da çekebilir ve Yemen sınırlarını aşarak başka ülkelere sıçrayabilir. Şimdilik savaşın tek tartışmasız kazananı El Kaide.