Türkiye bir yandan Şam’a uzlaşma teklif ederken diğer yandan Kürt güçlerine ve Suriye ordusuna yönelik artan saldırılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki 32 kilometre derinliğindeki “güvenli” bölgede yeni angajman kurallarına dair fikir veriyor. Ankara Kürt güçlerini temizleme ısrarını sürdürürken Suriye ordusunun Halk Koruma Birlikleri (YPG) ve Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) dolaylı koruma ya da destek sağlayan herhangi bir pozisyonuna göz yummak istemiyor. Buna karşın normalde Türkiye sınırlarındaki Türk askerlerini hedef almaktan kaçınan veya karşılıklı atışlar olsa da bunu deklare etmeyen SDG-YPG güçleri de sıfır noktasındaki karakol ve devriyelere saldırılar düzenleyerek oyunun kurallarını değiştirdiği izlenimi veriyor.
Erdoğan’ın 5 Ağustos’ta Soçi’de Rusya lideri Vladimir Putin’le görüşmesinden sonra Şam’la uzlaşmadan yana sözleri Rus fonlarının Türkiye Merkez Bankası’na akmasına paralel olarak daha belirgin bir istikamet aldı. 2016’da “Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik" çıkışını yapmış olan Erdoğan, şimdi "Esed'i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki” diyecek noktaya geldi.