Ana içeriğe atla

Türkiye-BAE-İsrail üçgeni için yeni katalizör İran

Bölgede İsrail’le normalleşmeye tepkili güçlerin aynı anda BAE ve Türkiye’yi roketlerle hedef alması bir tesadüf mü? Türkiye’nin Körfez ve İsrail’le normalleşme arayışına paralel olarak İran bağlantılı vekil güçler öfkesini gösteriyor.
Turkish President Recep Tayyip Erdogan (R) and Abu Dhabi's Crown Prince Sheikh Mohammed bin Zayed Al Nahyan (L) attend a signing ceremony regarding the agreements between the two countries at the Presidential Complex in Ankara, on Nov. 24, 2021.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrail ve Türkiye üçgeninde çapraz ilişkilerin gelişmeye yüz tuttuğu bir süreçte üç ülkeyi ortak tehdit algısında buluşturacak olaylar yaşanıyor.

Yemen’de Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon güçleriyle savaşan İran destekli Husiler ilki 17 Ocak’ta, ikincisi 24 Ocak’ta, üçüncüsü 31 Ocak’ta tam da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Abu Dabi’de ağırlandığı sırada BAE’yi füzelerle hedef aldı. 3 Şubat’ta ise Irak tarafında Türk askeri üssü saldırıya uğradı. Sıra dışı bir çakışmayla 2 Şubat’ta Irak’ta Ketaib Hizbullah’la bağlantılı Elviyat el Vaad el Hak adlı grup BAE’de bazı önemli tesislere dört insansız hava aracıyla saldırdı düzenlediğini duyurdu. 

İsrail, Abraham Anlaşmalarını takiben BAE ve Bahreyn ile siyasi ve diplomatik ilişkilere güvenlik boyutunu eklerken İran’ın vekil güçlerle tepkisini hissettirmesi şaşırtıcı gelmiyor. Yine Tahran’la gerilimler yaşayan Körfez ülkeleri ve İsrail’le normalleşme arayışını artıran Türkiye’nin ateş çemberine girmesi de sürpriz sayılmaz.

Musul yakınlarındaki Başika üssünde bulunan Türk askerleri ilk kez saldırıya uğramıyor. Fakat zamanlamanın manidar olduğu da ortada. 3 Şubat’ta Başika üssüne 18 roketle düzenlenen saldırıyı daha önce ismi duyulmamış “Özgür Sincar” adlı bir örgüt üslendi. Örgütün açıklamasında “Irak hükümeti Sincar’ı korumak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği için bu eylem gerçekleştirilmiştir” denildi. 

Bu grubun, Haşd el Şaabi ile bağlantılı olma ihtimali yüksek. Nitekim saldırıdan hemen sonra Fetih Koalisyonu ve Şii Koordinasyon Çerçevesi liderlerinden Hamid Musevi, ABD ve Türkiye dâhil tüm “işgalci” güçleri Irak’tan çıkarmaya kararlı oldukları mesajı verdi. Ülkedeki yabancı güçlerin çekilmesiyle Haşd el Şaabi’nin de lağvedileceğini belirten Şii lider, “Tüm yabancı güçler Irak’tan çıkınca bu silahlı güçlerin görevi biter. Ama ABD ve Türk güçleri hâlâ varlığını koruyor” dedi. 

2015’te Musul’u İslam Devleti’nden kurtarmak için hazırlıklar sürerken Haşd el Vatani adını alan Sünni milisleri eğitmek için kurulan Başika üssünün boşaltılması yönünde Bağdat’tan gelen çağrılar kulak ardı edilmişti. Türkiye üsse saldırıdan hemen önce Mahmur, Şengal (Sincar) ve Derik’te (Suriye) belli hedefleri bombaladı. Mahmur’da beşi PKK’li sekiz kişi ölürken 17 kişi yaralandı. Derik’te de Suriye Demokratik Güçleri dört askerini yitirdi. Pençe ve Kartal operasyonları serisinden sonra Kış Kartalı Harekâtı’nı başlatan Erdoğan, Neçirvan Barzani liderliğindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin PKK’ye karşı operasyonlar için sergilediği ortaklıktan çok memnun

BAE ve Türk üssüne saldırılarda bir çakışma noktası aranacaksa Bağdat’taki hükümet kurma arayışlarının gidişatına da bakmak gerekebilir. Ekim 2021’deki seçimin galibi Mukteda Sadr’ın çoğunluk hükümeti kurma arayışından rahatsız olan İran, 2005’ten bu yana olduğu gibi bütün Şii partilerin ortak cephe oluşturup Sünniler ve Kürtlerle koalisyon kurması için bastırıyor. Buna karşın hükümet teşekkülünde Türkiye ile Emirlikler’in aynı tarafa düştüğü görülüyor. Sadr’ın İran’a yakın Şii partileri dışarda tutarak iki Sünni blok Azm Hareketi ile Takaddum ve Kürtlerle çoğunluk hükümeti kurmasının Türkiye ve BAE’nin tercihiyle örtüştüğü söylenebilir. 

Sadr, Irak’taki Türk askeri varlığı ve operasyonlarına karşı çıksa da eski Başbakan Nuri el Maliki gibi isimlerin yer aldığı rakip Şii cephedeki isimlere kıyasla Ankara için daha makul geliyor. 

2009’da Ankara’da cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından ağırlanmasının ardından Sadr’la büyükelçi ve dışişleri bakanı düzeyinde birkaç görüşme olmuştu. Yine de ilişkiler Erdoğan’ı tatmin edecek düzeyde olgunlaşmadı. 2016’da Türkiye’nin Bağdat büyükelçiliğinin önünde Başika üssüne karşı düzenlenen gösteride Sadr taraftarları başı çekiyordu. Irak’ın farklı güçler arasında çekişme alanına dönmesini istemeyen Sadr, 2019’dan itibaren Türkiye’nin PKK’ye karşı geliştirdiği Pençe-Kartal operasyonları serisine de karşı çıkmıştı

Ancak Ankara, İran nüfuzuna karşı daha ulusal tepkiler geliştiren Sadr’a daha fazla değer atfediyor. Sadr’ın kuracağı hükümet sayesinde İran’ın etkisi gerileyecekse buna Türkiye ve Körfez’deki Sünni aktörlerin “hayır” demesi mümkün değil.

Emirlikler’e dönersek, son dönemde Tahran ile Abu Dabi arasında kuşkuları izale etmeye dönük karşılıklı ziyaretler olsa da ocaktaki Husi saldırıları ve Herzog’un ziyareti ilişkileri yeniden limonileştirdi. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 7 Şubat’ta öngörülen BAE ziyareti gündemden düştü. Husilerin sözcüsü de roket saldırılarının devam edeceği tehdidini BAE ile İsrail arasındaki ilişkilere bağladı.

Abu Dabi’ye ulaşan roketler Herzog’un ziyaretini etkilemezken İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’e yazdığı mektupta istihbarat ve savunma desteği önermişti. 

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın 3 Şubat’taki ilk Bahreyn ziyaretinde de güvenlik işbirliği anlaşması imzalandı. İran’ı alarma geçiren nokta da İsrail’in bu minvalde Körfez’le ilişkilerine istihbarat ve savunma ortaklığını katması. 

2 Şubat’ta BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid’i arayan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Yemen savaşının kimsenin faydasına olmadığını vurgularken İsrail’in artan varlığının tüm bölge ülkelerine tehdit olduğu mesajı verdi. İran ile Suudi Arabistan arasında Bağdat’ın arabuluculuğunda beşinci görüşmelerin hazırlıkları sürerken temaslar Yemen’deki tırmanışın da etkisiyle normalleşme için gerekli olgunlaşmayı sağlamadı. 

Bu gelişmeler yaşanırken Erdoğan, İran’dan gelen doğalgazdaki düşüşe bağlı olarak yaşanan krize açıklık getirirken İsrail’le normalleşme arayışının arkasındaki itici faktörün Doğu Akdeniz’deki enerji kavgası olduğunu da belli etti. 3 Şubat’ta Ukrayna’dan dönüşünde uçağına aldığı gazetecilere, gelecek ay Ankara’yı ziyaret etmesi beklenen İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’la doğalgaz meselesini de görüşeceğini belirterek “İsrail doğal gazını ülkemizde kullanırız, kullanmanın ötesinde Avrupa'ya geçişi için de müşterek bir çalışmanın içerisine gireriz” dedi. 

Ankara enerji ortaklığıyla İsrail’i, silahlı insansız hava araçları başta olmak üzere savunma alanındaki işbirliğiyle BAE ve Suudi Arabistan’ı ayartmaya çalışırken Tahran’ın yeni güç bileşiminden hoşlanması beklenmiyor. Irak da rahatsızlıklarını dışa vurduğu bir ön cephe gibi duruyor.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Turkey Briefing Turkey Briefing

Turkey Briefing

Top Turkey stories in your inbox each week

Trend Reports

Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman (4th R) attends a meeting with Chinese President Xi Jinping (3rd L) at the Great Hall of the People in Beijing on February 22, 2019. (Photo by HOW HWEE YOUNG / POOL / AFP) (Photo credit should read HOW HWEE YOUNG/AFP via Getty Images)
Premium

From roads to routers: The future of China-Middle East connectivity

A general view shows the solar plant in Uyayna, north of Riyadh, on March 29, 2018. - On March 27, Saudi announced a deal with Japan's SoftBank to build the world's biggest solar plant. (Photo by FAYEZ NURELDINE / AFP) (Photo credit should read FAYEZ NURELDINE/AFP via Getty Images)
Premium

Regulations on Middle East renewable energy industry starting to take shape

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial