İsrail, Türkiye ile vardığı normalleşme anlaşması kapsamında Mavi Marmara baskınında zarar görenler için 20 milyon dolar civarında tazminat ödemeyi taahhüt etti. Doğal olarak anlaşmanın bu maddesi İsrail siyasetinde sert tepkilere neden oldu. HaBayit HaYehudi lideri Naftali Bennett, kendisi dâhil partisine mensup bakanların anlaşmaya karşı çıkacağını belirtti ve bunun nedeni şöyle açıkladı: “Terörist bir eylemin faillerine tazminat ödenmesi İsrail’in ileride pişman olacağı tehlikeli bir emsal oluşturacak.” Eski baklanlardan Gideon Saar da Facebook’tan şu mesajı paylaştı: “Filistin Yönetimi teröristlerin ailelerine tazminat ödediği zaman haklı olarak öfkeleniyoruz. (…) Saldırganların tazmin edilmesi yönünde bir emsal yaratmak ulusal haysiyetimizi yaralamakla kalmıyor, terörle mücadelesi henüz sona ermekten çok uzak olan İsrail açısından ciddi bir stratejik hata oluşturuyor.”
Tazminat konusu sadece İsraillilerin tepkisine neden olmadı. İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Mavi Marmara’da mağdur ettiği kişilerin – ki Türkiye’de bunlara “insan hakları aktivistleri”, İsrail’de ise “terör aktivistleri” deniyor – tazmin edilecek olması Gazze ve Batı Şeria’daki bazı grupları da öfkelendirdi. Zira insan hakları örgütleri, yıllardır İsrail hükümetine mağdur ettiği sivillerin sorumluluğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Ne var ki İsrail’in çıkardığı bir dizi yasa Filistinlilerin bedensel yaralanmalar ve mallarına verilen zararlar için tazminat davası açmasını engelliyor.