Orta Doğu’da yaşanan hızlı değişimler Rusya için sorun ve tehdit üretiyor ama aynı zamanda yeni fırsatlar sunuyor. Cihatçı grupların giderek güçlenmesi, Maşrık ülkeleri başta olmak üzere yerleşik ulus devlet sisteminin fazlasıyla aşınması, başat Sünni devletler arasında liderlik rekabetinin kızıştığı bir ortamda hem Sünniler ve Şiiler arasında hem çeşitli Sünni gruplar arasında gerilimin artması sorun ve tehdit teşkil eden gelişmeler arasında yer alıyor.
20. yüzyılda oluşan klasik devlet tanımının çökme ihtimali istikrara önem veren Rusya için ciddi bir endişe kaynağı. Ancak Rusya’nın bölgedeki ulusların yapısında meydana gelebilecek değişikliklere yaklaşımı esasen şu varsayıma dayanıyor: Halkların hangi ülkelerde, hangi sınırlar içinde ve hangi hükümetlerin idaresinde yaşayacağına kapsayıcı diyalog temelinde ve dış müdahale olmaksızın halklar kendileri karar verir ve bu kararlar uluslararası hukuk kuralları gözetilerek uygulanır.