25 Ocak Devrimi’nin ardından Mısırlı kadınlar tüm seçimlere katılarak siyasi dönüşümde kilit rol oynadı. Kadınlar, 30 Haziran 2013 hareketlerinde, 2014 anayasa referandumunda, Abdül Fettah El Sisi’nin aynı yıl cumhurbaşkanlığına seçilmesinde de etkili oldu. Durum böyle olunca kadınların Sisi dönemindeki durumunu 25 Ocak Devrimi sonrası yıllarla kıyaslamakta, devletin kadına yaklaşımında gerçek bir değişim olup olmadığını incelemekte fayda var.
Sisi dönemi ile Müslüman Kardeşler devrini Al-Monitor’a değerlendiren Ulusal Kadın Konseyi eski genel sekreteri Büyükelçi Mona Ömer’e göre “Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler iktidarıyla kıyaslandığında kadınların durumu Cumhurbaşkanı Sisi döneminde ilerleme kaydetti.” 2014 anayasasına işaret eden Ömer “Yeni Mısır anayasası kadınlar lehine hükümler getirdi.” diyor.
Kadın haklarını koruyan hükümlerden biri olan vatandaşlıkla ilgili 6. Madde şöyle diyor: “Mısırlı bir baba veya Mısırlı bir anneden doğan herkes vatandaşlık hakkına sahiptir.” Kadın-erkek eşitliğine ilişkin 11. Madde’ye göre “Devlet tüm sivil, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar bakımından kadınların ve erkeklerin eşitliğini sağlamayı üstlenir.” Kadınları siyasette güçlendirmeyi amaçlayan 180. Madde’ye göre ise “Her yerel birimde üyelerin dörtte birinin kadın olması kaydıyla doğrudan ve gizli oyla yerel meclis seçilir.”
Sisi’nin, Tahrir Meydanı’nda tacize uğrayan bir kızı 11 Haziran 2014’te ziyaret ettiğini vurgulayan Ömer şöyle devam ediyor: “Bir Mısır cumhurbaşkanı ilk defa bir taciz mağdurunu ziyaret etti. Bu ziyaret yetkililerin de dikkatini çekti ve yetkililer Mısırlı kadınlara yönelik taciz sorunuyla ilgilenir oldu. Bunun yanında İçişleri Bakanlığı, tüm emniyet müdürlüklerinde kadına karşı şiddetle mücadele için polis birimleri oluşturdu ve karakollarda kadın polisler görevlendirdi.”
Ömer, kadınların Sisi iktidarında ilerleme kaydettiğinin en önemli işareti olarak ilk defa bir kadının Feyza Ebu El Neca’nın Cumhurbaşkanlığı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanmasını görüyor ve bunun sadece Mısır’da değil, tüm Orta Doğu’da bir ilk olduğunu vurguluyor.
Mısır Kadın Hakları Merkezi Başkanı Nuhad Ebu El Komsan da Ömer’le hemfikir: “Cumhurbaşkanı Mursi ve Müslüman Kardeşler iktidarıyla ve de 2011-2012 parlamento seçimlerini kazanan İslamcıların dönemiyle kıyaslandığında kadınların durumu Cumhurbaşkanı Sisi döneminde olumlu yönde değişti.”
Kahire Üniversitesi İktisadi ve Siyasi Bilimler Fakültesi’nde siyaset bilimci olan Dina El Havaca ise aynı görüşü paylaşsa da Al-Monitor’a şu yorumda bulunuyor: “Kadınların Sisi dönemindeki durumu objektif bazı göstergeler olmadan iyileşti. Kadınların siyasette temsil edilmesi kadınların durumunun genel olarak düzeldiğini göstermez. Kadınlar çalışma hayatında hâlen ötekileştiriliyor, kamusal alanda hâlen tacize uğruyor.”
Ebu El Komsan da kadınların Sisi yönetiminde daha iyi durumda olmasının ve yeni anayasal haklar kazanmasının fiiliyatta gerçek bir değişim anlamına gelmediğini belirtiyor ve şunu ekliyor: “Bu normal sayılır. Zira Mısır büyük bir ülke, anayasal hakların hayata geçirilmesi zaman istiyor.”
17 Mısır vilayetinde valileri değiştirme kampanyasına da değinen Ebu El Komsan şöyle diyor: “Valileri değiştirme hareketi hayal kırıklığı oldu. Sadece üç vilayette – Kahire, Gize ve İskenderiye – üç milletvekili ve kadın aktivist vali yardımcısı olarak atandı. Bu sayı kadınların Mısır toplumundaki oranını yansıtmıyor.”
Uluslararası Af Örgütü ise “Cehennem Sarmalı: Mısır’da Kadınlara Karşı Aile İçi, Kamusal ve Devlet Kaynaklı Şiddet” başlıklı raporunda başka bir değerlendirme ortaya koyuyor. Rapor, Mısır’da kadınlara karşı şiddetin aile içinde ve devlet düzeyinde hâlen yaygın olduğunu, kadınların cinsel şiddete ve cezaevlerinde işkenceye maruz kaldığını anlatıyor. Raporda kadına karşı şiddetle mücadelede önlemlerin geciktiği ve atılan adımların kız çocuklarıyla kadınlara karşı cinsel ve fiziksel şiddetin ortadan kaldırılmasına yeterli olmadığı vurgulanıyor.
Havaca ise şu yorumda bulunuyor: “Mısır’daki iktidarlar, kadın hakları konusunu ayrı bir konu olarak değil, güvenlik menfaatleri ve ulusal menfaatlerle ilgili daha geniş konuların unsuru olarak ele aldı. Kadınların talepleri çoğu zaman çok geniş kapsamlı ajandalara eklemlendi. Örneğin Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır döneminde ulusal kurtuluş mücadelesine, Cumhurbaşkanı Sedat Enver döneminde devlet kurumlarının inşasına, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek döneminde de teröre karşı ulusal mücadeleye… Devlet, halkın mevcut siyasal rejime verdiği desteğe karşılık olarak kadınların talep ve haklarını bir alt konu olarak ele alıyor.”
Mısır’da kadınların ilerleyebilmesi için Sisi yönetimi, nisan 2015 parlamento seçimlerinin ardından kadın hakları konusunu yeni meclisin yasama gündemine almalı, kadınların kamusal ve siyasi hayata katılmasını sağlamalı.