Doğu Kudüs’te son aylarda her gün yaşanan gösteriler, Şuafat Mahallesi’nden Muhammed Ebu Haydar isimli Filistinli gencin 2 Temmuz’da diri diri yakılmasıyla tetiklenmişti. Ancak Filistinliler için asıl duygusal tetikleyici hep Mescid-i Aksa oldu. Radikal İsrailli Yahudilerin Müslümanların bu kutsal mekânına girme ve bölgeyi sahiplenme teşebbüsleri günlük olarak devam ederken öfke dalgaları da kabarıyor.
İsrailli askerler ve istihbaratçılar, fanatiklerin camii alanına tecavüz girişimlerine müsamaha ederken Filistinlilerin gösterilerini bastırmaya çalışıyor. Ancak karşılarında sarsılmaz ve gittikçe güçlenen bir direniş var. Direnişçiler, çoğunlukla yaşlı kadınlardan, yetişkin çocukları olan annelerden, torun sahibi ninelerden oluşuyor. Bu kadınlar, camii alanını ibadete gelen Yahudilere karşı sırf fiziksel varlıklarıyla korumayı görev edinmiş durumda. Sarsılmaz, sebatlı anlamına gelen “murabitat” adıyla anılan bu kadınlar, çeşitli dersler için camii avlusunda toplanıyor ve orada ibadet etmeye teşebbüs eden fanatik Yahudileri gözlüyor.