Ana içeriğe atla

Ukrayna krizi: İsrail-Türkiye yakınlaşması arabuluculuk çabalarına nasıl yansıyor?

İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk çabalarında rakipmiş gibi görünüyor ama durum gerçekten böyle mi?
Turkish President Recep Tayyip Erdogan (L) welcomes Israel's President Isaac Herzog (R).

Daha iki hafta önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski arasında arabuluculuk yapabileceği söylenen İsrail, son günlerde daha ihtiyatlı bir tutuma girdi. Başbakan Naftali Bennett’in yakın çevresi düne kadar arabuluculuk çabalarını överken şimdi bu konuda düşük bir profil izlemeye çalışıyor.

Bennett iki liderle uzun telefon görüşmeleri yapmaya devam ediyor ve Financial Times gazetesi bu hafta Bennett’in “müzakereler konusunda başlıca uluslararası arabulucu” olduğunu yazdı. Yine de Kudüs’teki yetkililer sessiz. Kimliğinin saklı kalması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan Bennett’e yakın bir isim, “Financial Times’a bilgi veren bizler değiliz. Haber Avrupa’daki muhabirlerinden geldi. Bizim bu habere herhangi bir tepkimiz olmayacak” dedi. 

Bu arada, Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı ve özü bir hafta önce burada aktarılan öneriye ilişkin haberler devam ediyor, görüşmelerde ilerleme sağlandığı da iddia ediliyor. İsrail şu aşamada iyimser değil ve Bennett’in ekibi onun rolünü fazla büyütmemeye çalışıyor. Belki de başarısız olacağı beklentisiyle prestij kaybından korkuyorlar ya da İsrail’in taraflara karşı savaşın başından beri izlediğini söylediği “ölçülü politika” gereği böyle davranıyorlar. 

İsrail kendi rolünü hafifsemeye çalışırken Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rolünün öne çıktığı görülüyor, Putin ve Zelenski’ye Ankara veya İstanbul’da buluşma teklifleri yapılıyor. Rus işgali henüz başlamamışken Bennett böyle bir zirvenin Kudüs’te yapılabileceği fikrini ortaya atmıştı ama artık bu konuda hevesli değil. Kudüs’te buluşmak için istekli olduğunu ifade eden Ukrayna tarafı, İsrail’den kaçamak cevaplar alıyor. Şimdilik Türkiye öne çıkmış durumda, İsrail ise geri plana düştü.

Bir yıl öncesine kadar bu tür arabuluculuk girişimlerinin İsrail ile Türkiye arasında rekabete yol açması muhtemeldi. Oysa bugün İsrail ve Türkiye’nin koordine hareket ettiği bile iddia ediliyor. Bu değişimin nedeni, ikili ilişkilerin geçtiğimiz yazdan beri ciddi ölçüde yumuşaması. Bu süreç Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un 9-10 Mart’ta Ankara ve İstanbul’u ziyaret etmesiyle sonuçlandı. Tabanını toparlama ihtiyacı hissettiğinde İsrail’i şamar oğlanı olarak kullanagelen Erdoğan, bu konfor alanını açıkça terk ederek Herzog’u sıcak bir şekilde ağırlamak için elinden geleni yaptı. Yaptığı açıklamalara bakılırsa Erdoğan önemli bölgesel ve uluslararası gelişmeler karşısında ülkesinin stratejik jeopolitik menfaatlerine odaklanmış durumda. Bu bağlamda Türkiye’nin pozisyonları pek çok başka ülkeye nazaran İsrail’e çok daha yakın. 

Herzog Türkiye ile buzları eritme gezisinden gayet memnun döndü. Kendisi Ankara’da tam teşekküllü tören kıtası, 21 pare top atışı ve İsrail milli marşı Hatikva’nın orkestra tarafından çalınması dâhil olmak üzere özel konuklara uygulanan debdebeli bir törenle karşılandı. Hamas’la bağları olan İslamcı bir liderin sarayının avlusunda İsrail marşı çalınırken saygı duruşunda durması, iki ülke arasında husumet ve yabancılaşmayla geçen 10 yılı aşkın bir sürenin ardından Herzog için tam bir zafer fotoğrafıydı.

Yine de Herzog gerçekçidir ve bu gelişmelere daha ihtiyatlı yaklaşan İsrail diplomasisinin tepe kademeleri ona bir şans vermeye istekli. Kimliğinin saklı kalmasını isteyen üst düzey bir diplomatik kaynak Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Türkiye ile eski stratejik ittifakımıza benzer bir ilişkinin şu an olası olmadığını biliyoruz. Erdoğan’ın limitlerinin farkındayız. Bize aşık olmadığını, Siyonizm taraftarı hâline gelmediğini de biliyoruz. Kendisi sadece pragmatik bir liderlik sergiliyor. Çok sayıdaki ortak menfaatimiz kritik kütleye ulaştı ve onu yön değiştirmeye itti. Yaptığı budur ve biz de ona ayak uyduruyoruz.”

Bir başka İsrailli diplomatik kaynak ise şöyle konuştu: “Bu kadar büyük bir fırsat penceresi açıldığında onu kapatmazsınız. Türkiye bir güçtür, İran ve İsrail’le birlikte Orta Doğu’da gelişmelere yön veren Arap olmayan üç güçten biridir. Bu devletler arasında ittifak yok. İran İsrail’i yok etmek istediğini gizlemeyen bir düşman. Türkiye’nin tutumu ise bambaşka.” Yetkili, Türkiye nüfusunun 90 milyona doğru gittiğini, İsrail-Türkiye ticaret hacminin küresel ticareti vuran koronavirüs salgınında dahi artış kaydederek 8 milyar dolara yaklaştığını ve iki ülkeyi stratejik ticari ortak hâline getirdiğini vurguladı. Yetkili, “Bu, göz ardı edilemez. Erdoğan’ın da bunu görüyor olması bizi memnun ediyor” dedi. 

Ancak Erdoğan’ın niyetleri Filistin meselesi bağlamında henüz ciddi bir teste tabi tutulmuş değil. Geçmişte İsrail ile Filistinliler arasında ciddi çatışmalar patlak verdiğinde Erdoğan sert söylemlerle, İsrail karşıtı adımlarla tepki verirdi. Şimdi iki taraf da böyle bir durumun olmamasını umuyor, özellikle de 2 Nisan’da başlayacak olan Ramazan ayında. Ramazan bu yıl nisan ortalarında başlayan Yahudi Hamursuz Bayramı ile çakışıyor. Geçmiş tecrübelere bakılırsa bu tür çakışmalar pek hayırlı olmuyor. Erdoğan’ın önem atfettiği Kudüs’teki El Aksa Cami ve Gazze Şeridi bayram takvimi süresince İsrail ile Filistinliler arasında bir alevlenmenin yaşanabileceği iki hassas nokta.

Erdoğan ve Herzog tüm bunları hesaba katarak iki başkent arasında fikir ayrılıklarını gidermek, krizlerin üstesinden gelmek için özel ekipler kurmayı kararlaştırmışlardı. İsrail ekibinin başında saygı duyulan bir isim olan Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Alon Ushpiz, Türk ekibinin başında ise Erdoğan’ın en yakın danışmanlarından İbrahim Kalın bulunacak. Yukarıda bahsi geçen ikinci İsrailli diplomatik kaynak, “Bir sonraki krizi aşıp aşamayacağımızı ya da krizin ne zaman patlak verebileceğini bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum ki bu kez her iki tarafın da iradesi barışçıl bir neticeye varılması yönünde” dedi.

Bu arada İsrail diğer bölgesel müttefiklerine güven vermeye çalışıyor. Herzog Ankara’ya gitmeden önce Yunanistan ve Kıbrıs’a resmi ziyaretlerde bulundu. Herzog’un danışmanlarına göre her iki ülke İsrail’in Türkiye ile yakınlaşmasına olur verdi. 

İsrail’in karasularında bulunan geniş doğal gaz yatakları büyük bir ihsan olmakla birlikte İsrail’in bölgesel ilişkilerinde son derece hassas bir konu oluşturuyor. Diplomatik yetkiliye göre “Erdoğan İsrail gazını olabildiğince çok, olabildiğince hızlı istiyor.” İsrail gazının Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya taşınmasını öngören EastMed boru hattı projesi, ABD’nin çekincelerinin de etkisiyle rafa kaldırılmıştı. Yetkili, “Amerikalılar gazın Türkiye’den geçmesini yeğliyorlar” dedi. 

İsrail gazının Mısır üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını öngören planlar da var. 

Ekonomik konularla ilgili kıdemli bir İsrailli kaynak bu konuda şöyle konuştu: “Çeşitli seçenekler ve boru hatları arasında karmaşık bir dans yapmaya çalışıyoruz. Stratejik ilkemiz, tüm yumurtaları aynı sepete koymaktan kaçınmak, yani bizimkisi gibi istikrarsız bir bölgede gazın tamamını tek bir boru hattına vermekten kaçınmaktır.” Bu sözlerden nasıl bir anlam çıkarılabilir? Görünen o ki Avrupa’ya verilecek gazın bir kısmının kuzeyden Türkiye üzerinden, bir kısmının da batıdan Mısır üzerinden taşınması, İsrail’i memnun edecek. Ancak bu memnun edici tasavvur halen çok uzakta. Şimdilik Ramazan’ı nasıl atlatacağımızı görelim.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

Text Alerts - Be the first to get breaking news, exclusives, and PRO content.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial