Ana içeriğe atla

İsrail’in Suriye stratejisi çöktü mü?

İsrail’in Suriye savaşındaki öngörüleri geçersizliğini yitirirken rejimin İran himayesinde iktidarını koruyacağı beklentisi stratejik değişiklikleri zorunlu kılıyor. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Israeli soldiers from the 605 Combat Engineering Corps battalion take part in a training session on the Israeli side of the border between Syria and the Israeli-occupied Golan Heights June 1, 2016. REUTERS/Baz Ratner/File Photo - D1AETZOHRRAA

Orta Doğu’da son beş yılda yaşananlar – Suriye’deki iç savaş, İslam Devleti’nin yükselişi, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrileceği beklentisi, Irak’taki şiddet -- İsrail’in ulusal güvenlik yaklaşımını etkiledi. Bu gelişmeler ışığında ve İsrail’in ilk kez tehdit oluşturan konvansiyonel ordularla çevrili olmadığı gerçeğinden hareketle İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) bazı önemli değişiklikler yaptı: Kimi zırhlı birlikler lağvedildi, kara birlikleri farklı yerlere kaydırıldı, yeni komando birlikleri kuruldu ve piyade birlikleri daha üst bir seviyeye getirildi. Genel anlamda düzenli ordularla geleneksel büyük çaplı savaşların yerine gerilla harbine, dağınık terör ağlarıyla mücadeleye yönelik bir intibak süreci yaşandı.

Ancak son birkaç aydır İsrail güvenlik yetkililerine yeni bir bakış açısı sirayet ediyor. Son yılların yerleşmiş çalışma varsayımları sarsılıyor, yıkılmaya başlıyor. Henüz IDF’nin rota değiştirdiği noktada değiliz. Ama son altı aydaki gidişat sürerse her şey mümkün olabilir.

İsrail güvenlik teşkilatında çok yüksek bir makamda bulunmuş olan bir kaynak Al-Monitor’a geçen hafta yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Yaptığımız tüm değerlendirmelerin yanlış olabileceğini kabul etmenin zamanı geldi. Son beş yıla hâkim olan ortak görüş Suriye’nin asla eski haline dönemeyeceği yönündeydi. İşler nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın bildiğimiz Suriye devletinin artık mazi olduğunu düşünüyorduk. Ancak yanıldığımız anlaşılıyor.”

Tepedeki karar vericiler henüz rota değiştirmiş değil. Ama anlaşılan o ki bu tip görüşler kapalı kapılar ardında dile getiriliyor ve çok gizli istihbarat değerlendirmelerinde Esad’ın kendisine erkenden rahmet okuyanları alt edeceği ciddi bir ihtimal olarak görülüyor.

Kaynak şöyle devam ediyor: “Suriye geri geliyor. Bu artık net. Mesele toprak miktarı değil, merkezi yönetimdir. Beklenmedik bir şey olmazsa Esad yakın gelecekte bu savaşın nihai, tartışmasız galibi ilan edilecek. Ondan sonra Suriye’nin yeniden inşasına giden yol oldukça kısa olur.”

Günümüzde öngörüde bulunmak zor bir iş. Orta Doğu’da her şey mümkün. Buralarda hiçbir şey gerçekten bitmeden bitmiş sayılmaz ki bazen bittiği zaman dahi bitmez. Hatırlayalım: Eski Başbakan Ehud Barak, Suriye iç savaşının başlamasından kısa süre sonra ocak 2012’de Esad’ın kaderinin belli olduğunu, rejimin devrilmesine haftalar kaldığını söylemişti. O günden bu yana İsrail’in değerlendirmesi radikal bir şekilde değişti. Savaşın uzun yıllar süreceği, kimsenin gerçek anlamda galip çıkamayacağı öngörüldü. Ancak gelinen noktada bu öngörü bile sallantıda.

Suriye’nin küllerinden yeniden doğabileceği ihtimali İsrail açısından sarsıcı bir değişiklik. Zira bu ihtimal, düzenli orduların, ağır silahların yer aldığı konvansiyonel Orta Doğu cephesinin mazi olduğu görüşünü geçersiz kılıyor.

Kaynak şöyle diyor: “Suriye ordusunu ayağa kaldırmak için İranlıların bir servet yatıracağı, bizim de yine (Suriye ordusuna ait) 4. Tümen’le, 5. Ordu’yla ya da savaş öncesi yıllardan tanıdığımız çeşitli cumhurbaşkanlığı birlikleriyle uğraşacağımız öngörülebilir.”

İsrail’deki askeri uzmanlar ve istihbarat analistleri kaçırılan birçok fırsatın pişmanlığını yaşıyor olmalı. Örneğin pragmatik Sünni isyancılarla önemli ittifaklar kurulabilir, çatışmaların cumhurbaşkanlığı sarayı yakınlarına ulaştığı o kritik anlarda Esad rejimine öldürücü darbe indirilebilir ya da Golan Tepeleri’nin karşısındaki bölgede bir tür güvenlik şeridi oluşturulabilirdi. İsrail bunların hiçbirini yapmadı ama en güvenli, en rahat yolu seçtiği için de suçlanamaz. Suriye’deki savaş İsrail’i hem kuzeyde hem doğuda ciddi endişelerden azat ederken o da kenarda durdu ve iki tarafa da başarılar diledi.

Ancak şimdi bu savaşın ebediyen sürmeyeceği görülüyor. Savaş sona erdiğinde yeni bir Suriye ortaya çıkacak. Eskisinden çok daha tehlikeli bir Suriye…

İsrailli bir güvenlik kaynağı durumu Al-Monitor’a şöyle anlatıyor: “Bu defaki Suriye Irak’la, İran’la bağlantılı bir Suriye olacak ki bu ikisi de Lübnan’daki Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’la bağlantılı. Suriye’deki muktedir geçmişte bağımsızdı ve onu İsrail’le doğrudan karşı karşıya getirmek mümkün olmadı ancak yakında Suriye’nin İran’ın mandasına girdiği anlaşılabilir. Suriye, olabildiğince İsrail kanı dökmeyi amaçlayan yeni bir ‘vekil’ haline gelebilir.”

Başbakan Benjamin Netanyahu 23 Ağustos’ta bir kez daha Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le acil görüşmek için Soçi’ye koştu. Pravda’nın haberine göre Netanyahu panikli bir havadaydı ve büyük bir heyecanla konuştu. Pravda Kremlin’e yakınlığıyla biliniyor ama anlaşılan Kudüs’teki başbakanlığı pek yakından takip etmiyor. Zira Netanyahu ne zaman İsrail etrafında tehditlerin arttığından bahsetse bunu hep büyük bir heyecanla, aşırı bir duygusallıkla ve müthiş bir abartıyla yapar. Bu görüşmede de tarzından ödün vermediği anlaşılıyor.

Suriye cephesindeki gelişmelerin İsrail’i fazlasıyla kaygılandırdığı doğru ama bunların İsrail’in caydırıcılık gücünün temel unsurlarını değiştirmesi beklenmiyor. İsrail, kuzeyde yaşanacak yeni bir çatışmada Lübnan’ı yerle bir edeceğini çünkü Lübnan devletiyle Hizbullah’ın aynı şey olduğunu söylemeye devam edecek. Yeni Suriye de kendini benzer bir durumda bulacak.

Altı yıl sürmüş, yüz binlerce insanın ölümüne yol açmış korkunç bir savaşın ardından Şam’da yeni ve daha da korkunç bir savaşa girmek isteyenlerin sayısı pek fazla olmaz. İsrail’in tahrip gücü Orta Doğu’nun her yerinde çok iyi biliniyor. Kaldı ki İsrail savaş kabiliyetlerini yıllar içinde daha da geliştirdi. Dolayısıyla İsrail ile kuzeydeki komşuları arasında süren gergin sükûnet bu caydırıcılık dengesine dayanıyor. Sükûneti bozma seçeneği ise Tahran’ın elinde.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Israel Briefing Israel Briefing

Israel Briefing

Top Israel stories in your inbox each week

Trend Reports

Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman (4th R) attends a meeting with Chinese President Xi Jinping (3rd L) at the Great Hall of the People in Beijing on February 22, 2019. (Photo by HOW HWEE YOUNG / POOL / AFP) (Photo credit should read HOW HWEE YOUNG/AFP via Getty Images)
Premium

From roads to routers: The future of China-Middle East connectivity

A general view shows the solar plant in Uyayna, north of Riyadh, on March 29, 2018. - On March 27, Saudi announced a deal with Japan's SoftBank to build the world's biggest solar plant. (Photo by FAYEZ NURELDINE / AFP) (Photo credit should read FAYEZ NURELDINE/AFP via Getty Images)
Premium

Regulations on Middle East renewable energy industry starting to take shape

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial