ERBİL, Irak — Suriye’nin doğu sınırında, İslam Devleti’nin kontrolünde bulunan Deyrizor vilayetinden savaşçıların oluşturduğu silahlı muhalif gruplar için son aylar oldukça zorlu geçti.
Ülkenin kuzey ve güney bölgelerindeki bazı gruplar Rakka’nın geri alınması için Kürt savaşçılara yardım etseler de Deyrizorlu grupların çoğu, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki Kürtlerin Rakka harekâtına katılımına şiddetle karşı çıkıyor. Oysa yerel grupların Deyrizor harekâtına eklemlenmesi Sünni Arap nüfusundan gelebilecek olası tepkilerin önlenmesi ve etnik çatışmaların engellenmesi için yaşamsal önem taşıyor.
Yılın ilk aylarında önemli kazanımlar elde eden ve güney çölünde konuşlu olan Ceyş Usud El Şarkiya’nın (Doğu Ordusu Aslanları) İD kontrolündeki bölgelere ilerleyişi rejim ve İran destekli Şii milislerin güç kazanmasıyla durmuş durumda. Çoğunluğu Deyrizorlu savaşçılar ve komutanlardan oluşan grup son zamanlarda kayda değer bir ilerleme sağlayabilmiş değil. Örgütün son haftalarda yerel bir muhalif grup olan Şehit Ahmet El Abdo’nun da desteğiyle yalnızca güneydeki Bir Mahruta gibi küçük birkaç köyü ele geçirdiği ve rejim güçlerine ait bir tanka ve silahlara el koyduğu bildiriliyor.
Amman merkezli Askeri Harekât Merkezi’nden destek alan ve uzun zaman İD’le mücadeleye odaklanan Ceyş Usud El Şarkiya son aylarda Suriye rejimi ve müttefikleriyle savaşmaya öncelik veriyor.
Örgüte bağlı güçler El Tanf askeri üssü yakınlarında konuşlu durumda. El Tanf üssündeki ABD’li, İngiliz ve Norveçli özel harekât birlikleri Deyrizorlu bir diğer grup olan Devrimci Komandolar Ordusu’nu (MAT) eğitiyor. MAT, Pentagon ile yaptığı destek anlaşması gereği diğer örgütlerden bir saldırı olmadığı müddetçe yalnızca İD’le mücadele ediyor.
Eskiden MAT’ın basın işlerinden sorumlu bir kaynak isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a Suriye’de Pentagon’un rolünün güçlenmesi ve CIA’nin rolünün zayıflamasıyla ABD tarafından MAT’a verilen desteğin arttığını Ceyş Usud El Şarkiya’ya verilen desteğin ise azaldığını söylüyor. Ceyş Usud El Şarkiya MAT’a göre daha geniş bir hâkimiyet alanına sahip olsa da bu eğilim devam edecek gibi görünüyor. Zira ABD’de ocak ayında göreve başlayan Trump yönetimi Suriye’de Pentagon’un ön planda olmasını istiyor.
Ceyş Usud El Şarkiya Sözcüsü Bahrettin El Selama da temmuz ayı sonlarında Türkiye’nin güneyinde Al-Monitor’a yaptığı açıklamada örgütüyle MAT arasındaki dengenin “CIA ile Pentagon arasındaki ilişkiyle paralel olduğunu” doğruladı.
Selama şöyle dedi: “İD’le mücadelede birkaç kez MAT’la iş birliği yaptık ama hepsi bu kadar. (...) Hava desteği olsaydı çok daha fazlasını yapabilirdik.” Selama Türk ve Ürdün makamları izin verirse Suriye’nin doğusundan kuzey bölgelerine “Binlerce adam daha gönderebileceklerini” de ekledi.
Ceyş Usud El Şarkiya’ya mensup bazı küçük çaplı birlikler ise aylardır Lübnan sınırı yakınlarındaki Kalamun bölgesinde kuşatma altında.
Selama bu konuda şu bilgileri verdi: “Orada yaklaşık 100 savaşçı var. Rusların bu adamlar için önerdiği uzlaşı anlaşması büyük ihtimalle kabul edilecek ama henüz edilmedi.”
Suriye’nin Kürtlerin kontrolündeki kuzey bölgesinde faaliyet gösteren ve nüvesini Deyrizorlu Arapların oluşturduğu Özel Suriye Güçleri (SEF) ise SDG’nin Rakka’daki mevzilerinden temmuz ayında çekildi. Albay John Dorrian, aralık 2016’da düzenlenen ABD öncülüğündeki Köklü Çözüm Harekatı’nın sözcüsüyken bu örgütü “kayda değer bir güç” olarak tanımlamıştı.
Örgütün Komutanı Ebu Salih Al-Monitor’a ağustos ayının başlarında Erbil’de yaptığı açıklamada Rakka savaşından çekilme kararını şöyle açıkladı: “SDG doğrudan onların komutasına girmemiz için sürekli baskı yapıyordu ve gerekli teçhizatın bize ulaşmasını engelliyordu.” Ebu Salih SDG’nin savaşın bazı cephelerinden kısmen çekilip örgüte bağlı savaşçıları tehlikeye attığını da söyledi.
Ebu Salih ülkenin petrol zengini doğu bölgelerinde İD’e karşı ayaklanan ve birçok üyesi İD tarafından katledilen Şayitat aşiretine mensup. İD, 2014’ün ağustos ayında aşiretin çoğu genç erkeklerden oluşan en az bin üyesini sadece birkaç gün içinde katletmişti. Ebu Salih İD ortaya çıkmadan önce rejime karşı savaşan yerel bir silahlı muhalif örgütün komutanıydı
Şimdi komutasındaki bini aşkın savaşçının Haseke’nin güneyine çekildiğini anlatan Salih uluslararası koalisyondan doğrudan destek gelmediği müddetçe ilerlemeyeceklerini söyledi. Salih Rakka ele geçirilinceye kadar bunun pek mümkün görünmediğini de ekledi.
Kuzey ve güneyde faaliyet gösteren muhtelif grupların komutanları birbirleriyle kişisel olarak irtibat halinde olduklarını söylüyorlar. Ancak nüvesini Deyrizor halkının oluşturduğu grupların tek bir çatı altında toplanması yıllardır konuşulsa da bu henüz hayata geçirilemeyen bir plan.
Ebu Salih de birkaç ay önceki iyimserliğini kaybetmiş durumda. Güneydeki Suriye çölünde İran destekli milislerin yoğun bir varlık gösterdiğine işaret eden Ebu Salih Deyrizor’u kurtarmak için tek seçeneğin kuzeyden ilerlemek olduğunu söylüyor. Ancak Rejim güçleri de kuzeyden Deyrizor’a ilerliyor.
Öte yandan Deyrizor merkezli muhtelif gruplar ve İD’in pençesinden kaçan Deyrizor halkı bölgenin kurtarılması harekâtına Kürtlerin de katılmasına şiddetle karşı çıkıyor. Hatta kimileri Kürtlerin topraklarına girmesine izin vermektense “İD’in safında savaşmayı tercih edeceklerini” söylüyor.
Ebu Salih ise Kürtlerin savaşa katılmaması gerektiğine inansa da bu yaklaşımı yapıcı bulmuyor. Zira en azından kara harekâtının başlangıç aşamasında kuzeyden ilerleyebilmek için Kürtlerin kontrolündeki toprakların kullanılması gerekiyor.
Kimi uzmanlar Deyrizor’un Rusya destekli Suriye rejimi ve İran destekli milisler tarafından geri alınacağına inanıyor. Ancak Al-Monitor’un bölgede konuştuğu tüm silahlı gruplar bu seçeneğe karşı çıkıyor. Bu ihtimal, İran’dan Irak, Suriye, Lübnan ve Akdeniz’e uzanacak bir ikmal hattının önünü açacağı için ABD ve İD karşıtı uluslararası koalisyonun diğer üyelerini de memnun etmez. Bunu engellemenin tek yolu ise Ceyş Usud El Şarkiya, MAT ve SEF gibi yerel silahlı örgütlerin desteklenmesinden geçiyor.