7 Şubat günü İsrail kabinesinin en az iki üyesi, İsrail’le Hamas arasında çok yakında, hatta belki bahar aylarında yeni bir çatışmanın beklendiğini açıkladılar. Bunlardan biri, Güney Komutanlığı’nın eski komutanı ve şu an konut bakanı olan emekli Tümgeneral Yoav Galant idi. İkincisi ise HaBayit HaYehudi partisinin genel başkanı Eğitim Bakanı Naftali Bennett.
Bu açıklamalardan bir gün önce 6 Şubat’ta Selefi bir grubun güney İsrail’de açık bir alana attığı tek bir rokete misilleme olarak Hamas hedeflerine büyük çaplı saldırılar düzenlenmişti. İsrail’in Gazze’den yapılan irili ufaklı her türlü saldırıya karşı misilleme politikası izlediği biliniyor. Ancak Avigdor Liberman’ın savunma bakanı olmasıyla bu misillemelerin bir tık daha şiddetlendiği ve orantısız bir hâl aldığı gözlemleniyor. İsrail artık boş mevzilere üç beş atış yapmakla yetinmiyor, adı sanı duyulmamış grupların attığı her roket için Hamas’a ağır bedeller ödetiyor. Misilleme saldırılarında tüneller, özel silah depoları, güvenlik altyapıları gibi stratejik noktalar hedef alınıyor. Böylece paradoksal bir şekilde Hamas yönetimine kafa tutan Selefi gruplar da Hamas’a zarar vermenin yolunu bulmuş oluyor. Yapmaları gereken tek şey İsrail’e ateş açmak, sonra da oturup beklemek.
İsrail’in yaklaşımı anlaşılabilir. Amaç “damlama” diye tabir edilen gelişigüzel ama istikrarlı roket atışlarının hortlamasını önlemek. Bu tip saldırılar güneyde yaşayan yüz binlerce İsraillinin günlük hayatını yıllarca kâbusa çevirmişti. Ancak görünen o ki son gelişmelerin arkasında daha başka, stratejik birtakım hesaplar var ve bunlar 2014 Koruyucu Hat Harekâtı’yla yaşanan son çatışmadan üç yıl sonra tarafları yeniden sıcak çatışmanın eşiğine getirebilir.
Bu denklemin temelinde Gazze halkının içinde bulunduğu vahim koşullar var. Birleşmiş Milletler raporuna göre Gazze 2020’ye kadar yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacak. Elektrik tedariki tamamen çökmüş durumda, su çok yakında içilemez duruma gelebilir, işsizlik astronomik düzeyde, yeniden inşa ve ıslah çalışmaları ise sürüncemede. İsrail istihbaratının tüm bunların sonucunda yaptığı değerlendirmeye göre Hamas üç yıl önce yaptığı gibi bazı adımlar atmak zorunda kalabilir ve bu çıkmazı aşmak için büyük bir patlamayı tetikleyebilir.
Ancak 2014’ten farklı olarak bu patlama çok büyük olabilir. İsrail’in tespitlerine göre Hamas’ta özellikle silahlı kanadın içinde “özyıkım” eğiliminde olan unsurlar var. Bu kişiler, İsrail’in Gazze Şeridi’nde batağa saplanarak uzun vadede büyük stratejik zarar göreceği düşüncesiyle İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Gazze’nin tamamını işgal etmesini başarı olarak görecek. Buradan hareketle Hamas’ın İsrail topraklarında IDF’yi Gazze’ye girmeye zorlayacak ve stratejik dengeyi sarsan o patlamayı tetikleyecek büyük bir saldırı planladığından endişe ediliyor.
İsrail’le Gazze arasında kurulan bu hassas denkleme başka bazı etmenleri de eklemek lazım. Harıl harıl tünel kazmaya devam eden Hamas, İsrail’in tünellere karşı stratejik bir çözüm bulmaya yaklaştığından endişe ediyor. Bu endişe ne kadar haklı henüz belli değil. Ancak İsrail bu çözümü gerçekten bulursa Hamas’ın elindeki tek askeri avantaj da ortadan kalkmış olur. İsrail son dönemde bazı tünelleri ortaya çıkardı. Bu nedenle Hamas’ın silahlı kanadı, İsrail’in şu an sınırda inşa ettiği bariyerin İsrail tarafına yer altından sızma imkânını ortadan kaldıracağı kaygısını taşıyor. Bu kaygı nedeniyle Hamas, aklındaki o “büyük operasyonu” kısa bir süre içinde, fırsat penceresi kapanmadan gerçekleştirmeye yönelebilir.
Öte yandan taraflar, tutuklu takasına imkân verecek bir formül bulmak üzere gizli, dolaylı temaslar yürütüyor. Hamas’ın elinde iki İsrailli askerin, Teğmen Hadar Goldin ve Çavuş Oron Şaul’un naaşları ve kendi başlarına sınırı geçen iki İsrailli sivil var. Her iki sivilin de zihinsel hasta olduğu söyleniyor. İsrail ise haziran 2014’te “Gilad Şalit Anlaşması” kapsamında serbest bırakılan ancak istihbarat değerlendirmelerine göre yeniden terörist faaliyetlere dönen çok sayıda kişiyi tutuklamış durumda. İsrail’in elinde ayrıca kıdemli bir Hamas yetkilisinin akli dengesi bozuk bir akrabasının da bulunduğu bildiriliyor.
Yaygın beklentiye göre İsrail, tutuklu takası kapsamında Gazze’ye uygulanan bir dizi ekonomik kısıtlamanın hafifletilmesini de kabul edecek. Al-Monitor’un daha önce de aktardığı gibi İsrail savunma teşkilatı ablukanın önemli ölçüde gevşetilmesinden yana. İlk olarak Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot’un makamında şekillenen bu düşünceyi Savunma Bakanı Liberman da benimsiyor. Şu ana kadar adım atılmamış olmasının sebebi bu adımda yüksek bir güvenlik riski gören Şin Bet ve birçok etkili bakanın itirazlarıdır. Başbakan Benjamin Netanyahu ise hâlen bütüncül bir tutum belirlemiş değil. Tutuklu takasıyla birlikte İsrail’in binlerce Filistinli işçiye kapılarını açması bekleniyor. Bu fikirlerin itici gücü, Filistin bölgelerindeki hükümet faaliyetlerinin koordinatörü Tümgeneral Yoav Mordehay. İsrail’de hâlihazırda çalışmakta olan 30 bin civarında Filistinli işçi, Gazze Şeridi’nde çeyrek milyon insanı geçindirebiliyor.
Kimliğinin gizli kalması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan kıdemli bir İsrail güvenlik yetkilisi şu değerlendirmede bulunuyor: “Gazze Şeridi’nde yüz binlerce insana gelir ve geçim sağlanması, onlara umut aşılanması öngörülüyor. İsrail buradaki riski kaldırabilir. Amacımız yeni bir çatışmayı mümkün olduğu kadar geciktirmek. Böyle bir adım hiç kuşkusuz şiddeti ertelemekte etkili olacak ve biz de bunu gerçekleştirmeyi umuyoruz.”
Özetle İsrail-Gazze denkleminde iki farklı çizgi çekişiyor: Yaz aylarının sonuna kadar yeni bir patlamaya varacak şiddet çizgisi ve Gazze üzerindeki baskıyı hafifletecek yumuşama çizgisi. Bu çekişmeyi kim kazanır sorusu şu an yanıtsız.
Hamas’ın silahlı kanadından üst düzey isimler 8 Şubat’ta takas anlaşması için İsrail’den yeni bir öneri geldiğini ancak önerinin reddedildiğini açıkladılar. Bu durum, İsrail-Hamas temaslarının yavaş olgunlaşan doğasına işaret ediyor. Bu süreçler bazen yıllar sürebiliyor. Öte yandan mevcut koşulların böyle bir zaman esnekliğine ne kadar izin verdiğini söylemek zor. Şimdi soru şu: İsrail yönetimi süreci hızlandıracak enerjiye sahip mi, yoksa Gazze’de yeni bir yangından memnun olacak güçler mi baskın çıkacak? Zira Gazze’nin yeniden yangın yerine dönmesi, hükümetin yolsuzluklarına, polisin Başbakan’ı soruşturmasına odaklanan kamuoyunun dikkatini yeniden güvenlik konularına çevirecek.