15 Temmuz darbe girişiminin ardından basın ve ifade özgürlüğü alanında giderek yaygınlaşan kısıtlamalar, çalışma ve mülkiyet hakkı üzerindeki keyfi uygulamalar, ekonomik kriz ve iç savaş söylentileri bir kesimin Türkiye’yi terk etmesine neden oldu. Olağanüstü hal sürecinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile bir gecede işlerinden atılan akademisyenler, işsiz kalan ve hapis tehdidi ile karşı karşıya bulunan gazeteciler ile giderek kendilerini daha fazla tehdit altında hisseden azınlıklar göç yolunun en önemli aktörlerini oluşturuyor.
Olağanüstü hal sürecinde çıkarılan iki kanun hükmünde kararname ile 3 bin 500 akademisyen işlerinden oldu. İşten çıkarılan her beş akademisyenden birini profesörler oluşturdu. İşten çıkarılanlar arasında geçen yıl Doğu’daki çatışmaların sona ermesi için hazırlanan Barış Bildirisi’ne imza atan akademisyenler de bulunuyor. Onlardan biri şu an Amerika’daki bir üniversitede çalışmalarına devam ediyor. İsminin açıklanmasını istemeyen akademisyen, “Tehdit ve hapis korkusuyla Türkiye’den ayrılıp, Amerika’ya geldim. Aradaki bunca mesafeye karşın hala korkuyorum. Şimdi de Türkiye’deki akademisyen arkadaşlarım için üzülüyorum, ekim ayından beri uykularım bölünüyor. Türkiye’de ilk ve orta öğretim bitmişti, şimdi de yükseköğretim bitmiş oldu.” diyor.