Sivas’ta 1993’te 33 aydının yakılarak öldürüldüğü Madımak Oteli katliamından bunca yıl geçtikten sonra “Artık Türkiye değişti, bu tür olaylar tekerrür etmez” diyenler yanıldı. Seçim sürecinde bir değil birkaç Madımak olayı tekrarlardı. 24 Temmuz’da PKK’ye yönelik kapsamlı operasyonların başlamasına paralel olarak gelen ölüm haberleri üzerine birçok ilde Halkların Demokratik Partisi (HDP) binalarına ve Kürt vatandaşlara yönelik yüzlerce saldırı gerçekleşti. Bu saldırıların yaşandığı kentlerden biri de demokrat ve çoğulcu karakteriyle tanınan Kırşehir oldu. 8 Eylül’de Kırşehir’de yaşanan facianın gürültüsü haftalar sonra çıktı.
Kamuoyu Kırşehir’de bir kitabevinin yakıldığını ve HDP binasının saldırıya uğradığını biliyordu. Olaylarla ilgili soruşturma yürüten savcının elde ettiği kamera görüntülerinin dosyaya girmesi üzerine gerçek bütün dehşetiyle medyaya sızdı. Olan şuydu: Sahiplerinden biri solcu Türk, diğeri HDP’li Çerkes olan 30 yıllık Gül Kitabevi ve HDP binasına saldıranlar sırayla Kürtlere ait 4 işyerini yaktı, 32 ev ve işyerine de saldırdı.