Suudi Arabistan Yemen’e karşı başlattığı hava savaşında görünürde etkileyici bir koalisyon topladı. Riyad’ın ortakları Körfez’deki Sünni müttefiklerinin yanı sıra Sudan’dan Fas’a, hatta daha da uzaklara Senegal’e kadar uzanıyor. Ancak krallığın bir müttefiki savaşın dışında kaldı: Umman.
Suudi öncülüğündeki Kararlı Fırtına Harekâtı’nda yer almayan tek Arap monarşisi Umman oldu. Umman, güney komşusundaki Husi hedeflerini vurmak için asker vermeyi reddederek Riyad’ın jeopolitik nüfuzundan en az etkilenen ve bölgedeki mezhepsel gerilimleri yatıştırmaya en kararlı Körfez İş Birliği Konseyi (KİK) üyesi olduğunu bir kez daha gösterdi.
Suudi Arabistan ve müttefikleri 26 Mart’tan bu yana Husileri mağlup edip Sana’da yeniden Suudi destekli Cumhurbaşkanı Abid Rabbo Mansur Hadi’yi iktidara taşımaya çalışıyor ama başarılı olamıyor. Umman ise Riyad’ın Yemen stratejisini hatalı ve tüm bölge için tehlikeli buluyor.
Maskat, bomba yağdırmak yerine hızla tırmanan çatışmaya diplomatik çözüm bulunması için uluslararası topluma baskı yapmayı seçti. Ayrıca müzakerelere dayalı çözümün yabancı devletlerden değil, Yemen halkından gelmesi gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alavi bunu şöyle ifade etti: “Umman bir barış ülkesidir. Bir yandan askeri harekâtın parçası olup bir yandan barış için çalışamayız.”
Bu göreceli tarafsızlık stratejisi, Sultan Kabus’un geleneksel dış politikasıyla örtüşüyor. Bu politika, tüm taraflarla saygıya dayalı ilişkiler sürdürme ve çatışmalarda üçüncü taraf olarak arabuluculuk yapma iradesine dayanıyor. Amerikalılarla İranlı diplomatları 2012’de Maskat’ta buluşturarak küresel güçlerle İran arasında geçen ay Lozan’da varılan tarihi çerçeve anlaşmaya zemin hazırlayan strateji de buydu.
Mezhepsel çatışmalarda tarafsızlık
Umman, bir tarafta İran, bir tarafta da Basra Körfezi’nin Sünni Arap monarşileri ve onların Batılı müttefikleri arasında diplomatik köprü işlevi görüyor.
İran İslam Cumhuriyeti’yle Basra Körfezi’ndeki Arap şeyhlikleri arasındaki gerilimin soğutulması, Hürmüz Boğazı’nı İran’la paylaşan tek KİK üyesi olan Umman’ın menfaatinedir. P5+1 Grubu ile İran arasında nihai anlaşmaya varılması ve İran’ın nükleer programı nedeniyle askeri çatışma riskinin azalması da Maskat’ın fazlasıyla istediği bir şey. Zira böyle bir çatışma Umman’ın yaşamsal ekonomik ve güvenlik çıkarlarını kaçınılmaz olarak tehdit eder. Umman açısından Yemen’de şiddettin tırmanması daha geniş bir bölgesel çatışmayı tetikleyerek bu önceliklerin ikisini de tehlikeye atabilir.
Umman’ın tutumunun mezhepsel bir yönü de var. Umman halkının çoğunluğu hem Sünnilik hem Şiilikten farklı olan İbadi Müslümanlarından oluşuyor ve bunların pek çoğu Yemen’deki Husilere yakınlık duyuyor.
Suudi Arabistan’daki ultra muhafazakâr Vahhabi dini yapılanması, İbadileri de Zeydi Şii Husiler gibi “mürtet” veya “kâfir” olarak görüyor. Riyad’ın Yemen’de Selefi grupları desteklemesi, dini hoşgörü konusunda Arap devletleri arasında benzersiz bir yeri olan Umman’da hoş karşılanmıyor. Alavi’nin deyimiyle “Yemenliler ile Ummanlılar arasında Umman’ın bu çatışmaya girmesini engelleyen müşterek derin duygular var.”
Umman’ın Yemen girişimi
Umman Yemen’deki çatışmanın müzakereler yoluyla sona erdirilmesi için faal girişimlerde bulunuyor. Suudi koalisyonunun geçen ay 24 saatten kısa süren ateşkesinin Umman’ın aracılık ettiği, İran ve Suudi Arabistan’ı kapsayan bir anlaşmanın sonucu olduğu söylendi. Umman’ın Yemen’deki çatışmaya barışçıl bir çözüm için Riyad ve Tahran’a Umman Girişimi olarak anılan yedi maddelik bir plan önerdiği de iddia edildi.
Plandaki yedi madde şöyle:
-
Husiler ve Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlıları Yemen kentlerinden çekilecek, ordudan ele geçirilen silah ve teçhizat iade edilecek.
-
Hadi yeniden Cumhurbaşkanı olacak, 12 Nisan’da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanan eski başbakan Halid Baha’nın hükümeti de göreve dönecek.
-
Erken parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.
-
Tüm Yemenli gruplar bir mutabakata imza atacak.
-
Husiler meşru bir siyasi partiye dönüşecek.
-
Uluslararası toplumun katılımıyla bağışçılar konferansı düzenlenecek.
-
Yemen Körfez İş Birliği Konseyi’ne kabul edilecek.
Girişimde Suudi öncülüğündeki koalisyona bombardımanları durdurma çağrısı yapılıp yapılmadığı belli değil. Riyad, Husiler iktidarı teslim edene kadar koalisyonun süreceğini söylüyor. Bu koşullarda Umman aracılığında sağlanacak olası yeni ateşkeslerin 24 saatten uzun sürüp sürmeyeceğini zaman gösterecek. Yine de Umman Alavi’nin belirttiği gibi Yemen krizinin şiddetle değil ancak diyalogla çözülebileceğini savunuyor.
Hassas Yemen sınırı
Maskat’ın Yemen’de artık İslam Devleti’nin de dâhil olduğu bir dizi silahlı gruba yaptığı baskılar sonuç versin ya da vermesin Umman yönetimi, şiddet olaylarının 300 kilometrelik Yemen sınırından güney Umman’a sıçrama tehlikesini ivedilikle ele almak zorunda. Umman’ın ikinci büyük şehri ve turizm merkezi olan Selale Yemen sınırından pek uzakta değil.
Maskat Yemen’deki kaotik olayları aslında yıllardır kaygıyla takip ediyor. Ummanlı ve Yemenli yetkililerin teyit ettiği bilgiye göre 2010’da Arap Yarımadası’ndaki El Kaide’ye (AYEK) mensup bazı militanlar, yasa dışı yollardan Yemen’den Umman’a geçti. Bundan bir yıl önce de Umman vatandaşı Ali Abdul Aziz El Huti, Umman’da terör saldırısı planlayan Pakistan merkezli Laşkar-ı Tayyibe örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle idama mahkûm edilmişti.
Umman yönetimi sultanlığı Yemen’deki kargaşadan koruma çabaları kapsamında sınır boyunca bir duvar ördürmek üzere Hindistan’ın Merkezi Bayındırlık Kurumu ile 300 milyon dolarlık bir anlaşma için görüşmeler yaptı. Ayrıca yıkıcı AYEK teröründen korunmak için Yemen’le olan kara ve deniz sınırlarına asker konuşlandırdı. Ancak bunlara rağmen Paris’teki Charlie Hebdo saldırılarını gerçekleştiren AYEK militanlarından biri olan Said Kuaşi’nin Umman’dan Yemen’e geçtiği ortaya çıktı. Bu kişinin Umman’da eğitimler düzenlediği iddia edildi.
Nitekim Alavi şubatta CNN’e yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Birçok nedenden ötürü endişeliyiz. Burası bir kaos bölgesi ve kaos aşırılık yanlılarıyla teröristlere fırsatlar sağlıyor.” Alavi Umman’ın Yemen’deki kargaşadan kendisini ne kadar koruyabileceği sorusuna karşılık da şöyle dedi: “Sınırın o bölgesinde yeterli vizyon ve önlemlere sahibiz. Ancak risk elbette var. Hiçbir sınır bölgesinde risk sıfır olamaz.”
Umman’ı bekleyen riskler
Umman Yemenli mültecileri kabul ederek insani yardım alanında da rolünü güçlendiriyor. Sadece nisanın ilk yarısında Yemen’den 48 farklı milletten yaklaşık 2 bin 700 kişinin Umman’a geçtiği bildirildi. Daha büyük akınlar zaten bütçe zorluklarıyla cebelleşen Umman hükümeti üzerindeki baskıyı artıracak. Zira petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, milli gelirinin yüzde 83’ünü petrol ihracatından elde eden Umman’ı yeni bir gerçeklikle karşı karşıya bıraktı.
Mali zorlukların yanında uzmanlar radikal kişilerin mülteci kılığında ülkeye sızarak eylemlerini Umman’ın güneyine taşıyabileceği konusunda uyarıyor. Militanlar bu bölgeden Yemen’deki hasımlarına saldırılar düzenleyebilir ya da Umman içinde şiddet eylemleri başlatabilir. Yemen’de bir Daeş kolunun ortaya çıkışı da Umman için bir diğer alarm işareti. Sana’da Husi kontrolündeki camilere 20 Mart’ta düzenlediği bombalı saldırılarla 130’u aşkın kişiyi katleden bu grubun 30 Nisan’da da dört Yemenli askerin başını kestiği, 10 askeri de vurarak öldürdüğü iddia edildi.
Ağır hasta olduğu söylenen ve “tıbbi tetkikler” için gittiği Almanya’da sekiz ay kaldıktan sonra 23 Mart’ta Umman’a dönen Sultan Kabus, ülkesini güney sınırında yeni bir açmazla karşı karşıya buldu. Taht değişiminin nasıl çözüleceği sorusu bir kenara -- ki bu da başlı başına bir çalkantı kaynağı olabilir -- yeni sultan Yemen krizinden Umman’ın güvenliğine yönelen tehditlerle uğraşmak durumunda olacak.
İslamcı ayaklanmalarla, aşiretçi, mezhepçi ve etnik şiddetle sarsılan birçok Arap devletinin aksine Umman farklı dini gruplar ve aşiretler arasında hoşgörü ve uyumun barışçıl örneği olarak dikkat çekti. Sultan Kabus’un kaçınılmaz ölümü Umman’ın geleceğine dair şimdiden belirsizlik yaratırken Yemen’de çatışmaların ve insani krizin şiddetlenmesi Körfez’in bu Arap ülkesinde de istikrarın korunmasını zorlu bir mesele hâline getiriyor.