EL ARİŞ, Mısır — Terör örgütü Ensar Beyt El Makdis’in (Sina Vilayeti) 2 ve 12 Nisan’da düzenlediği iki büyük saldırı güvenlik güçlerinde ağır kayıplara yol açtı. Saldırılarda subay ve erler dâhil 35 asker ve polisin yanı sıra sekiz sivil hayatını kaybetti. Al-Monitor’un ulaştığı bir hastane kaynağı 100 güvenlik gücü mensubu ve 40 sivilin de yaralandığını bildirdi. Saldırıları gerçekleştiren teröristlerden beşi öldürüldü. Terörle mücadele konusunda ordudan gelen olumlu açıklamalara rağmen terör eylemlerinin şiddetlenmesi Mısır halkı arasında tartışmalara ve şaşkınlığa yol açtı.
Sina Yardımadası’ndaki silahlı örgütler üzerine çalışan bir araştırmacı, isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şu değerlendirmeyi yaptı: “Sina’daki terör saldırılarının başarılı olmasına şaşırmamak gerekir. Çünkü ordu planlarında bir değişikliğe gitmedi. Terörün üstüne gidip kökünü kazımaya dönük ofansif planlar yerine saldırıları püskürtmeye, açıkları kapatmaya dönük savunma temelli planlarla hareket ediliyor.”
Araştırmacı söyle devam etti: “Sina’daki asker, terörü bitirmek için ileriye dönük stratejik değişiklikler yapmak yerine günlük vazifesini yaparmış gibi rutin bir anlayışla hareket ediyor. Teröristler bomba yüklü araçlarla askeri üslere saldırdığında ordu o üslerin etrafındaki yolları kapatıyor. Bunu yaparak saldırıları engelleyeceğini düşünüyor. Teröristler stratejilerini değiştirip el yapımı patlayıcılarla saldırdığında da ordu kullandığı yolları değiştirip bozuk çöl yollarından gelişigüzel gitmeye başlıyor. Teröristler askeri üsleri ve kampları kurşun yağmuruna tuttuğunda ya da roketatar kullandığında ise ordu kamp ve karargâhlarını kum yığınaklarıyla dıştan tahkim etmeye çalışıyor. Teröristler, saldırılarını daima yeni şartlara ve ortaya çıkan yeni açıklara göre planlıyor. Ordunun yaptığı en büyük hatalardan biri yollarda kontrol noktaları oluşturmak ve askerleri buralarda sabit bir konumda tutmak. Bunlar çöl arazisinde yedek korumadan mahrum sabit hedefler hâline geldiği için teröristlerin sürpriz planlar yapıp saldırılar gerçekleştirmesi de kolaylaşıyor.”
Sina’da güvenlik güçlerine ağır kayıplar verdiren her büyük saldırının ardından hükümet hemen askeri komuta kademesine terörle mücadele ve harekâtlardan sorumlu komutan ve yetkililerinin değiştirilmesi talimatını veriyor. Cepheye de yeni, daha öldürücü silahlar sevk ediliyor.
Sina’nın en büyük aşiretlerinden Savarka’ya mensup bir şeyhe göre geçen iki yıl içinde komuta kademesinde değişen tek şey isimler oldu. Cephede uygulanan sabit planların işe yaramadığını belirten şeyh, büyük ve kanlı saldırılar düzenlemek için her türlü imkânı kullanan Sina Vilayeti gibi akıllı bir düşmanın bunlarla bertaraf edilemeyeceğini vurguladı.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan şeyh şöyle dedi: “Şüphe çemberinin genişletilmesi ve siviller üzerindeki baskının artırılması dışında Sina’daki askeri planlarda bir değişiklik olmuyor. Bu da ordunun Şeyh Züveyd ile Refah bölgelerinde halk desteğini ve bilgi kaynaklarını yitirmesine yol açıyor. Halk desteğinin keyfi uygulamalarla kaybedilmesi mücadeleyi de zorlaştırıyor. Terör uzun yıllar devam edecek.”
Sina Vilayeti’ne mensup teröristler, 2 Nisan sabah beşte Şeyh Züveyd’in batısındaki Ubeydat Üssü’ne büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Ordunun cephedeki en iyi korunan üslerinden biri olan Ubeydat, El Ariş ile Refah’ın arasında yer alıyor.
Hedef alınan üsse bakınca çevredeki askeri tahkimatları aşmanın ne denli zor olduğu açıkça görülüyor. Kum yığınaklarıyla çevrili, yüksek kumlu arazide piyadeler ve zırhlı araçlardan oluşan tam teşekküllü bir birlik, ABD yapımı bir M-60 tankı, ABD yapımı iki zırhlı personel aracı, gece görüş teçhizatıyla donatılmış keşif birimleri, ağır makineli silahlar ve 120 mm’lik havan topları mevcut. Yani burada Karam El Kavadis’teki üsse benzer bir durum söz konusu.
Teröristlerin bu saldırıyı nasıl gerçekleştirdiğini öğrenmek için Sina’daki Selefi cihatçı örgütlerin birinden ayrılan bir kişiyle temas ettik. Bu kişiye göre saldırının başarılı olmasının başlıca nedeni askeri birliklerin hareketsizliği.
Sina’daki Selefi cihat hareketiyle bağlarını koparan ama hâlâ cihatçı düşüncede olan bu kişi isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şunları aktardı: “Sina Vilayeti’nde izleme ve planlama adında bir askeri birim var. Bu birimin işi askeri noktaları ve üsleri belli zaman ve aralıklarda izlemek. Büyük saldırılar bu birimin topladığı bilgiye göre düzenlenir. Çok iyi korunan askeri tesislerde pek çok açık olur. Buradaki askeri birlikler, güvende olduklarını düşünür ve bu yüzden bir gevşeklik hâli hâkim olur. Bu gevşeklik hâline güvenen Sina Vilayeti de titiz, ayrıntılı planlar yapar ve bunlara iyice çalışır. Ubeydat üssüne yapılan saldırının hazırlıkları, ordunun -mart ortasında Şarm El Şeyh’te düzenlenen- Ekonomi Konferansı’nın güvenliğini sağlamakla uğraştığı sırada örgütün konferansı baltalayacak eylemler gerçekleştirememesi üzerine başlamıştı.”
Cihatçı böylesi zor bir eylemin nasıl gerçekleştirildiğini şöyle anlattı: “Sina Vilayeti son aylarda genelde patlayıcı yüklü araçlar ve intihar bombacılarıyla saldırdı. Ordu ise büyük saldırıların önüne geçilebileceğini düşünerek karargâha giden tüm yolları kum yığınaklarıyla kapattı. Yakın bir noktadan sürpriz bir saldırıyla karşılaşmayacaklarından emindiler. Ancak aldatmacaya dayalı terör eylemleri söz konusu olduğunda devlet güçlerinin yapabileceği en büyük hata belli bir öngörüde bulunup rahat hissetmektir. Terör sürdükçe birlikler daima tetikte ve dikkatli olmalı. Çünkü terör açıklara, sürprizlere, farklı zamanlarda vurkaç yöntemiyle uygulanan ve sürekli değişen planlara dayanır.”
Cihatçı, saldırının ayrıntılarına ilişkin şu bilgileri de verdi: “Bu çok yönlü bir saldırıydı. Her zamanki gibi önce bir aldatmacayla başladı. El Ariş, Şeyh Züveyd ve Refah’ta farklı şehirlerde bulunan beş askeri noktaya eş zamanlı ateş açıldı. Buradaki amaç asıl eylemi perdelemek ve ordu komutasını afallatmaktı. Bu arada da Ubeydat üssüne esas saldırı gerçekleştirildi. Önce ordunun oluşturduğu kum tepelerinin arkasından hafif Kalaşnikov tüfekleri ve el bombaları taşıyan militanlar sızdı. Kum tepelerinden bir güvenlik açığı olarak faydalandılar ve onları gizlenmek için kullandılar. Sonra şaşırtmaca amacıyla üsse başka bir yönden roketler atıldı, bir diğer yönden ise yoğun ateş başladı. Tüm bunlar el bombaları ve makineli tüfekler kullanan militanların içeri sızmasını sağlamak için yapıldı. Çatışma böyle başladı ve Sina Vilayeti lehine kolayca sonuçlandı. Örgüt nöbet yerindeki askerleri öldürdü, iki zırhlı personel aracını ele geçirdi, bir askeri de esir aldı.”
Cihatçı, saldırıyı kolaylaştıran etmenlere de dikkat çekti. Öncelikle saldırı sabahın beşinde, askerlerin tetikte olmadığı bir saatte planlandı. Sina Vilayeti’nin yayımladığı fotoğraflarda da bu açıkça görülüyor. Askerler sanki bir çatışma yokmuş gibi hareketsiz görünüyor. İkinci etmen ise saldırganların askeri tahkimattan yararlanması ve onu avantaja çevirmesi. Militanlar, bomba yüklü araçlara karşı oluşturulan kum yığınaklarını üsse görünmeden sızmak için kullandı ve çatışmayı içeriden kolayca başlattı.
Aynı şey on gün sonra, 12 Nisan’da öğle saatlerinde tekrar yaşandı. El Ariş’teki bir polis merkezine bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Cihatçı, bu saldırıda da zamanlamanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Saldırı sırasında polisler öğlen yemeğindeydi. Ayrıca dikkat dağıtmak amacıyla kum yığınaklarına bomba yüklü aracın geleceği yönün ters yönünden yaylım ateşi açıldı.
Öte yandan cihatçıya göre güvenlik güçlerinin bomba yüklü araca kapıya ulaşmadan ateş edebilmeleri bu olayın en şaşırtıcı tarafıydı. Ancak bu da işe yaramadı. Zira araç, militanların Ubeydat üssünde ele geçirdiği zırhlı araçlardan sökülen çelik zırhla kaplanmıştı.
Cihatçıya göre örgüt ilerleyen günlerde Mısır halkının moralini bozmak için bu eylemleri ve tankın çatışmalardan kaçtığı anı gösteren bir video yayımlayacak. Aktivistler ve Sina halkına göre ise bölgedeki kan ve şiddet daha uzun yıllar sürecek.