Ana içeriğe atla

Filistinli kadın yargıçlar tabuları mahkûm ediyor

Filistinli hukukçu Hulud El Fakih, Arap toplumlarında büyük bir tabuyu yıkarak şeri hâkim görevini üstlenen ilk kadın oldu. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Newly appointed Palestinian judge Khouloud Al-Faqih speaks during an interview with Reuters in the West Bank city of Ramallah February 23, 2009. Palestinian President Mahmoud Abbas ordered last week the appointment of the first two female judges in the Palestinian Authority, one of them Al-Faqih. Picture taken February 23, 2009.
REUTERS/Fadi Arouri (WEST BANK) - RTXC0RD

Arap dünyasında önemli devlet mevkileri yüzyıllardır erkeklerin hâkimiyetinde. Bu alanlardan biri de boşanma, velayet, miras ve yetimlerin bakımı gibi ferdi konuları İslam hukukuna göre karara bağlayan şeri yargı. Ancak Filistinli hukukçu Hulud El Fakih “kurallara” meydan okudu ve iddialı bir yola baş koyarak şeri hâkimlik görevini üstlenen ilk kadın oldu.

15 Şubat 2009 günü Filistin’i büyük bir sürpriz bekliyordu. Devlet Başkanı Mahmud Abbas, yayımladığı kararnameyle Fakih’i şeri yargıya atadı. Bu karar, erkeklerin tekelinde olan bir alanda hem Filistin hem Arap dünyası için bir ilk oldu.

Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Fakih, 1999’da Kudüs Üniversitesi hukuk fakültesinden mezun olduğunu, 2007’de de aynı üniversitede lisansüstü derecesini tamamladığını anlattı. Fakih 2001’de baş hâkimlikten yetki belgesini alarak şeri hukuk alanında çalışma hakkı elde etmiş. Filistin Barosu’ndan aldığı yetki belgesiyle de aynı hakkı sivil hukuk alanında da kazanmış. Akabinde kadın örgütlerinde müşavir olarak çalışmış, hem sivil hem şeri mahkemelerde kadınlara avukatlık yapmış.

Şeri yargıya neden ilgi duyduğu sorusuna karşılık Fakih, avukatlık yaptığı dönemde kadınların bu alandaki yokluğunu yadırgadığını anlatıyor. Bunun üzerine bu durumun kökenini araştırmaya karar vermiş ve Batı Şeria’nın idari olarak Ürdün’e bağlı olduğu günlerden beri Filistin’de uygulanan 1976 Ürdün medeni kanununu referans alarak konuyu sivil hukuk ve şeriat açısından incelemiş. Bu çalışmanın sonucunda ne sivil hukukta ne de şeriat metinlerinde kadınların yargıda çalışmasını engelleyen bir hüküm bulmuş.

Fakih’e göre yargıdaki erkek tekeli, Arapların erkeği kadından üstün tutan toplumsal normlarının bir sonucu. Yaptığı çalışmayı dönemin baş şeri hâkimi Şeyh Teysir El Tamimi’ye sunduğunu anlatan Fakih, şöyle devam ediyor: “Ona şeri hâkim olmak istediğimi söylediğimde şoke oldu. Ben de hemen ne yasalarda ne şeriatta bu görevi yapmama engel bir durum olmadığını kanıtlarıyla gösterdim. Hem Filistin’de geçerli olan Ürdün yasasına göre hem de dört fıkıh okuluna göre… Ne sivil yasada ne şeri hukukta kadınların bu süreçte yer almasını engelleyen bir hüküm bulabildim ve bu da beni yolumda ilerlemeye teşvik etti.”

2008’de şeri mahkemelerin açtığı sınava giren Fakih bunu altın bir fırsat olarak gördüğünü anlatıyor: “Sınava katılan 45 erkeğin dışında kadın olarak bir tek ben vardım. Sınavı yüksek bir puanla kazandım. Şeri hakim olma hakkını böylece kazanmış oldum ve arkadaşım Esma El Daydi’yi bir sonraki sınava girmesi için ikna ettim. Çünkü yargıç sayısı yetersizdi. 2009’da da Mahmud Abbas ikimizi yargıç olarak atayan kararnameyi çıkardı. Çok mutluydum, kadınların başarma azmine inancım arttı.”

Fakih, o güne dek erkeklerin tekelinde olan bir koltuğa oturarak zorluklarla dolu bir yolculuğa çıkmış. İsimlerini vermek istemediği bazı âlimler, hoşnutsuzluklarını cuma hutbelerine kadar taşımış. İşlerine gelen yorumlara dayanan gazete makaleleri kadınların şeri hâkim olamayacağını savunmuş.

Fakih’e göre erkekler aslında yıllardır kendilerine ait olan ve onlara sosyal ve ekonomik ayrıcalıklar sağlayan bir iş alanında kadınların rekabetini istememiş. Zira Filistin’de yargıçların maaşları oldukça yüksek. Bununla birlikte sıradan insanlar da kültürel normlarından kaynaklı farklı sebeplerle kadın yargıç olgusuna karşı çıkmış. Bunlar daha ziyade “kadınlar tarafından hükmedilmek istemediğini” söyleyen yaşlılarmış, hem erkek hem kadın.

Tüm bu engellere rağmen Fakih büyük toplumsal etkisi ve yürüttüğü görev sayesinde 2012’de Arabian Business dergisinin en güçlü 100 Arap kadını listesine 10’ncu sıradan girdi. Bu habere hem şaşırdığını hem sevindiğini anlatan Fakih şöyle diyor: “Çok heyecanlandım çünkü bu sıralamayla Filistin’in adı Arap dünyasında kadınlar sayesinde yükselmiş oldu. O sene Filistin BM’de gözlemci devlet statüsü kazanmıştı.”

Fakih bu listeye girmesini yıllardır kilitli olan bir kapıyı açarak bin yıllık gelenek ve alışkanlıkları değiştirmesine bağlıyor. Bunun yanı sıra 2012’de dünyanın en güçlü 500 Müslüman kişisi arasına girmiş, 2014’te ise Scoop Empire sitesinin Filistin en güçlü 8 kadını listesinde 2’nci sırada yer almış.

Fakih’in hedefleri henüz tükenmiş değil. Yakın zamanda doktora yapmayı umuyor. Doktora tezinde şeriatı ve kadın hakları yasalarını kıyaslamak istiyor. Ailevi durumu ve küçük yaştaki çocukları nedeniyle yurt dışına gitmeyi düşünmüyor, bir Filistin üniversitesinde fırsat yakalamayı bekliyor. Fakih hayallerinin sonsuz olduğunu vurguluyor: “Hedeflerime sınır koymuyorum. İleride başka kapalı kapıları da açmak istiyorum.”

Peki, bu kapılar onu baş yargıç koltuğuna kadar götürebilir mi? Fakih gülerek şu yanıtı veriyor: “Neden olmasın? Terfi ederek pekâlâ bu göreve de ulaşılabilir. Bunda bir sorun yok ama liderlerin iradesi gerekiyor.”

Fakih, eskimiş yasaların hâlen yürürlükte olmasından memnun değil ve “toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilen bir yasama kurumunun” önemine işaret ediyor. Yeni, çağdaş yasaların yapılmasını isteyen Fakih’e göre Filistin toplumunda 1976’dan bu yana uygulanan medeni kanun yasa ile toplumsal gerçekler arasında uçurum yaratıyor.

Yeni bir yasada nelerin yer alması gerektiği konusunda Fakih şöyle diyor: “Şeri hukuk tüm unsurlarıyla oldukça hassas. Daha ziyade kadını ve aileyi etkiliyor. Dolayısıyla bana göre yeni yasada ele alınması gereken başlıca konulardan biri çocukların velayeti, özellikle ergenlik çağındaki kızlar için. Mevcut durumda yasa bu kızların velayetini babaya veriyor. Oysa kızlar, hayatlarının bu önemli aşamasında annenin ilgisine ve rehberliğine ihtiyaç duyuyor. Ayrıca erkeğin kısır olması hâlinde kadınlar boşanma hakkına sahip olmalı.”

Fakih’e göre onun kişisel deneyimi de kadınların fırsat verildiği zaman her türlü görevi yapabileceğini kanıtlıyor. Ancak kadınların bu fırsatı yakalayıp değerlendirmesi herkesten önce kendilerine bağlı.

Fakih’le yapılan mülakatın tam metni şöyle:

Al-Monitor: Hulud El Fakih kimdir?

Fakih: Adım Hulud Muhammed Ahmed El Fakih. 1977 yılında doğdum. Aile kökenim 1948’de boşaltılan köylere dayanıyor. Göçün ardından ailem Kudüs’e bağlı Katnaş köyüne yerleşmiş, ben de orada yaşadım. 14 kişilik bir aileden geliyorum. Lise diplomamı 100 yüzerinden 92 derecesiyle aldım. Kudüs Üniversitesi’nden hukuk dalında lisans ve lisansüstü dereceye sahibim. Evliyim, iki kızım var.

Al-Monitor: Sizi hukuk okumaya iten neydi?

Fakih: Ailemin ve çevremin teşviki, güçlü kişiliğim ve kendimi her alanda kanıtlayabilmem.

Al-Monitor: Şeri hâkim görevine nasıl geldiniz?

Fakih: Üniversiteyi bitirdikten sonra avukatlık stajımı yaparken şeri yargıda kadınların olmaması dikkatimi çekti. Bu eksikliğin kökenini araştırmaya yöneldim. Konunun hem yasal hem dini boyutlarını inceledim. Ürdün yasasını uyguladığımız için kadınları engelleyen herhangi bir yasal hüküm bulamadım. Yasa, cinsiyet belirtmeden hukuk veya şeri hukuk dalında lisans derecesine sahip ehil erişkinlerin bu görevi yapabileceğini söylüyordu. Ayrıca dört İslami fıkıh okulunda da herhangi bir dini kısıtlama yoktu.

Bu çalışmamı dönemin baş hâkimi Şeyh Taysir El Tamimi’ye götürdüm ve şeri hâkim olmak istediğimi söyledim. Şoke oldu. Zira bu normal bir durum değildi. Çevremde de şeri hâkim olmak istediğimi dillendirmeye başladım. Herkes şaşırıyordu ve konuyu hafife alıyordu. Daha sonra hem sivil hem şeri hukuk alanında yetki belgelerimi aldım ve kendi avukatlık büromu açtım. Bazı kuruluşlarda müşavir olarak çalıştım, sivil ve şeri mahkemelerde kadınları temsil ettim.

2008’de şeri hâkim olmak için başvuruda bulundum. Diğer 45 adayın hepsi erkekti, tek kadın bendim. Sınavı yüksek bir puanla kazandım. Ancak sınavı geçenlerin sayısı ihtiyacın altında kaldı ve ikinci bir sınav yapıldı. Arkadaşım Esma El Daydi’yi bu sınava girmesi için ikna ettim. 2009’da da Devlet Başkanı Mahmud Abbas ikimizi ilk kadın şeri hâkimler olarak atayan kararnameyi çıkardı.

Al-Monitor: Ne gibi zorluklarla karşılatınız?

Fakih: En büyük sorun toplumsal iklimdi, hem sıradan vatandaşlar hem din adamları anlamında. Bazı vaizler cuma hutbelerinde kadınların bu görevi yapamayacağını söylediler. Gazetelerde bu görüşü destekleyici yorumlar içeren makaleler yayımlandı. Bazı yargıçlar da tümüyle reddedici bir tavır aldı. Öteden beri erkeklerin tekelinde olan ve onlara sosyal ve ekonomik statü sağlayan bir alanda kadınların rekabetini kabullenemediler.

Vatandaştan da itiraz geldi. Özellikle yaşlı insanlar, kendileriyle ilgili meselelerde bir kadının kararlarını kabul etmeyeceklerini söylediler. Bazı kadınlar bile yetiştiriliş tarzlarından dolayı karşı çıktı. Örneğin bir gün Ramallah’taki adliyeye gelen bir hanım beni görünce “Bir kadının benim hakkımda hüküm vermesini kabul etmem.” dedi. Bana göre kadınların bu görevi yapması gelenek ve göreneklerle alakalı kültürel ve toplumsal engellerle kısıtlanıyor. Arap toplumlarında erkeği kadından üstün gören “gelenekler”… Bu görev sarık veya fes giyen, sakallı erkeklerle özdeşleşmişti. Pek çok insan, bu görevin dini boyutu olduğuna ve din adamları tarafından yapılması gerektiğine inandığı için kadınların varlığını onaylamadı. Bugün beş yılın ardından şaşırmalar ve itirazlar azaldı, durum normalleşiyor gibi. Bazıları ise durumu gönülsüzce kabulleniyor.

Al-Monitor: 2012’de Arap dünyasının en güçlü 100 kadınından biri seçildiğinizde ne hissettiniz?

Fakih: Daha önce de buna benzer listelerde yer almıştım ama doğrusu benim için sürpriz oldu. Bence bu listeye toplum üzerinde en büyük etkiyi yaratan, yıllardır kilitli olan bir kapıyı açıp bin yıllık gelenek ve alışkanlıkları değiştiren kadınlar seçildi. Benim için çok güzel bir haber oldu. Mutluluğumu daha da artıran bir neden de bu haberi aralık ayında Filistin BM’de gözlemci devlet statüsü kazandıktan birkaç gün sonra almam oldu. Yani Filistin’in adını Arap dünyasında yukarılara taşımış oldum.

Al-Monitor: Şeri hâkim olmak size neler kazandırdı?

Fakih: Bu göreve gelmem “İsteyince yol bulunur.” deyimine bir örnek oldu. Ayrıca bazı lekeleme çabalarına rağmen İslam’ın barış dini olduğu, insanın azmetmesi gerektiği, kadınların eksik olmadığına inancımı pekiştirdi. Allah erkeğe ne verdiyse kadına da verdi. Kadınlar da haklara sahiptir ve fırsat verildiği zaman belli mevkilere gelebiliyor. Bu fırsatlar için mücadele etmeleri gerekir.

Al-Monitor: Sizi düşündüren konular nedir?

Fakih: Mesleki bağlamda eskimiş yasalar beni düşündürüyor. Toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilen bir yasama sistemine ihtiyacımız var. Toplumda yaşanan gelişmelere rağmen medeni kanun 1976’den bu yana uygulanıyor. Yasa ile hayatın gerçekleri arasında uçurum oluşabilir. Özellikle de yasayı yazan Ürdünlü kanun yapıcının erkek olduğu ve kadınların ihtiyaçlarını gözetmediği düşünülürse… Bu nedenle yeni bir medeni kanuna ihtiyacımız var.

Al-Monitor: Yeni bir medeni kanunun yapılmasını engelleyen nedir?

Fakih: Hukuk kuruluşları ve feminist örgütler birçok çalışma ve yasa tasarısı ortaya koydu. Şeri yargı önerilen maddelerin çoğuna olumlu yaklaştı ki bunların hepsi şeri ilkelerden esinlenmişti. Ne var ki Yasama Meclisi felç durumda ve böyle bir yasayı büyük ihtiyaca rağmen geçiremiyor. Bildiğim kadarıyla yüksek mahkeme başkanı Mahmud El Habbaş yasayı devlet başkanlığı kararnamesiyle çıkarttırmaya uğraşıyor.

Al-Monitor: Yeni yasaya bazı maddeler ekleme şansınız olsa bunlar ne olurdu?

Fakih: Boşanma ve çocukların velayeti gibi bazı önemli ve hassas konulara eğilmek isterdim. Eşi kısır olan kadınların boşanmasını mümkün kılan bir madde eklerdim. Mevcut yasada bu yok. Ayrıca mevcut yasa çocukların velayeti konusunda eksik. Velayet, boşanma hâlinde çocuğun menfaatini en iyi gözetecek şekilde ebeveynler arasında paylaşılmalı. Ergenlik çağındaki kızların velayeti özellikle hassas bir konu. Kızlar ailenin namusunu temsil ettiği için yasa bu kızların velayetini babaya veriyor. Oysa kızlar, hayatlarının bu aşamasında annenin rehberliğine fazlasıyla ihtiyaç duyuyor.

Al-Monitor: Kadınlar en çok hangi konularda mağdur ediliyor?

Fakih: Bana göre kadını en çok miras konuları ve buradan oluşan ekonomik kontrol mağdur ediyor. Kadınlar gelenek ve göreneklerin kıskacında. Bazen bir kız kardeşin veya bir üvey annenin adı belgelerden çıkarılıyor ki mirastan pay almasın. Kadının haklarını kabul etme konusunda direnç devam ediyor.

Al-Monitor: Bundan sonraki hedefleriniz ne?

Fakih: Hedeflerime sınır koymuyorum. Kısa vadedeki hedefim hukuk alanında doktora yapmak. Uzun vadede ise yine kilitli kapıları açmayı düşünüyorum.

Al-Monitor: Baş yargıç olmak gibi mi?

Fakih: Bunda yanlış bir şey yok. Bana göre basamakları tırmanabilen herkes bu görevi üstlenebilir. Benim baş yargıç olmamda yanlış bir şey yok. Ama bu, devlet başkanının iradesini gerektiren bir konu.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

Text Alerts - Be the first to get breaking news, exclusives, and PRO content.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial