İslam Devleti (İD) askeri zaferleri, banka soygunları ve acımasız infazlarıyla şu sıralarda manşetlerde. Ancak aynı derecede, hatta belki daha da önemli olan, İD’in şu an kontrol ettiği bölgeleri nasıl yönettiğidir.
İD, ismini sarsıcı bir şekilde duyurmadan önce de İslami devlet kurma söylemini hep kullandı. Ama pek az kişi örgütü ciddiye aldı. Bu durumda İslam Devleti’nin yükselişine dair medyadaki çoğu haberin İD’in güttüğü siyasetin programcı yönlerinden ziyade, şaşırtan askeri maharetine ve uyguladığı ilkel cezalar gibi ilgi çekici detaylara yoğunlaşması belki de şaşırtıcı değil. Medyanın bu yaklaşımı, temel ve ivedi bir soruyu yanıtsız bırakıyor: İllegal, radikal bir grup nasıl küresel cihadın yeni yüzü olabildi?