Yolsuzluk skandallarıyla köşeye sıkışan AKP iktidarı son 12 yılda yaptığı gibi 30 Mart yerel seçimlerinde de siyasi ustalığını ve manipülasyon gücünü gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan iki taktik güttü: Birincisi yerel seçimi genel seçim havasına sokup sandığı hükümete güven oylamasına çevirdi. 2011’deki genel seçimde elde ettiği oyları yerel seçime kanalize etmeyi başardı. 2009’daki yerel seçimde AKP’nin oy oranı yüzde 38,8 iken 2011’de genel seçimde aldığı oylar yüzde 49,8’i bulmuştu. 30 Mart yerel seçiminde ise AKP’nin oy oranı Erdoğan’ın zafer için koyduğu yüzde 39’luk psikolojik eşiğin ötesinde yüzde 40’ı aştı. Sonucu genel seçimle kıyaslayan muhalefet bunu AKP açısından kayıp ve ‘sonun başlangıcı’ olarak görüyor. Bir önceki yerel seçimi esas alan AKP ise oylarında artış olduğunu ve sandıktan güçlü bir şekilde güvenoyu aldığını savunuyor.
AKP’nin oynadığı ikinci oyun ise şu: Sandığı yolsuzluk suçlamalarından aklanma ve muhalefeti mahkûm etme mekanizması olarak halkın önüne koydu. Seçimden önce yargıyı ve polisi etkisiz kılarak yolsuzluk soruşturmalarını savuşturmaya çalışan Erdoğan bundan sonra da “Halk sandıkta beni akladı” diyerek yoluna devam edecek.