Suudi Arabistan’ın bugün karşı karşıya kaldığı durum, bölgesel Arap politikasında yaşanan büyük aksamalardan ibaret değil. BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üyeliğe seçilmesine rağmen krallık, uluslararası platformlarda da giderek yalnızlaşıyor. Nitekim oylamadan bir gün sonra, 18 Ekim’de Konsey’deki sandalyeyi de reddetti. Dış politika gündemine ve özellikle diplomasinin askeri seçeneğin önüne geçtiği Suriye’deki önceliklerine destek bulamayan Suudi Arabistan, uluslararası topluma tepkisini böyle göstermiş oldu. Suudi Dışişleri Bakanı Suud El Faysal da daha önce, askeri müdahale gündemden düşünce BM’deki konuşmasını iptal etmişti. Suudi Arabistan, bir taraftan gücünü aşan görkemli emeller beslerken, bir taraftan da kendisini köşeye sıkıştırıp gitgide yalnızlaştırıyor.
Nawaf Obaid, bu duruma çözüm olarak, Suudi Arabistan’ın bölgesel tehditlere karşı Araplar arası ittifakları canlandırmasını öneriyor. Obaid’in öngörüsüne göre, Suudi dış politikası bu şekilde daha aktif ve etkin bir hâl alacak ve Arap ülkelerini Batı desteğine bağımlı olmaktan kurtaracak. Son dönemdeki ABD-İran yakınlaşması da zaten bu desteğin altını oymuş görünüyor.