Önce, AKP hükümetinin sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ABD ve Rusya’nın Baas rejiminin kimyasal silahlarının tasfiyesi hususunda vardığı anlaşmaya hem kendisinin hem de temsil ettiği siyasi misyonun isyan duygusunu 16 Eylül’deki kabine toplantısından sonra nasıl seslendirdiğini okuyalım:
“Bugüne kadar Suriye içerisinde resmi kayıtlara göre 120 bin civarında insan ölmüştür. Bunlar çocuktur, kadındır, gençlerdir. Bunların hiçbirisi kimyasal silahla ölmemişti, 21 Ağustos’taki Guta saldırısına kadar. 110 bin kişi konvansiyonel silahlarla öldürüldü. Konvansiyonel silahlar bugün hala Esad ve yandaşlarının elindedir. Dolayısıyla onlar insan öldürmeye devam edecekler. Yapılan katliamın, bu işlerin bir sorumlusu olmayacak mıdır; bunların hesabını birileri sormayacak, birileri de vermeyecek midir? (...) Yaşanan olaylar bizi isyan noktasına getiriyor. Bu soruların cevabı ABD ve Rusya’nın vardığı anlaşmanın içinde mevcut değil. Türkiye’nin tavrı insani. Biz, bize düşeni yapacağız.”