Hamas kontrolündeki Gazze’de bulunan Yüksek Dini Mahkeme, evliliklerini yürütemediklerini kanıtlayabilen kadınların boşanmalarına olanak sağlayacak bir yasal değişiklik üzerinde çalışıyor.
İslam'ın ılımlı bir yorumuna dayanan tasarı, katılık yanlısı Hamas milletvekillerinin itirazıyla karşılaşabilir. İslami bir hareket olan Hamas, Batı Şeria'daki Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın laik El Fetih partisinden bağımsız bir şekilde Gazze’yi yönetiyor.
"Hula" ya da koşulsuz boşanma hukuku, maddi haklarından vazgeçme karşılığında kadınlara, İslami açıdan uygun olan birlikteliklerini evlilik öncesi veya sonrası bitirme hakkı tanıyor. Oysa şu an yaygın olan geleneksel boşanma usulüne göre, tek ve son söz erkeğe ait.
Yüksek Dini Mahkeme Başkanı Hasan El Jojo, Batı Şeria'daki dini mahkeme tarafından önerilen değişikliğin kendilerine ulaştığını, ancak 2014'ten önce düzenlemeyi uygulamaya koyamayacaklarını söylüyor. Jojo, bunun için Gazze’deki Filistin Yasama Konseyi’nin (FYK)- yani Hamas'ın- onayına ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Al-Monitor'a konuşan Jojo, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Batı Şeria'daki kardeşlerimizin bizimle eşgüdümlü çalışmasını takdir ediyoruz. Teklifi, onaylanır onaylanmaz uygulamaya koymak için elimizden geleni yapacağız."
Gazze’yle Batı Şeria, Hamas’ın Gazze’de kontrolü ele geçirip El Fetih güçlerini bölgeden attığı 2007 yılından bu yana idari açıdan bölünmüş durumda.
Gazze Şehri’nde geçen ay düzenlenen bir çalıştayda konuşan Jojo, mahkemenin Hula yasasını uygulamaya koyması halinde “FYK’nin muhalefetiyle karşılaşabileceği” uyarısını yapmıştı.
Jojo, öneriye karşı Gazze’de yükselebilecek itirazların gerekçesine değinmemişti. Ancak dile getirdiği uyarı, Hamas'tan gelebilecek siyasi ve ideolojik çekinceleri işaret etmişti.
FYK’nin ılımlı Hamas milletvekillerinden Yahya Musa, bu kaygıyı reddederek değişikliğin İslam'a uygun olduğunu, dolayısıyla FYK’de bir sıkıntıya neden olmaması gerektiğini belirtiyor. Al-Monitor'un telefonla ulaştığı Musa, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Mecliste kimsenin buna karşı çıkacağını sanmıyorum. Bu değişiklik, kadınların ve toplumun onurunu koruyacaktır."
Jojo da düzenlemenin, başta kocaları tarafından terk edilenler olmak üzere boşanma hakkından yoksun bırakılan onlarca kadına çare olacağını vurguluyor.
Jojo, onaylanması halinde yasayı Batı Şeria’dakinden daha geniş bir şekilde uygulamayı planladığını belirtiyor. Jojo’ya göre, Batı Şeria bu düzenlemeyi kısmen uyguluyor. Zira Batı Şeria’daki kadınların boşanabildiği tek durum, evlilik cüzdanı aldıkları halde aileleriyle yaşamaya devam ettikleri nişanlılık dönemidir. Jojo, şöyle devam ediyor: “Biz bu yasayı, gerçek evlilikten önce veya sonra olsun, tüm kadınlar için uygulayacağız.”
Filistin geleneğinde aileler, nişanlı çiftlerin resmi evlilik cüzdanı almasını tercih ediyor. Böylece çiftlerin bir araya gelip görüşmesi, hem dinen hem toplumsal açıdan kabul görüyor.
Batı Şeria kanunları da bu nedenle nişanlı ve evli çiftler arasında ayrım yapıyor. Nişanlılık dönemindeki çiftler, evlilik cüzdanına sahip olsalar da kadın erkeğin yanına taşınmadığı sürece cinsel ilişki yaşama özgürlüğüne sahip değiller.
Dolayısıyla "gerçek" evliliği belirleyen unsur, cinsel ilişki oluyor. Evlilik, ancak çiftlerin aynı evde yaşadığı ve cinsel ilişkiye girdiği zaman "gerçek" sayılıyor. Çiftlerin, evlilik cüzdanları olmasına karşın ayrı evlerde yaşadıkları süre ise, nişanlılık dönemi sayılıyor. Böylece, toplumsal davranışlarla yasal evlilik arasında uyum sağlama gayretleri, sorunla karşılaşıyor ve iki tip boşanma ortaya çıkıyor: nişanlıyken boşanma ve evliyken boşanma.
İslamiyet’te erkek, evlenmeden önce gelin için geri ödemesi olmayan bir başlık parası öder. Aynı zamanda, ileride boşanmaya karar vermesi halinde ikinci bir miktarı da ödeyeceğini taahhüt eder. Kadın ise, bu son değişiklikten önce, şiddet gördüğü gerekçesiyle eşini mahkemeye vermediği sürece, boşanma hakkından mahrumdu.
Yeni yasa kadınlara, eşlerinden icazet almaksızın boşanabilme hakkı tanıyor. Lakin yasaya göre, boşanmak isteyen kadın, başlık parasını ve birlikte yaşadıkları süre boyunca kendisi için yapılan harcamaları eşine kuruşu kuruşuna geri ödemek zorunda.
Gazze’de faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olan Kadın Hukuksal Araştırma ve Danışma Merkezi, Gazze'de 2011 ve 2012 yıllarındaki boşanma oranını yüzde 17,1 olarak tahmin ediyor. Bu boşanmaların yüzde 40'ı evlilik cüzdanı olan "nişanlı" kadınları kapsıyor.
Merkezin Başkanı Zihab Guneme, yasal değişikliği memnuniyetle karşılıyor ve iyileştirmelerin Gazze'deki feminist örgütlerin yoğun çabasının bir sonucu olduğunu belirtiyor.
Al-Monitor'a konuşan Guneme, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Boşanmak için erkeğin iznini isteyen kadın, özgür değildir. İşte biz bunu ortadan kaldırmak için mücadele ediyoruz. Yeni bir yasa talep etmemiştik. Çünkü Gazze ve Batı Şeria’da ikiye bölünmüş yönetim varken, yeni yasaların çıkmasına kesinlikle karşıyız. Ne var ki yasanın bazı bölümlerini değiştirmek, ivedi bir hâl aldı."
Dini mahkemeye seslenen Guneme, kadının kimliğindeki medeni hâlin nişanlılık döneminde “evli” olarak değiştirme uygulamasına da son verilmesini istiyor. Zira eşinin evine taşınıp cinsel hayat yaşamadan ilişkiyi bitirmeye karar veren kadın, resmiyette “boşanmış” sayılacak.
Değişiklik kararını büyük memnuniyetle karşılayan avukat Fatma Aşur, yeni düzenlemeyi "mükemmel" olarak niteliyor. Al-Monitor'a konuşan Aşur, sözlerine şöyle devam ediyor: "Her kadın, gerekçesi ne olursa olsun, boşanma hakkına sahiptir. Kadın, özgür olmak için mahkemeden bir mahkûmiyet kararının çıkmasını beklemek zorunda değildir. Bu, İslam dininin de kadına tanıdığı bir haktır."
Yeni değişikliğin Şeriatla çelişmediğini belirten Jojo, İslam'da evliliğin sevgi ve hoşgörüye dayandığını vurguluyor. Eğer evlilik bu duygulardan yoksunsa eşlerin ayrılmaları ve hayatlarını huzur içinde sürdürmeleri gerektiğini belirten Jojo, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Evlilik, iki taraf arasında varılan bir mutabakat. Mantıken her iki tarafın da bunu sonlandırma hakkı olmalı."
Boşanmak isteyen, ancak eşinden icazet alamayan bir kadın, isminin yazılmaması koşuluyla Al-Monitor'a mevcut durumda yaşadığı hüsranı anlatıyor ve şöyle diyor: "Neden benim yerime erkek karar versin ki? Bu benim de hakkım. İslam, bunu böyle söylüyor!"
Abeer Ayyoub Al-Monitor'un Filistin'in Nabzı bölümünün yazarlarındandır. Gazze İslam Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan Ayyub, önce insan hakları alanında araştırmacı olarak çalışmış, gazeteciliğe geçiş yaptıktan sonra çalışmaları, El Masri El Yum, El Cezire ve Haaretz gibi medya kuruşlarında yer almıştır. Twitter hesabı: @Abeerayyoub