Türkiye’de ne zaman hükümeti rahatsız eden bir kriz yaşansa, basın özgürlüğünün boğazındaki ip bir ilmek daha sıkılıyor. Şubat ayında, üç milletvekilinin hükümetin bilgisi dâhilinde PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’la İmralı cezaevinde yaptıkları görüşmenin tutanakları Milliyet gazetesinde yayınlanınca, gazete başbakan Erdoğan’ın öfkeli yorumlarının hedefi haline gelmişti.
İlk önce gazete, eline geçen görüşme tutanağını yayınlamanın önemli bir gazetecilik faaliyeti olduğunu söyleyerek haberini savundu. Ardından Erdoğan “batsın sizin gazeteciliğiniz” diyerek eleştirilerinin tonunu tehditkâr bir havaya büründürdü ve bunun sonucunda Türkiye’nin en eski ve köklü gazetelerinden birisi olan Milliyet, yine Türkiye’nin çok tanınmış ve en saygın gazetecilerinden birisi olan, başyazarı Hasan Cemal’in gazetenin pozisyonunu savunan yazısına sansür uyguladı.