Suriye’nin İdlib vilayetini kontrol eden cihatçı örgüt Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), sivillere ve Türk askerlerine yönelik bir dizi saldırıdan sorumlu tuttuğu Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın çoğu üyesini tutukladığını duyurdu.
HTŞ’ye bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı’ndan 6 Temmuz’da yapılan açıklamaya göre tutuklanan örgüt üyeleri, Ocak 2021’de İdlib'deki El Mutlak geçiş noktasını ve Mayıs 2021’de Bab El Hava Sınır Kapısı yakınlarında Türk askerlerini hedef alan saldırılar dâhil bir dizi eylemden sorumlu tutuluyor.
Genel Güvenlik Teşkilatı Sözcüsü Dia El Ömer, Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın patlayıcı düzenekler imal etmek için kullandığı hücre evlerine baskınlar düzenlendiğini belirtti. “Buralarda saklanan grup üyelerinin tutuklandığını, masum insanları katletmek ve İdlib’de istikrarı bozmak için kullanılan suç aletlerine el konulduğunu” söyleyen Ömer, “Örgütün geri kalan üyeleri de tutuklanacak ve adalete teslim edilecektir” dedi. Sözcü, operasyonun detaylarını gösteren görüntü kayıtlarını da yayınlayacaklarını belirtti.
Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın İdlib’de sahneye çıkışı, Ağustos 2020’de vilayetin batısındaki Cisr El Şuğur yakınlarında bir Türk askeri kontrol noktasına düzenlenen bombalı araç saldırısını üstlenmesi ve Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığına karşı harekete geçtiğini duyurmasıyla olmuştu. Hiçbir örgüt ve grupla irtibatlı olmadığını, tamamen bağımsız hareket ettiğini söyleyen örgüt, Türk ordusunun mevzi ve üslerine yaklaşmamaları konusunda sivillere uyarıda bulunmuştu.
Örgüt 2021 yılının sonlarında Türk ordusuna ait bir aracın bombalanmasını ve Türk askerlerini İdlib kırsalında hedef alan saldırıları üstlendi. Ocak 2022’nin başında Halep vilayetinin batı kırsalında Türk güçlerini hedef alan benzer bir saldırıyı yine aynı örgüt üstlendi.
İdlib’de yaşayan ve eski bir cihatçı lider olan Ömer Ebu El Velid örgüt hakkında Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı çoğunlukla eski HTŞ üyelerinden oluşuyor. HTŞ İdlib’de [Türk güçlerine yönelik] pek çok tehlike olduğu ve onların ancak HTŞ ile işbirliği yaparak korunabilecekleri algısını yaratmak için bu örgütün varlığını kullandı. Yani HTŞ bu gruptan siyaseten istifade etti.”
El Kaide’ye yakın olduğu düşünülen Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın hem Türk ordusuna hem de HTŞ’ye saldırdığını söyleyen Ebu El Velid, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örgüt, Rusya’nın müttefiki olarak gördüğü Türk ordusunun İdlib’deki varlığına öfke duyuyor olabilir. Onlara göre 2020’deki Erdoğan-Putin anlaşması uyarınca Rusya ve Türk ordusu arasında sağlanan mutabakatlar [İdlib’deki] cihatçı grupların Suriye rejimini hedef almasını engelledi.”
Ebu El Velid’e göre “HTŞ Türkiye’yle yakınlaşmaya çalışıyor ve Ebu Bekir El Sıddık Tugayı üyelerini tutuklayarak terörle mücadele ettiği, Türk ordusunu koruduğu görüntüsü vermek istiyor.”
Cihatçı grupları yakından izleyen Katarlı araştırmacı Halil Mikdad ise Al-Monitor’a şu değerlendirmede bulundu: “Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın eylemleri hâlâ oldukça sınırlı. HTŞ karşıtlarının iddia ettiği gibi örgütün HTŞ’yle bağlantılı olduğu söylenemez. Örgüt, İslam Devleti veya başka bir grupla da bağlantılı değil. Bu, Selefi cihatçı ideolojiden etkilenen, bağımsız hareket eden, herhangi bir grubu takip etmeyen bir örgüt.”
Araştırmacıya göre, “HTŞ muhtemelen Tugay üyelerini Türkiye’ye teslim ediyor çünkü bunların eylemleri Türk güçlerine yönelikti. Bu, esrarengiz bir örgüt sayılır, hakkında fazla bir şey bilinmiyor. Ancak böyle bir örgütün ortaya çıkışı, HTŞ’nin politikalarına karşı pek çok kesimde artan rahatsızlığı yansıtıyor. İlerleyen dönemde bu tür grupların HTŞ’yle savaşmasına tanklık edebiliriz. İdlib’de çok sayıda İslam Devleti hücresi var. Ancak şu anda HTŞ güçlü bir güvenlik kontrolüne sahip.”
HTŞ’ye yakın olan İdlibli gazeteci Ömer El Muhammed ise Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Bu grubun faaliyetleri İdlib’deki Türk varlığını hedef aldı. Tüm eylemleri Türk ordusu ile HTŞ’ye odaklanıyor. Ancak bazı üyeleri, gizli kapaklı bir şekilde [Türkiye destekli] grupların kontrolünde olan Afrin’e yayılmış olabilir.”
Muhammed, Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nı, “HTŞ ve Türk ordusuna karşı ortak düşmanlığı olan, HTŞ’yi sıkıştırmaya ve Türk ordusuyla çatıştırmaya çalışan İslam Devleti ile Hurras El Din’in karışımı” olarak tanımladı ve ekledi: “Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın HTŞ tarafından kurulduğu iddiaları oldukça çelişkili. Bir örgüt nasıl HTŞ’yle savaşıp HTŞ üyelerini öldürür ve aynı zamanda ona yakın olur? Bu tür iddialar tümüyle reddediliyor. Tugay’ın hedef aldığı ilk grup da HTŞ’den idi.”
Muhammed şöyle devam etti: “Kaldı ki İdlib’i kontrol eden HTŞ’dir ve buranın halkı için kamu güvenliğini sağlamak zorundadır. İdlib’i istikrarsızlaştırmaya çalışan herkes HTŞ için meşru hedeftir. HTŞ herhangi bir mesaj verme peşinde değil. HTŞ, görev ve sorumlulukları uyarınca bu grubun üyelerini tutuklamak zorunda. HTŞ karşıtlarının iddia ettiği gibi siyasi saiklerle hareket etmiyor. HTŞ kendi iradesiyle karar verir. Bugüne kadar kimseyi başkalarına teslim etmedi, bundan sonra da etmez. İdlib’de adli bir merci var. Soruşturmalardan ve kararlardan bu merci sorumlu olacak. Tutuklananlar ne Türkiye’ye ne başkasına teslim edilmez. HTŞ’nin elinde pek çok uluslararası kuruluşun aradığı yüzlerce İslam Devleti üyesi var. Bunları teslim ederek bazı kazanımlar elde edebilirdi ama yapmadı."