Suriye’nin kuzeydoğusundaki önde gelen aşiretler Haseke’de düzenlenen ve aşiretlerden birçok kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan protestoların ardından Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ültimatom verdi. Protestolar, Kürtlerin öncülüğündeki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk İdaresi’nin 17 Mayıs’ta açıkladığı dizel ve akaryakıt zammıyla patlak vermişti.
Türkiye destekli Suriyeli muhaliflerin kontrolünde bulunan Azez’deki Bakara Aşireti’nin ileri gelenleri Haseke’deki barışçıl protestolarda öldürülen El Burahma aşireti mensupları için 19 Mayıs’ta bir açıklama yaptı. Açıklamada El Şaddadi ve Abadan kasabalarındaki protestolara yönelik müdahalede Salih El Hamadi, Adnan Abdullah ve Daham El Ani’nin öldürüldüğü bildirildi.
Açıklamada “Demokratik Birlik Partisi [PYD] milislerinin doğudaki halka karşı işlediği suçların, başta da açlık ve bölge kaynaklarını yağma politikalarının” en sert şekilde kınandığı ve reddedildiği belirtildi. SDG’nin yerel halka karşı hak ihlallerinden uluslararası koalisyonu da sorumlu tutan aşiret liderleri, koalisyonu SDG’nin eylemlerini denetlemeye ve kontrol altına almaya çağırdı.
Açıklamada başta Haseke olmak üzere Suriye’nin doğusundaki Arap aşiretlerine de başta SDG ve PKK liderlerinin bölgeden ayrılması olmak üzere Suriye halkının tüm talepleri karşılanıncaya kadar eylemleri sürdürme ve dayanışma çağrısı yapıldı. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütlerinden de protestocuların korunması için acilen devreye girmeleri istendi.
Azez’deki Suriyeli Aşiretler ve Aileler Meclisi sözcülerinden Mudhar Hammad El Esad’a göre “Açıklamanın amacı farklı aşiretlerden gençleri SDG milislerinin bölgedeki hak ihlallerine karşı ayaklandırmak.”
Esad, bu ihlalleri “örgüt saflarına katılan genç erkeklerin ateş hatlarına yerleştirilmesi, bölge kaynaklarının yağmalanması ve aşiretlerin kenara itilip siyasi iktidarın tekele alınması” olarak sıralıyor ve şöyle devam ediyor: “SDG, burası bir Arap bölgesi olmasına rağmen ayrılıkçı ajandası doğrultusunda diğer toplumsal bileşenleri yok sayarak buraya Kürtleri taşıyor. Bu açıklama, SDG’nin son zamanlarda sergilediği eylemlere karşı verilmiş bir tepkidir. Bu eylemler, Suriye rejiminin göstericilere karşı uyguladığı baskı ve yıldırma politikalarını, aşiret üyelerinin öldürülmelerini akla getiriyor.”
Esad’a göre “SDG bazı aşiret liderlerini satın alarak aşiretleri susturmayı başardı. Bu da liderlerinin ve şeyhlerinin talimatlarını dinleyen bazı aşiret üyelerinin sessizliğini açıklıyor.”
Bölgede yaşayan insanlar arasındaki güçlü aşiret bağlarına dikkat çeken Esad, “Biz de bu yaşananların, diğer aşiret ve ailelerden şeyhleri ayaklandırarak öldürülenlerin intikamını almak ve SDG’yi bölgeden çıkarmak için vesile olmasına uğraşıyoruz. Bu hamlemiz başarılı olursa SDG’nin sonu gelebilir, çünkü kendi halklarına rağmen SDG’ye sadık aşiret şeyhlerinin pozisyonları zayıflar.”
Haseke’deki Bakara Aşireti’nden önde gelen bir isim ise adının açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şunları aktarıyor: “Bölgedeki aşiretler ve aileler olanlar karşısında sessiz kalacaklardır. Biz ise öldürülen evlatlarımızın intikamını alıncaya kadar durmayacağız. Şu an diğer bölgelerdeki aşiretlerle eşgüdüm içerisindeyiz. Onlar bizimle irtibata geçerek yanımızda olduklarını, SDG ile bir çatışma durumunda bize malzeme ve adam sağlayacaklarını söylediler.”
Kaynak şöyle devam etti: “Şu an doğrudan bir saldırıya hazır olmayabiliriz, uluslararası koalisyonla çatışmaya girmek istemeyiz. Ancak SDG bölgedeki aşiretlerin nüfuzunun pekalâ farkında. Aşiretler bölgenin en büyük nüfus yoğunluğuna sahip yerli bileşenlerdir. SDG ile işbirliği halinde olan ve artık kendi aşiretleri üzerinde bile etkinliği kalmayan aşiret liderlerini bertaraf etmek için doğru zamanı kolluyoruz. Tümüyle hazır olduğumuzda el ele vereceğiz.”
SDG kontrolündeki bölgeler geçtiğimiz günlerde örgütün yakıt fiyatlarına yaptığı fahiş zamlar nedeniyle birçok gösteri ve protestoya sahne oldu. Haseke’nin muhtelif yerlerinde düzenlenen protestolarda SDG ile yaşanan çatışmalar sırasında en az yedi kişi öldürüldü. Halkın tepkisi üzerine zam kararı geri çekildi.
Suriyeli yerel haber sitesi Baladi Haber’in Türkiye Gaziantep’te mukim Suriyeli Muhabiri Abdülaziz Halife ise Al-Monitor’a şunları aktarıyor: “Açıklamanın bölgedeki aşiret üyeleri üzerinde pek bir etkisi olmaz. Bu aşiretler bölgeden kaçan şeyhlerin eski nüfuzlarını kaybettiklerine inanıyorlar. Ancak yerli aşiret liderleri halen kendi cemaatleri üzerinde etkinliğe sahipler. SDG’nin protestoların büyüyeceği ve Arap ailelerinin çoğunlukta olduğu diğer bölgelere sıçrayacağı korkusuyla kararından dönmesi de bunun bir kanıtı.”
Halife, Haseke’nin güneyinin SDG kontrolündeki alanlar içinde en yoksul bölge olduğuna dikkat çekiyor. Zorlu ekonomik kriz, koronavirüs tedbirleri ve bölgeyi vuran kuraklığın üstüne bir de bölge kaynaklarının halka hizmet yerine SDG tarafından yağmalandığını belirten Halife şöyle devam ediyor: “İnsanlar sonunda ne olup bittiğini, SDG’nin fiili iktidar olduğunu anladılar. SDG’nin işi Kürdistan İşçi Partisi’yle [PKK] bağlantılı PYD’ye mali kaynak bulmak. Bölgenin kaynaklarından elde edilen gelir --ister petrol ister doğal zenginlik olsun-- bir grup insanın, yani Kürtlerin cebine giriyor, Arap nüfus tamamen göz ardı ediliyor. Yakıt fiyatlarına zam son damla oldu, halkı ayağa kaldırdı.”
Halife’ye göre SDG ile aşiretler arasındaki çatışmada ufukta bir son görünmüyor: “Bölge dışında yaşayan aşiret şeyhleri ve SDG’ye karşı olan yerel liderler son olayları SDG karşıtı çabaları harlamak için kullanacaklar. Ancak doğrudan çatışma olası değil zira SDG uluslararası koalisyon güçleri tarafından desteklenen ağır silahlı bir milis gücü. Aşiretler ayaklanmak için doğru zamanı bekliyorlar."