Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı kuzeydoğu Suriye’de gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı’yla Kasım 2019’dan beri Türkiye destekli silahlı muhaliflerin kontrolünde olan köy ve kasabalarda sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor. Zira buraları besleyen santraller yoğunlukla SDG veya rejimin kontrol ettiği bölgelerde bulunuyor.
Elektrik sıkıntısını çözme çabaları kapsamında Rakka vilayetinin kuzeyindeki Tel Abyad’ta ve Haseke vilayetinin kuzeyindeki Resulayn’da muhalefete bağlı yerel konseyler 25 Şubat’ta Türkiye’nin AK Enerji şirketiyle elektrik tedarik anlaşması imzaladılar.
AK Enerji hâlihazırda Halep vilayetinin kuzeyi ve doğusunda bulunan Azez, Cerablus, Cinderes ve El Bab’a elektrik sağlıyor.
Tarafların birkaç görüşmenin ardından vardıkları anlaşmaya göre bölgedeki konutlara kilovatsaat başına 67,5 kuruş (0,09 dolar) üzerinden elektrik verilecek. Elektrik tedariki mümkün olan en kısa sürede başlayacak. Büyük ölçüde tarımla geçinen bölgede tarımsal sualtı trafolarına da Türkiye’den alınan elektriğin verilmesi öngörülüyor.
Resulayn’daki yerel konseyin başkanı Merhi El Yusuf, Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “Resulayn kenti Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kontrolüne geçtiğinden beri bölgemize su türbinleri üzerinden elektrik vermesi için Suriye rejimiyle üstü kapalı anlaşma vardı. Ancak rejim son dönemde Resulayn kentini besleyen elektrik santrallerinin kendi bölgelerinde bulunmasından istifade bölgemizin elektriğini kesti. Bu bize büyük zarar verdi, su türbinleri durunca kent uzun süre susuz kaldı. Sulama yapılamadığı için tarımsal alanlar da zarar gördü.”
Yusuf sözlerini şöyle sürdürdü: “Sürekli baskı yapılmasına rağmen rejim Resulayn’a günde sadece 12 saat elektrik vermeyi kabul etti. Bu konu ne zaman sorulsa rejim elektrik kesintilerinden SDG’yi suçluyor. Sorunu rejimle çözemeyince elektrik kesintilerine son vermek, ayrıca sanayi projelerine zemin hazırlamak üzere Resulayn ve Tel Abyad’a günde 12 saat elektrik tedariki için ihale açtık. Bu arada tarımsal alan sahiplerinin zararlarını da tanzim ettik.”
Yusuf ihaleye ilişkin şu bilgileri aktardı: “Türk AK Enerji şirketi en iyi teklifi verdi. Kilovatsaat başına 67,5 Türk kuruşu fiyat teklif etti. Şirket, kendisine verilen iki aylık sürede bölgeyi inceleyip ihtiyaçları tespit edecek ve bombardımanlarda zarar gören şebekelerin, elektrik kulelerinin onarımını da içeren bir işletme planı oluşturacak. Ayrıca kente elektrik verirken yüksek gerilim hatlarını genişletecek. Her konut için ihtiyaca göre yüklenen ön ödemeli kartlar olacak. Yüklenen miktar tükendiğinde karta yeniden yükleme yapılacak. Abonelerden sağlanan kârın belli bir yüzdesi yerel konseye aktarılacak.”
Suriye muhalefetinin kurduğu geçici hükümette “yerel yönetim ve hizmetler bakanı” olan Muhammed Said Süleyman ise Al-Monitor’a yaptığı açıklamada “Bu sözleşmeler Türkiye’nin desteğiyle doğrudan yerel yönetimler ile özel şirketler arasında yapılıyor. Geçici hükümet olarak bizimle yapılan bir sözleşme yok” dedi.
Kuzeydoğu Suriye’de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla ÖSO kontrolüne geçen bölgelere Türkiye büyük önem atfediyor. Bu bölgelere insani yardım, sağlık ve eğitim hizmetleri sağlıyor. Türk özel sektörü ise vatandaşların günlük ihtiyacı olan temel hizmet sektörlerine, ayrıca elektrik ve inşaat gibi kârlı alanlara büyük çaplı yatırımlar yapmış durumda.
Tel Abyad’daki yerel konseyin başkanı Vail El Hamdu konuyla ilgili Al-Monitor’a şu açıklamayı yaptı: “Tel Abyad’ı besleyen elektrik santralleri SDG kontrolündeki bölgelerde bulunuyor. Yani Tel Abyad kentinin elektrik tedariki SDG’nin elinde. (…) Türk AK Enerji şirketi bölgenin coğrafi ve demografik özelliklerine, nüfusun maddi kapasitesine vakıf olduğu için ihale ona verildi. Şirket zaten ÖSO kontrolündeki bölgelerde çalışıyor, Azez, Cerablus, Cinderes ve El Bab’a elektrik sağlıyor. Şirketin teklifini bu nedenle kabul ettik. Ayrıca şirketin edindiği tecrübe, buralarda ilk faaliyete başladığı zamanlarda yapılan hataların, yaşanan sorunların tekrar etmemesi için faydalı olabilir.”
Hamdu sözlerini şöyle sürdürdü: “Projenin esas hedefi, yerel sanayinin işgücüne istihdam sağlayacak, iş imkânlarını artıracak yeni projeler başlatabilmesi. Fırınlar, okullar, belediye binaları, yerel konseyler gibi hizmet, sağlık ve eğitim merkezleri de hedefler arasında. Büyük ölçüde tarıma bel bağlayan bölgede SDG’nin neden olduğu zararı telafi etmek için bir Türk şirketine başvurmamız gerekti."