Ürdün Kralı Abdullah’ın 14 Ocak’ta Bağdat’a gerçekleştirdiği günübirlik ziyaret, Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih tarafından “tarihi” olarak nitelendi. Bu, Ürdün Krallığı’ndan bir ismin 10 yılı aşkın süre sonra Irak’a gerçekleştirdiği ilk ziyaretti. Kral Abdullah’dan önce de Ürdün Başbakanı Ömer Rezzaz 28 Aralık’ta Bağdat’a giderek iki ülke arasında bir dizi ekonomik işbirliği anlaşmasına imza atmıştı.
Ürdün Krallığı’ndan yapılan açıklamada, Kral ziyaret sırasında iki ülke arasındaki güçlü bağlara işaret ederek Irak’ın güvenlik ve istikrarının korunması, Irak halkının refahı ve kalkınma çabalarında Ürdün’ün Bağdat’ın yanında olduğunu vurguladı. Açıklamada ayrıca iki liderin “ekonomi, ticaret, yatırım, enerji, ulaşım ve inşaat sektörlerinde” imzaladığı anlaşmaların önemine dikkat çekildi.
Kral Abdullah ziyareti sırasında Irak Başbakanı Adil Abdül Mehdi ile de görüştü. Başbakan ziyaretle iki ülke arasında yeni bir sayfa açıldığını belirterek Ürdün’ün “Iraklıların kalbinde tarihsel olarak özel bir yere sahip olduğunu” kaydetti.
ABD’nin 2003’teki işgaline kadar Irak, Ürdün’ün birinci ticaret ortağıydı. Saddam Hüseyin iktidarı sırasında Irak’tan ucuz petrol satın alan Ürdün’e özel bir statü tanınmıştı. Irak da bunun karşılığında 1990’daki Kuveyt işgali nedeniyle uygulanan BM ambargolarını aşmak için Ürdün’ün Akabe limanı üzerinden temel ihtiyaçlarını ithal ediyordu.
Geçen yılki göstergeler Irak’ın Ürdün’ün toplam ihracatında yalnızca yüzde 5.8’lik bir paya sahip olduğunu gösteriyor. İslam Devleti’nin Bağdat’ı Amman’a bağlayan ana otoyol üzerindeki Anbar’ı ele geçirmesi üzerine kara sınırının kapatıldığı 2015 yılı öncesinde ise Ürdün’ün Irak’a ihracatı yıllık 1 milyar doların üzerindeydi. Sınır Ağustos 2017’de yeniden açıldı ancak Bağdat yönetimi Ürdün mallarının Irak’a girişi konusunda katı kurallar getirdi.
ABD işgali ve İran’ın Irak üzerindeki etkinliğini artırmasının ardından Bağdat ile Amman arasında ekonomik ve siyasi bağlar önemli ölçüde zayıflamıştı. Irak’tan giden intihar bombacılarının kasım 2005’te Amman’daki bir dizi otelde düzenlediği saldırılarda 50’yi aşkın kişi ölmüş, 100’ü aşkın kişi de yaralanmıştı. Ürdün’ün Saddam rejimi ile tarihi bağları ve Kral Abdullah’ın ABD işgalinin ardından Saddam Hüseyin’in iki kızına sığınma hakkı vermesi Irak’taki İran yanlısı siyasiler tarafından eleştiri konusu edilmişti.
Gerginlik, bilhassa da İran’a yakınlığıyla bilinen eski Başbakan Nuri El Maliki’nin döneminde tırmanmış, halefi Haydar El Ebadi’nin iktidarında kısmen yatışmıştı. Maliki, Irak’ın İslam Devleti’yle mücadele ettiği bir ortamda Ürdün’ün Anbar’daki Sünni aşiretlerle kurduğu yakın ilişkiye tepki göstermişti.
Irak’ta geçen mayıs ayında yapılan genel seçimlerle Abdül Mehdi’nin başbakanlık, Salih’in de cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının ardından ilişkilerde yeni bir sayfa açıldı. Salih’in Orta Doğu turu kapsamında 15 Kasım’da Amman’a gerçekleştirdiği ziyaret ikili ilişkiler adına bir dönüm noktası oldu.
Kral Abdullah’ın Bağdat ziyareti Irak ile ilişkilerin onarılmasını savunan Ürdünlü yorumcular tarafından da övgüyle karşılanıyor. Ürdün, Basra ile Akabe arasında inşa edilmesi planlanan stratejik petrol boru hattı projesindeki son rötuşların bu ziyaretin ardından tamamlanacağını umuyor. Kasım ayında da iki ülke arasında sınırda ortak bir sanayi bölgesi kurulması konusunda mutabakata varılmıştı. Ürdünlü müteahhitler bu ve benzer projelerle Irak’ın multi milyar dolarlık yeniden imar planlarından pay kapabilmeyi umuyorlar.
Ne var ki, Irak artık 1990’lı yıllarda olduğu gibi ithalat için Ürdün’e muhtaç değil ve İran, Türkiye de dahil tüm komşularıyla açık ticaret yapabiliyor. Bu da Ürdünlü iş insanları için ciddi bir rekabete işaret ediyor.
Siyasi açıdan bakıldığında ise Kral’ın ziyaretinin, Arap ülkelerinin Bağdat’ı İran ile arasına mesafe koymaya iknâya çalıştığı bir dönemde gerçekleşmesi anlamlı.
Siyasi yorumcu Fahd El Kitan El Gad gazetesinde 16 Ocak’ta yayımlanan yazısında Kral Abdullah’ın ziyaretinin Ürdün’ün Bağdat ile özel bağlarını her türlü şart altında, bilhassa da İD terörüyle mücadelede koruma arzusunu göstermesi açısından önemli olduğunu yazdı: “Iraklılar şimdi Ürdün’ün bölgedeki diğer ülkelerin aksine Irak’ın içişlerine karışma gibi bir amacının olmadığını ve Irak halkının, Irak devletinin yanında olduğunu idrak ediyorlar.”
El Makar internet sitesinden Selami El Daravi de ziyaretin ekonomik getirilerine değindi. Kral Abdullah’ın 14 Ocak’ta Bağdat’a gerçekleştirdiği ziyaretin “Krallık ekonomisinin akciğeri olan” Irak ile Ürdün arasındaki tarihi ekonomik ortaklığı tasdik ettiğini ve bu ziyaretin iki ülke arasında bir dizi stratejik projeye start vereceğini yazdı. 2018’in ilk 10 ayında Ürdün’ün Irak’a ihracatının 600 milyon doların altında olduğuna dikkat çeken Daravi, bunun mevcut potansiyelin oldukça altında bir rakam olduğunu vurguladı.
Ne var ki Ürdün, Irak ile güçlü ekonomik bağlarını onarmaya çok hevesli olsa da kimi gözlemcilere göre ilişkilerin geleceği Irak siyasetinde hâlen önemli bir nüfuza sahip olan İran’a bağlı. Nitekim Kral Abdullah Bağdat’ı ziyaret ettiği esnada İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de Irak’ta bulunuyordu. Geçmişte birçok İran yanlısı Iraklı siyasi, Amman-Tahran ilişkilerinin geliştirilmesini, Ürdün ile Irak arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmenin ön koşulu addediyordu ve bu ön koşulun yakın zamanda gerçekleşmesi olası görünmüyor.