Yaklaşık bir hafta önce, ABD vatandaşı bir Filistinli ve birkaç İsrail vatandaşının bulunduğu bir grupla yolculuk yaptım. Ürdün’de katıldığımız iki günlük toplantının ardından İsrail’e dönüyorduk. Şeyh Hüseyin Köprüsü’ne gece köprünün kapanışına bir saat kala ulaştık. Ürdün’de yüksek lisans yapan bir grup İsrail vatandaşı Filistinli kadından başka köprüde yolcu yoktu.
Aralarında hem Yahudi hem Arapların bulunduğu İsrail vatandaşları güvenlik kontrolünden hızlı bir şekilde geçerken ABD vatandaşının işlemleri uzadı. Yolcunun ufak bavulu güvenlik kontrolünden geçmişti, dolayısıyla sadece çantasındaki kâğıtlar kontrol edilecekti. İşini titizlikle yapan genç bir kadın görevli kâğıtları önüne serdi, büyük bir ciddiyetle sayfaları tek tek çevirmeye başladı. Çok geçmeden son derece “şüpheli” bir yazı buldu. Yazının başlığı “İki Devletli Çözüm” idi. Görevliler belgeyi elden ele dolaştırırken, Bir Zeit Üniversitesi ile Tel Aviv Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan yolcuya bu çözümle ilgisinin ne olduğu soruldu, o da böylesine “yıkıcı” bir belgeyi nasıl edindiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmak zorunda kaldı.