Ana içeriğe atla

Seçim sistemi değişti, muhalefet kaygılı

Başkanlık modelini getiren 16 Nisan 2017 tarihli anayasa referandumu üzerindeki şaibe tartışmaları sürerken hükümetin seçim sisteminde yaptığı yeni değişiklikler muhalifleri sandığa küstürdü.
29356830_10160121735085524_3961215119823732736_o.jpg

Cumhurbaşkanlığı hükümet modelini getiren 16 Nisan 2017 tarihli anayasa referandumu üzerindeki şaibe tartışmaları sürerken hükümetin seçim sisteminde yaptığı yeni değişiklikler boykot tartışması başlattı.

16 Nisan referandumunda Yüksek Seçim Kurulu'nun mühürsüz seçim pusulalarını yasaya aykırı olmasına rağmen son anda kabul etme kararıyla başlayan tartışmalar daha da alevlenmiş durumda. Mühürsüz oyların sandığa girmesi ile hile yapıldığını düşünenlerin sayısı hiç az değil. Son olarak ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da aslında “sandıktan hayır çıktığını” söyleyenlerden.

Tartışmalar sürerken yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı 2019 öncesinde hükümet seçim sistemini değiştirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 13 Mart’ta kabul edilen yeni yasa ile mühürsüz oy pusulası da seçimlere dahil edildi. Bu iki şeyin göstergesi oldu: Birincisi hükümet bu düzenleme ile 16 Nisan'da yasa dışı bir iş yaptığını kabul etti. İkincisi 2019 seçimleri için yeni bir şaibe tartışmasını garantiledi. Mühürsüz oy pusulaları yasal hale geldikten hemen sonra gelen Yüksek Seçim Kurulu'nun 55 milyon seçmen için 500 milyon seçmen zarfı bastırdığı bilgisi de kaygıları artırıyor.

Üstelik sadece bu değil. Bir süre önce vatandaşların soy kütüklerini görebilmelerine olanak sağlayan bir sistem ortaya çıktı. Soy kütüğü kayıtlarında ilginç bir rastlantı var: Kayıtlara göre çok sayıda insanın 1800'lerde doğan büyük büyük annesi ya da büyük büyük babası halen hayatta görünüyor.

CHP'ye göre kayıtlarda sağ görünen bu insanları “oy kullanmış gibi gösterme” ihtimali oldukça fazla. CHP Milletvekili Haluk Pekşen Al- Monitor'a şöyle diyor: “Kayıtlarda öldüğü halde sağ görünen 2 milyon 537 bin kişi var. Seçim sandıkları bu kayıtlar üzerinden düzenleniyor. Şu an Türkiye'de milyonlarca sahte oy kullanabilecek seçmen var.”

Peki sandıkların başında kim duracak? Yeni yasaya göre artık kamu görevlileri duracak. CHP ve HDP “Kamu görevlileri iktidarın memuru” diyerek bu karara da itiraz ediyor. Çünkü bu görevlilerin bir hile karşısında ne yapacaklarına dair hiçbir güvence yok.

Sandıkların taşınması ve birleştirilmesi, sandık başına polis çağırılabilmesi de yine yasanın kapsamına alınan düzenlemelerden. Bunlar özellikle Kürt illerindeki seçimler için kaygı uyandırıcı. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen bu düzenlemelerin HDP seçmeninin sandığa gitmesini engellemek için yapıldığını savunarak Al-Monitor’a şu açıklamayı yapıyor: “Sandık taşınması kırsalda oy kullanmayı engelleyecek, zorlaştıracak bir uygulamaya dönüşebilir. Yine güvenlik güçlerinin sandığa çok yakın bir yerde pozisyon alması da aynı şekilde sandığa gitmeyi zorlaştıracak, halkı tedirgin edecek ve daha cesur biçimde oylarına sahip çıkmayı zorlaştıracak bir uygulamadır. Bu düzenlemeleri HDP seçmeninin sandığa gitmesini engelleme girişimi olarak yorumluyoruz.”

Seçim yasasının getirdiği en önemli değişiklik aslında partiler arasındaki ittifak yasağını kaldırması. Bu düzenleme ile yıllardır fiili olarak devam eden AKP-MHP ortaklığı artık yasallaşmış durumda. Görüşmelerde mecliste çoğulcu bir yapı oluşturmak adına yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması yönündeki kanun teklifinin reddedildiğini de belirtmek gerekiyor.

Seçimlere yönelik tüm bu kaygılar önemli bir çıkışı, boykot önerisini gündeme getiriyor. Muhalefet seçimlerin meşruluğunun şimdiden tartışmalı olduğunu söylüyor ve boykot çağrıları yükseliyor.

CHP Milletvekili Haluk Pekşen şöyle diyor: “Seçimlere Olağanüstü Hal ortamında giriyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminde kaybolan 100 binin üzerinde silah var, devlet bu silahların peşine düşmedi. Sokaklar silahlı insanlarla dolu. Gerçekte ölü olan insanlar nüfus kayıtlarında sağ görünüyor, mühür şartı kalkıyor. Buradan güvenli bir seçim beklemiyoruz. Türkiye kaosa doğru sürükleniyor. Bu koşullar düzeltilmezse muhalefetin önünde tek bir seçenek kalır. O da muhalefetin blok olarak seçimleri boykot etmesi.”

CHP Milletvekili İlhan Cihaner de “Adil ve güvenli seçim koşulları sağlanmazsa seçim boykotunu mutlaka tartışmalıyız” diyor.

HDP ise “OHAL'de seçim olmaz” diyerek boykot tartışmasını zaten gündeme getirmişti. HDP Sözcüsü Bilgen “Bütün toplumsal muhalefet bunu kendisine dert edinmelidir. Eğer muhalefet birlikte hareket ederse ve kararlı bir tutum ortaya koyarsa daha demokratik koşullarda seçime gidilmesini sağlamak mümkün olabilir. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmak bu durumu normalleştirmektir. Oysa yapılması gereken bu durumun kabul edilemezliğini hem hükümete hem uluslararası kamuoyuna anlatmaktır” diye konuşuyor.

HDP'nin itirazlarının sadece ittifak yasasına yönelik olmadığının altını çizmekte yarar var. Bilgen şöyle devam ediyor: “Seçim güvenliği konusu sadece oy kullanma günü ile ilgili değildir. Seçim kampanyasının da demokratik koşullarda eşit ve özgür yapılabilmesidir. Olağanüstü Hal nedeniyle etkinliklerin yasaklandığı, yargılama yoluyla siyasi çalışmaların yasaklandığı bir dönemde seçmen iradesi üzerinde büyük bir baskı oluşturuluyor.”

Gelelim boykot tartışmalarının nasıl yankı bulduğuna Başbakan Binali Yıldırım, “Daha faydalı söylemlere yönelmeliler” diyerek tartışmayı görmezden gelirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Kazanacağımız seçimi neden boykot edelim?” diyerek bu öneriyi reddediyor.

Kılıçdaroğlu'na göre anayasa referandumundan da “hayır” çıkmıştı. Ancak bunu teyit etmek mümkün değil. Türkiye için önemli bir dönüm noktası olan 2019 seçimlerinde de aynı tablo ortaya çıkarsa CHP Genel Başkanı’nın itirazları ne anlama gelecek? Zira iktidar 16 Nisan referandumunun sonuçlarını şaibeli bulan yurttaşların protestolarını engellemek ve son seçim yasası değişikliğinin meclisteki görüşmeleri sırasında olağanüstü bir muhalefet ortaya koyamamakla eleştirilen Kılıçdaroğlu'na 16 Nisan'da verdiği şu yanıtı 2019'da da yineleyebilir: “Atı alan Üsküdar'ı geçti!”

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in