HASANKEYF -- “Kendi tarihimize sahip çıkalım diyoruz, ‘terörist’ damgası yiyoruz.” Bir yandan patlatılan kayaları izleyen, diğer yandan Al-Monitor ile sohbet eden bir Hasankeyfli duygularını bu cümlelerle ifade ediyor. Konuşma talebimizi, “terörist” damgası yeme endişesiyle reddediyor. Yaklaşık 12 bin yıllık tarihe sahip olan ilçe artık son günlerini yaşıyor. Yüzlerce kuşaktır aynı yerde yaşayan Hasankeyfliler, eski evleri sular altında kalacağından ilçeyi terk etmek zorunda. İlçe halkı yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki yeni evlerine taşınacak.
Hasankeyf’i Türkiye’nin gündemine oturtan süreç 1950’li yıllarda başladı. Kimse Hasankeyf’i doğru dürüst bilmezken ilçenin yolunda katır sırtında bir grup insan belirdi. Bu insanların gelişiyle ilk önce kimse ilgilenmedi. Oraya arada bir gelen turistlerden oldukları zannedildi. Ancak öyle değildi. Gelenler Hasankeyf'le ilgili yıllardır süren tartışmaların ilk adımını atacak ekipti. Dicle Nehri üzerinde bir baraj yapılması planlanıyordu. Bu baraj tarihi ilçeyi de yutacaktı. Gelenler de su kodunu ölçecek mühendislerdi. Katır sırtında gelen mühendisler ölçümleri yaptıktan sonra gittiler. Bu ölçümler Güneydoğu Anadolu Projesinin bir parçası olan Ilısulu Barajının yapılması için ilk adımdı.