Türkiye’nin Musul seçenekleri
Türkiye en olumsuz ifadelerle karaladığı Musul operasyonuna katılmak için bütün ağırlığını koydu ama operasyona kenarından dahil olması Musul’u kayıp dava olmaktan çıkarmıyor.
![MIDEAST-CRISIS/IRAQ-MOSUL REFILE - ADDITIONAL CAPTION INFORMATIONIraqi army gather after the liberation of a village from Islamic State militants, south of Mosul, during an operation to attack Islamic State militants in Mosul, Iraq, October 21, 2016, as toxic smoke is seen over the area after Islamic State militants set fire to a sulphur factory. REUTERS/Thaier Al-Sudan TPX IMAGES OF THE DAY - RTX2PXNT](/sites/default/files/styles/article_hero_medium/public/almpics/2016/10/RTX2PXNT.jpg/RTX2PXNT.jpg?h=f7822858&itok=1jHaOcB1)
Arap Baharı’nın henüz başlarında 28 Mart 2011’de başbakan sıfatıyla Bağdat’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şii lider Mukteda El Sadr’ın adamları tarafından sevgi seliyle karşılanmıştı. Konvoyun güzergâhı üzerinde toplanan binlerce kişi “Başbakan hoş geldin” ve “Sadr grubu seni selamlıyor” pankartları açmıştı. Beş yılda dostane havadan geriye en ufak bir esinti kalmadı. Sadr’ın adamları bu kez 18 Ekim 2016’da Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği’nin önünde “İşgalci defol” sloganıyla gösteri yaptı.
‘Dost’ ülkeden ‘işgalci’ güce dönüşüm, Türk dış politikasının tuhaf döngüler içerisindeki son kazasını resmediyor.