Birçok başarılı Filistinli öğrenci gibi Gazzeli Benaz Sümeyr de Birzeit Üniversitesi’nde okumayı seçmiş. Gazetecilik bölümünde eğitim görürken aynı bölümde okuyan Ramallahlı Velid Betravi ile tanışmış ve çift daha sonra evlenmiş. Gazze’nin Han Yunus kentinden olan Benaz, ailevi durumu ve işi nedeniyle ikametini Batı Şeria’ya aldırabilmiş. İsrail makamlarını ikamet değişikliği konusunda ikna eden Benaz, Batı Şeria ile Ürdün’ü bağlayan Kral Hüseyin Köprüsü üzerinden dünyanın çeşitli ülkelerine gitme imkânına kavuşmuş. Medya eğitmeni olarak çalışan Benaz bu kararı verirken oldukça zorlanmış ancak hem kariyeri hem de Ramallah’taki yeni ailesi için böylesinin daha iyi olduğunu düşünmüş.
Benaz bu kararı 20 yılı aşkın bir süre önce verdi. Ne var ki o bir Filistinliyle evli olmasına ve Ramallah’ta 20 yıldır yasal olarak ikamet etmesine rağmen Ürdün sınır makamları tarafından Gazzeli olarak muamele görüyor. Tüm Batı Şeria ve Gazze sakinleri gibi aynı Filistin pasaportuna sahip ama eşinden farklı muameleye tabi.
Velid hiçbir engele takılmadan Ürdün’e veya Ürdün üzerinden başka yerlere gidebilirken Benaz’ın önce Ürdün makamlarından izin alması gerekir. Bu uygulama Gazzelilerin Mısır seyahat belgeleri, Batı Şerialıların da Ürdün seyahat belgeleri taşıdığı günlerde başladı. Ancak bu durum 1993 Oslo Anlaşması’ndan sonra değişti ve bugün tüm Filistinliler aynı pasaporta sahip.
Fakat Ürdün’ün “Gazzeli” olarak sınıflandırdığı Filistinliler yani Gazze’de doğmuş olanlar veya anne, babası Gazzeli olanlar özel bir izin için başvurmak zorunda. “Sakıncasızlık kâğıdı” olarak bilinen bu belge Ürdün İçişleri Bakanlığı tarafından veriliyor. Bu, muafiyeti olmayan, zaman alıcı ve masraflı bir işlem. Kurallar net olmadığı için süreç bazen haftalar, bazen aylar alabiliyor.
Zahmetli prosedüre rağmen geçerli seyahat nedeni olan çoğu Gazzeli bu izni alabiliyor ya da daha doğrusu alabiliyordu.
Önde gelen kadın örgütü Filasitynat’ın kurucu başkanı Vefa Abdül Rahman da uzun yıllardır Batı Şeria’da yaşayan bir Gazzeli. Abdül Rahman’ın Al-Monitor’a verdiği bilgiye göre Ürdün makamları son üç aydır bu değerli izin kâğıtlarını neredeyse tamamen durdurdu: “Hiçbir gerekçe göstermeden, hiçbir açıklama yapmadan neredeyse tüm başvuruları reddediyorlar.”
Bir Ürdün vatandaşıyla evli olan Abdül Rahman bu hafta Ürdün’e gidebildi. Ürdünlü parlamento üyeleri ve hükümet yetkilileriyle bir dizi görüşme yapan Abdül Rahman sorunu medyada da dile getirdi.
Al-Monitor’a konuşan Abdül Rahman “Gazze doğumlu biri olarak Ramallah’ta yaşamak, mahsur kalmak anlamına geliyor. Gazze’deki aileni görmeye gidemiyorsun, şimdi de ne iş ne gezme amaçlı Batı Şeria’dan çıkamıyorsun.” dedi.
Kadın aktivistin verdiği bilgiye göre Ürdün’e giriş izni alamayanlar çok çeşitli insanlar. Aralarında öğrenciler, işçiler, konferanslara davet edilen kişiler ve iş adamları var. Abdül Rahman’ın tahminine göre Batı Şeria’da şu an 50 bin civarında Gazzeli ikamet ediyor.
Al-Monitor’a açıklama yapan Filistin Başbakanı Rami Hamdullah, Gazzelilerin yaşadığı bu sorunu Ürdün makamları nezdinde takip ettiklerini belirtti ve ekledi: “Ürdünlü muhataplarımızla sürekli temas hâlindeyiz ve aramızda her seviyede mükemmel bir iş birliği var.”
Ancak Abdül Rahman gibi mağdurlar Filistin hükümetinin etkili olacağına inanmıyor ve bu nedenle “seyahat hakkını ve ikametgâhını seçme özgürlüğünü” savunmak amacıyla Haraka isminde bir hareket başlatmış durumdalar.
Abdül Rahman Amman’da bulunduğu sırada Ürdün’de yaşayan ve iş hayatında çeşitli ayrımcılıklara maruz kalan bir grup Gazzeli ile de bir araya geldi. Bu grup da üst düzey Ürdünlü yetkililerle görüşerek mevcut uygulamaların değişmesini isteyecek.
Öte yandan Ürdünlü kaynaklar konu hakkında derin bir sessizlik içinde. Al-Monitor’a konuşan güvenilir bir emniyet kaynağı, köprü geçişlerinin Ürdün’de bir “egemenlik meselesi” olduğunu ve tartışmaya açık olmayan bir kırmızı çizgi olarak görüldüğünü vurguladı.
Sorunu ağırlaştıran bir diğer unsur da Ürdün’ün devasa bir göçmen nüfusuyla uğraşması ve Suriyeli mültecilere çalışma izni vermek için uluslararası baskı altında olması. Suriyeli mültecilere yakın zamanda çalışma imkânı tanındı ve bu, Ürdünlü işçiler için istihdam imkânlarının daralması demek. Somut olgulara dayanmasa da şimdi kaygı şu ki Gazzeliler de Ürdün’e gelirse yerli halk arasında işsizlik iyice artacak.
Abdül Rahman’a göre bazı Ürdünlü yetkililer Ürdün’e gelen pek çok Gazzelinin geri gitmediğine dolaylı bir şekilde işaret etmiş. Ramallah’la Amman’ın arası da pek sıcak olmayınca Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la Kral Abdullah bu tip hassas konuları ele alabilecekleri üst düzey görüşmeleri yeteri sıklıkta yapmıyor.
Benaz’a geri dönecek olursak o bu hafta Ürdün’de bir akraba düğününe davetliydi. Ailenin diğer fertleri düğüne katılırken, o Gazzelilerden istenen izni alamadı ve Ramallah’ta kaldı.
Filistinliler yıllardır İsrail’in koyduğu seyahat yasaklarıyla mücadele ediyor. Sebat edip Batı Şeria’ya taşınarak alternatif bir hayata kavuşanlar da şimdi komşu bir Arap ülkesine gitmekten alıkonuluyor. Bu, pek çok kişi için izahı olmayan bir durum. Sorunu daha da incitici kılan ise tüm Filistinlilerin taşıdığı pasaportu taşıyan bu insanların doğdukları yer nedeniyle ayrımcılığa uğraması.