Ana içeriğe atla

Erdoğan Suriyeli mültecileri nasıl kullanıyor?

Türkiye lideri Recep Tayyip Erdoğan, İslam Devleti’nin katkılarıyla kabaran Suriyeli mülteci dalgasının NATO’yu Beşar Esad’a karşı harekete geçireceğini ummuştu. Ancak bu gerçekleşmeyince Erdoğan mültecilerin Avrupa’ya akın etmesine müsaade etti. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
RTSD97.jpg

Orta Doğu’dan Avrupa’ya yönelen mülteci dalgasının arkasında nelerin yattığı konusunda İsrail’den bugüne dek açık bir yorum gelmiş değil. Başbakan Benjamin Netanyahu, güney sınırına diktiği duvar sayesinde Mısır’dan İsrail’e kaçak göçmen geçişini engellemekle övünüyor. 6 Eylül’de Ürdün sınırına dikilecek duvarın temel atma töreninde konuşan Netanyahu şöyle dedi: “İsrail’in sağladığı bu başarıyı Batı’da neredeyse hiçbir ülke sağlayamadı, genel olarak da pek az ülke sağlayabildi. Ben bunu İsrail’in diğer sınırlarında da sürdürmeye kararlıyım.”

Savunma Bakanı Moşe Ya’alon da aynı törende şöyle konuştu: “Avrupa’ya doğru mülteci akışını görüyoruz. Akıllıca davranmamış olsaydık Avrupa’nın başına gelenler bizim de başımıza gelebilirdi.”

İsrail’deki üst düzey siyasi kaynaklar mülteci dalgasını “Başkan Barack Obama’nın başarısız Orta Doğu politikasının” yeni bir kanıtı olarak görüyor. Kimliğinin gizli kalması kaydıyla konuşan kıdemli bir kaynağa göre “Obama Esad’ı bombalasaydı bunların hiçbiri olmazdı.” Kaynak iki yıl önceki duruma atıfta bulunuyordu. Esad o günlerde kimyasal silah kullanarak Başkan’ın “kırmızı çizgisini” aşmış, ancak Obama askeri müdahale yerine Suriye’yi silahsızlandırma yolunu seçmişti. ‘Mülteci dalgası şimdi nasıl durdurulacak?’ sorusuna kaynak şu yanıtı verdi: “Esad ve İslam Devleti’ne karşı eş anlı kara harekâtından kaçış yok.”

İsrail mültecilerin güzergâhında bulunmadığı için memnun olmakla kalmıyor, başkalarının sıkıntı çekmesinden adeta zevk alıyor. Zira Suriye ve Irak’ın çöküşüne sessiz kalan Avrupa İsrail’in Filistinlilere muamelesini eleştirmekten geri durmuyor. Şimdi bu ülkelerin çöküşünden doğan sonuçlar kendi topraklarına ulaşınca Avrupa meseleyle doğrudan uğraşmak zorunda kalıyor.

Sorunun Orta Doğu’dan Avrupa’nın kalbine taşınmasından bir isim sorumlu tutuluyor: Türkiye’nin eski başbakanı ve şimdiki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Ancak İsrail bu konuyu Erdoğan aleyhinde kullanmıyor.

Suriye’deki iç savaş dört sene önce patlak verdiğinde sığınmacılara kapı açan ilk ülke Türkiye oldu. Esad’ı stratejik müttefiklikten bir numaralı düşman konumuna tenzil eden Erdoğan, mültecileri kabul ederek NATO’yu Şam hükümetine karşı daha kararlı tutum izlemeye ikna edebileceğine inanıyordu. Ancak ABD ve diğer Batılı güçlerin Suriye liderine karşı onun istediği kadar sert yaklaşmadığını görünce umudunu İslam Devleti’ne (İD) bağladı.

Türk istihbaratının İD’e sağladığı destek Türk basınında sık sık yer aldı. Al-Monitor’a konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili Erdoğan-İD ilişkisini kastederek “Onlara kaynak sağladı.” ifadesiyle bu iddiaları doğruladı.

Türk Cumhurbaşkanı esasen şunu yapıyordu: Bir eliyle İD’e kaynak sağlıyor, diğer eliyle İD’den kaçan sığınmacıları ülkesine alıp destekliyordu. Erdoğan’a göre yerinden edilen Suriyelilerin sayısı ne kadar artarsa Suriye’nin kuzeyinde görünürde mültecilerin sığınacağı uçuşa yasak bölgenin kurulması için uluslararası toplumu ikna etme şansı o kadar artacaktı. Uçuşa yasak bölgeyi tercih edilen çözüm hâline getirmek için Türk makamları, sayıları bugün iki milyona yaklaşan sığınmacıların üçüncü ülkelere gidişini zorlaştırıyordu. Erdoğan, Türkiye’deki mülteci sayısı kritik kütleye ulaşınca NATO üyelerinin harekete geçebileceğini umuyordu.

Eylülün başında üç yaşındaki Aylan El Kurdi’nin cesedi Bodrum kıyılarına vurdu. Küçük çocuğun anne, babasıyla birlikte bindiği bot Avrupa’ya giderken alabora olmuştu. Bir akrabaya göre aile Birleşmiş Milletler’den mülteci statüsü alamamış, Türk makamlarından da çıkış izni alamayınca bu ölümcül yolculuğa çıkmıştı.

İstanbul’dan Münih’e bir uçak biletinin fiyatı mültecilerin insan kaçakçılarına ödediği fahiş ücretlerden çok daha düşük. Dahası uçak yolculuğu güvenli. Sorun şu ki mültecilerin vizesi yok, vize almaları da neredeyse imkânsız.

Türkiye ilk başlarda deniz yoluyla Avrupa’ya yasa dışı göçü engellemek için elinden geleni yaptı. Ancak daha sonra NATO Esad’ı devirmek için harekete geçmek istemeyince ve İD de Erdoğan’ın umduğu şekilde Alevi lidere karşı nihai bir zafer kazanamayınca Türkiye, Avrupa’yı sıkıntıya sokup baskının bir kısmını oraya kaydırmaya karar verdi. Böylece Türkiye son aylarda mültecilerin batıya doğru gidişini engellemeyi bıraktı. İsrailli kaynağa göre İD’e hangi Türk güvenlik güçleri yardım ettiyse aynı kişilerin bugün insan kaçakçılarına olanak sağlaması oldukça muhtemel.

Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius 11 Eylül’de ülkesinin Bodrum’daki fahri konsolosunu görevden uzaklaştırdı. Fahri konsolosun mültecilerin Avrupa’ya kaçak yollardan gitmesine yardım ettiği ortaya çıkmıştı. Yunanistan’ın Kos adasına geçmek isteyen mültecilere açık denizde değil, havuzda kullanılmak üzere üretilen lastik botlar satan fahri konsolos, France 2 kanalının gizli kamerayla çektiği görüntülerde şöyle diyordu: “Belediye de liman müdürlüğü de kaymakamlık da kaçakçılığa yol veriyor.”

Fabius’un kararı sembolik de olsa yerindeydi. Zira bir deniz malzemeleri mağazasının sahibi olan fahri konsolos, Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere canlarını tehlikeye atarak yaptıkları bu yasa dışı yolculuklar için gerekli teçhizatı sağlıyordu. Ancak Fabius yine de yanlış adresteydi.

İsrail’deki diplomatik kaynaklara göre Erdoğan hükümetinin onayı olmadan bunların hiçbiri olamaz. Esad’ı devirmek umuduyla dört yıldır mültecileri kabul eden Erdoğan’ın denediği tüm yollar başarısız olurken Esad ülkesinin büyük bölümünde kontrolü yitirmiş olsa da iktidarını hâlen koruyor. Dolayısıyla Erdoğan şimdi Avrupa’nın kalbinde dayanılmaz bir insani baskı oluşturmaya çalışıyor. İsrail’de yapılan değerlendirmeye göre Türkiye bu yolu izleyerek NATO müttefiklerini sorunun kökenine inmeye ve Esad’ı denklemden çıkarmak için müşterek bir hamleye zorlayabileceğine inanıyor.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Israel Briefing Israel Briefing

Israel Briefing

Top Israel stories in your inbox each week

Trend Reports

Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman (4th R) attends a meeting with Chinese President Xi Jinping (3rd L) at the Great Hall of the People in Beijing on February 22, 2019. (Photo by HOW HWEE YOUNG / POOL / AFP) (Photo credit should read HOW HWEE YOUNG/AFP via Getty Images)
Premium

From roads to routers: The future of China-Middle East connectivity

A general view shows the solar plant in Uyayna, north of Riyadh, on March 29, 2018. - On March 27, Saudi announced a deal with Japan's SoftBank to build the world's biggest solar plant. (Photo by FAYEZ NURELDINE / AFP) (Photo credit should read FAYEZ NURELDINE/AFP via Getty Images)
Premium

Regulations on Middle East renewable energy industry starting to take shape

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial