Suriye’de ordunun kontrolündeki bölgelerde karşılaştığınız insanlara “Türkiyeliyim” demek iyi bir fikir olmayabilir. Alevi, Sünni ya da Hıristiyan fark etmiyor; insanlar tepkili ve öfkeli. Ama Şam’dan Halep’e, Humus’tan Tartus’a, Lazkiye’den Keseb’e uzanan uzun bir yolculukta “Türkiyeliyim” demekten kaçınmadım. “Türkiye ve Türk halkını seviyoruz ama…” diye başlayan cümleler, hükümet ve özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhine suçlayıcı sözlerle bitiyor. İki ağır suçlama: Teröre destek ve yağma.
Bölünmüş Halep’te eski kentin yüzlerce yıllık tarihi binaların harabeleri arasında “Halep ve İdlib’in silahlı grupların eline geçmesinin temel nedeni Türkiye’nin gönderdiği teröristler ve onlara verdiği destektir. Türkiye sınırlarını kapattığı an çok kısa sürede kontrolü sağlarız” diyen Suriyeli komutanı dinledikten sonra Türkiye’yi Lahey’e götüren daha ciddi suçlamalarla sanayi kenti Şeyh Neccar’da karşılaştım. 300’ün üzerinde kadar fabrikanın yağmalanıp Türkiye’de satıldığını öne süren Halepli sanayiciler, Türkiye hükümeti ile Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda hesaplaşmak için kolları sıvamış durumda.