Hamas’ın silahlı kanadı, Gazze Şeridi’ne geçen yaz düzenlenen Koruyucu Hat Harekâtı’nın verdiği hasarı onarmak ve tünelleri yeniden inşa etmek için seferber olmuş durumda. Kamuoyuna bu yönde yansıyan ilk işaret, Gazze sınırı yakınlarında yaşayan bir kişi ve iki iş adamı olmak üzere üç İsrail vatandaşının bu hafta tutuklanması oldu. Bu üç kişi Hamas’a inşaat demiri, sac levha, elektrikli ve elektronik aletler, haberleşme cihazları ve başka sanayi ürünleri sağlamak ve malzemeyi gizlice Gazze’ye sokmakla suçlanıyor.
Berşeba Bölge Mahkemesi’ne 2 Mart’ta sunulan iddianameye göre sanıklar, Gazze’ye giren mallara uygulanan sıkı denetimi baypas etmek için bölgeye soktukları malların alım ve ödemesinde Batı Şeria’daki bazı bankaları kullanan bir plan tertipledi. İddiaya göre sanıklar yasaklı malzemeyi nakliyat izni alan başka malların içine gizledi ve böylece denetimi baypas etti. Bu tutuklamalar, Hamas’ın tünel projesini canlandırmaya kararlı olduğunu ve vakit kaybetmeden bu yönde harekete geçtiğini İsrail’e kanıtlamış oldu. Tüm bunlar Hamas’ın İsrail’e karşı yeni bir askeri çatışmaya hazırlandığının da işareti.
İsrail savunma teşkilatı, silahlı kanadın savaş hasarını gidermeye giriştiğini gösteren başka somut verilere de sahip. Hamas, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) ağır hasar verdiği tünellerin onarımına büyük gizlilik atfetse de tahribatın olduğu alanlarda ve daha önce tünel olmayan bölgelerde yürütülen inşaat çalışmalarını perdeleyemiyor.
Gazze’deki savaşın ağustos sonunda dinmesinden birkaç hafta sonra canlanan tünel çalışmalarında yüzlerce tecrübeli Filistinli işçi çalışıyor. Çok sayıda kamyon, traktör ve ağır makineler kullanılıyor. Hâl böyle olunca gizli olması gereken bu çalışmaları Gazze’de neredeyse herkes görüyor. Konu sosyal medyada konuşuluyor. İnsanlar, Gazze’nin güney ve kuzeyinde İsrail sınırına yakın noktalarda dozerlerin vızır vızır çalıştığını söylüyor. Hamas çalışma noktalarına nöbetçiler dikerek halkın o alanlara girişini yasaklamış.
Koruyucu Hat Harekâtı sırasında tünellerden onlarca silahlı Hamas militanı çıkmış ve İsrail’i gafil avlamıştı. Bu durum İsrail’de büyük tartışmalara yol açtı. IDF ve Şin Bet arasında, savunma teşkilatı ve siyasi iktidar arasında karşılıklı suçlamalar yöneltildi. Tartışmaların merkezinde İsrail’in tünellerin gerçek çapından haberdar olup olmadığı ve siyasi liderlerin bu konuda uyarılıp uyarılmadığı sorusu vardı. Siyasi yönetimden ise şu sorunun cevabı isteniyordu: Madem tüneller istihbarat servislerince biliniyordu, sınır yerleşimlerinin altına kadar uzanan bu patlayıcı dolu tünellerin bölge halkı için oluşturduğu tehlikeye karşı neden hiçbir şey yapılmadı? Bu soruların yanıtı hâlen tam olarak verilmiş değil. Tüneller dâhil Koruyucu Hat Harekâtı’na ilişkin birçok konuda inceleme yürüten Devlet Denetçisi Joseph Shapira’nın bulgularını 17 Mart genel seçimlerinin ardından açıklaması bekleniyor.
Tünel şebekesinin çapının Koruyucu Hat Harekâtı’na kadar bilinmediğini kabul etsek bile bugün, çatışmalardan altı ay sonra, İsrail savunma teşkilatında ve siyasi yönetimde yer alan hiç kimse tünellerin yeniden yapıldığından, Hamas’ın buna büyük önem verdiğinden bihaber olduğunu iddia edemez. Hatta belki de geçmişten ders alındığının bir göstergesi olarak uyarılarını hemen iletmek isteyen bazı IDF yetkilileri, tünellerin yeniden yapıldığını, Hamas’ın yeni bir çatışmaya hazırlandığını kamuoyunda açıkça konuşuyor.
Tünelleri onarma seferberliği sadece silahlı kanadın yaklaşımını değil, bir yardım örgütü olarak yola çıkan Hamas’ın önceliklerinin nasıl saptığını da gösteriyor. Silahlı kanat kendi kurucularına kafa tutuyor. Koruyucu Hat Harekâtı Gazze’ye muazzam zarar verdi. Ölü sayısı 2 bin 200’ü aşarken binlerce insan yaralandı, evler ve altyapı görülmemiş boyutta tahribata uğradı. Nüfusun dörtte biri şimdi evsiz, binlerce aile hâlen kamu binalarında barınıyor.
Gazze’nin yeniden imarı ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın bu konudaki iradesi bugüne dek sadece sözde kaldı. Hamas ise ele geçirebildiği kıt kaynakları bir kez daha yeni bir savaşa hazırlık için harcıyor. Geçmişte Hamas aktivistleriyle yaptığım sohbetlerden biliyorum, onlar örgütsel eylemlerini ve silahlanmayı saldırı hazırlığı olarak değil, İsrail’in saldırganlığına karşı savunma faaliyeti olarak görüyor. Bu sav aynen kabul edilse dahi daha yeni Mısır tarafından terör örgütü ilan edilen Hamas’ın yoluna aynen devam edip İsrail’e karşı cihadı başlıca öncelik yapmadan önce neden biraz durup düşünmediğini, neden kendini hiç sorgulamadığını anlamak güç.
Silahlı kanadı yeniden güçlendirme uğruna Gazze halkının vahim hâlinin göz ardı edilmesi belki Hamas’ta son yıllarda değişen güç dengesiyle açıklanabilir. Lider konumuna geçen silahlı kanat hareketin yönünü belirlerken siyasi yönetim alınan kararların uygulayıcısı hâline geldi. İktidar İzzeddin El Kassam Tugayları’nın elinde kaldığı sürece Hamas, silahlı kanadı takviye etmeye ve güçlendirmeye öncelik verecek, Gazze halkının günlük çilesini ise geçiştirecek.
Öncelikleri doğru belirleyememe konusu İsrail için de geçerli. Kaynaklarını ve enerjisini İran’ın nükleer tehdidine odaklayan İsrail, vatandaşlarını tehdit eden tünelleri aynen geçen yaz yaptığı gibi göz ardı ediyor.