İranlı kadınlar 1979 Devrimi’nin öncesinde de sonrasında da ayrımcı yasaların mağduru oldu. Bu yasalara başlıca gerekçe olarak düzenlemelerin şeriata dayandığı ve dolayısıyla itiraza açık olmadığı savı öne sürülüyor. İranlı kadınlar da yıllardır şeriatın aslında kadınlara karşı ayrımcı olmadığını kanıtlamaya uğraşıyorlar. Kadınları eşit haklardan mahrum eden asıl unsurun İslam hukukuna sirayet eden ataerkil anlayış ve gelenekler olduğunu savunarak ayrımcı uygulamalara itiraz ediyorlar.
Kadınlar, geleneklerin yanı sıra şeriat ilkeleri ve Müslüman toplumun anlayışları arasındaki uyumsuzluğu eşitsizliğin kökeninde yatan neden olarak görüyor. Buna göre kadın haklarını kısıtlayan dini hükümler, esnek olan İslam hukuk anlayışının dar yorumundan kaynaklanıyor. Reformcu âlimleri işin içine katarak alternatif şeriat yorumlarına başvurma yöntemi, ayrımcı yasaların kökenine dair farkındalık yaratmakta oldukça etkili oluyor.