Türkiye’de Hükümetle Gülen Cemaati arasındaki kavga devlet politikalarının belirlendiği yer olan Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) taşındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği ilk MGK toplantısında “Paralel yapı” diye adlandırılan Cemaatle mücadele gündemin ana konusunu oluşturdu.
Yaklaşık 10,5 saat süren Cumhuriyet tarihinin en uzun MGK toplantısından sonra yapılan yazılı açıklamada; Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eden, kamu düzenini bozan, legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten iç ve dış paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Peki, bu ne anlama geliyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris gezisi dönüşünde konuya açıklık getirdi: “Paralel yapının” yakın tehdit oluşturduğunu, aslında 2014’te Kırmızı Kitaba girmesini istediklerini, ancak bazı hazırlıklar nedeniyle 2015’te gireceğini söyledi. Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, MGK’nın paralel yapı ile mücadele kararı “tavsiye” olarak Hükümete gönderilecek. Hükümet bunu Bakanlar Kurulu kararına dönüştürüp MGK Genel Sekreterliğine yönlendirecek. Genel Sekreterlik de kararı Kırmızı Kitaba işleyecek.
“Kırmızı Kitap” denilen şey, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi. Yani Devletin gizli anayasası. Kırmızı Kitap’ta Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden yapılanmalar sıralanıyor ve Devlet daha sonra onlarla mücadeleye öncelik veriyor.
“Paralel yapı” olarak gösterilen polislere geçmiş dönemde askerlere yapılan uygulamaları andıran operasyonlar başlamış durumda. Ancak askerlere karşı yapılan ve bugün hukuki dayanaklarının düzmece olduğu anlaşılan operasyonlar gibi polislere yapılan operasyonlara da hukuki dayanak bulmakta güçlük çekildiği görülüyor. Çünkü gözaltına alınan polislerin büyük bölümü ya savcılar, ya da hâkimler tarafından serbest bırakılıyor.
Öte yandan Hükümetin en etkili operasyonları cemaate yakın şirketler üzerinde gerçekleştirdiği görülüyor. Gülen Cemaati ile doğrudan, dolaylı ya da gönül bağı kurmuş olan şirketler yaklaşık 1 yıldır, yani 17 ve 25 Aralık operasyonlarından bu yana ablukaya alınmış durumda.
Söz konusu şirketler içerisinde yer alan ve faizsiz bankacılık yapan Bank Asya devlet ambargosundan sonra ciddi sıkıntılar çekmeye başladı. Türk Hava Yolları gibi büyük kamu kurum ve kuruluşları Bank Asya ile çalışmayı bıraktı. Paralarını çektiler. En büyük kamu bankalarından biri olan Ziraat Bankası’nın Bank Asya’yı satın alması gündeme geldi. Ancak bunun bir “kurtarma” olacağı düşüncesiyle Hükümet karşı çıktı. Ziraat Bankası kararından vazgeçti.
Bank Asya iyice zor duruma düştü. Borsada hisse senetleri hızla değer yitirmeye başladı. Al-Monitor’a bilgi veren cemaate yakın gazetelerin yöneticileri, cemaat mensuplarının tüm tasarruflarını, hatta bilezik ve yüzüklerini satarak Bank Asya’ya destek olduklarını söyledi. Ancak bu destekler bile şirketlerin değerindeki erimeyi önlemeye yetmedi. Bank Asya’nın yanı sıra cemaatin yayın organları olarak bilinen Bugün gazete ve televizyonlarının sahibi Akın İpek’in şirketleri İpek Enerji, Koza Altın, Koza Madencilik’e ait hisse senetleri de son 1 yılda ağır kayba uğradı. Söz konusu hisseler, 1 yıl önce bugünkü değerinin yaklaşık yüzde 200 üzerinde işlem görüyordu.
Al-Monitor’un son 1 yıllık grafikleri inceleyerek elde ettiği bilgilere göre; Borsa İstanbul’da işlem gören Bank Asya hisseleri, 1 yıl önce, yani 6 Kasım 2013 tarihinde 2 lira 01 kuruştan kapandı. Şimdi -- 5 Kasım itibariyle -- değeri 0.70 kuruş.
İpek Doğal Enerji hisseleri 6 Kasım 2013’te 5 lira 04 kuruştan işlem görüyordu. 5 Kasım 2014 tarihindeki kapanış fiyatı 1 lira 66 kuruş. Koza Madencilik hisseleri 6 Kasım 2013’te 4 lira 40 kuruştu. 5 Kasım itibariyle 1 lira 70 kuruşa geriledi. Koza Altın ise 1 yıl önce, yani 6 Kasım 2013’te 31 lira 51 kuruştan işlem görürken, 5 Kasım 2014’te 13 lira 95 kuruştan kapandı.
Kırmızı Kitap hisselere nasıl yansıdı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında 30 Ekim 2014 günü öğle saatlerinde başlayıp, 31 Ekim gününün ilk saatlerine kadar süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısında “paralel yapıyı Kırmızı Kitaba sokma kararının çıkması” cemaate yakın şirket hisselerinin 1 günde yüzde 2 ile yüzde 8.8 arasında değer kaybetmesine yol açtı.
Al-Monitor'un İŞ Yatırım Menkul Değerler Ankara ofisinden aldığı bilgilere göre MGK kararının kamuoyuna açıklandığı 31 Ekim 2014 tarihinde Borsa İstanbul’da işlem gören Bank Asya hissesi günü yüzde 8.8 değer kaybı ile 0.72 kuruştan kapatırken, İpek Enerji yüzde 2.29’luk kayıpla 1 lira 71 kuruşa, Koza Madencilik yüzde 4.95 kayıpla 1 lira 73 kuruşa, Koza Altın ise yüzde 6.61 kayıpla 14 lira 35 kuruşa geriledi.
31 Ekim-5 Kasım tarihleri arasındaki dönemde de hisselerin aşağı yönlü eğilimi sürdürdüğü gözlendi.
Cemaate yakın şirketlerin hisselerindeki değer kayıpları, şirketlerin gücünde herhangi bir sorun olmasından değil, daha çok Hükümetin baskısından ve spekülasyonlardan kaynaklanıyor. Çünkü şirketlerin öz sermayeleri ve varlıkları güçlü görünüyor.
Ama burası Türkiye.
17 Aralık ve 25 Aralık rüşvet operasyonlarının yaklaşık 1 yıl sonraki yansımaları böyle…