Kasımın ilk haftasında yaşanan gelişmeler, Kudüs’te olup bitenlerin münferit olaylar olduğunu, olağanüstü bir duruma işaret etmediğini savunan son kuşkucuları da susturdu. Bu tartışma artık kapandı. Kudüs’te bir şeylerin olduğunu hemen hemen herkes idrak ediyor. Buna Üçüncü İntifada da denebilir. Ancak olayların niteliği ve gelişimi ilk iki İntifada’dan farklı.
Ayrıca hatırlamakta fayda var ki ilk iki İntifada da birbirinden tamamıyla farklıydı. Geniş bir halk ayaklanması olan Birinci İntifada’da genelde taş, ateşe verilmiş lastik, sapan ve bazen de bıçak gibi silahlar kullanıldı. Kanlı bir cehennem olan ikincisinde ise onlarca, belki de yüzlerce intihar eylemcisi masum sivillerin arasında kendini patlattı ve bu gidişat 2002 Savunma Kalkanı Harekâtı sayesinde durduruldu. Bugünlerde tanıklık ettiğimiz olaylar gerçekten de üçüncü bir İntifada’nın başlangıcıysa eğer onun da farklı bir şekilde gelişmesi şaşırtıcı olmaz. Olaylara bugüne dek damgasını vuran unsurlar: güvenlik güçlerine karşı kullanılan havai fişekler ve yayaların üzerine araç sürülmesi suretiyle gerçekleşen saldırılar.