Geçtiğimiz günlerde, Hristiyanların Musul’u 24 saat içinde terk etmelerinin istendiğini dehşetle okuduk. Kiliselerin bombalanmasını ve Musul’daki Süryani Ortodoks Başpiskoposluğu’nun makamı olan Aziz Efrem Katedrali’ndeki haçın indirilmesi gibi Hristiyanlığa ait mabet ve simgelere yapılan saygısızlıkları da duyduk.
Bu olaylar, Keldanilere, Süryanilere ve başka Doğu kiliselerine 1700’ü aşkın yıldır ev sahipliği yapan bu bölgenin iftihar kaynağı olan çoğulcu geleneğine kara bir leke sürüyor. Aslında şiddetin yol açtığı tahribat, Irak’ı oluşturan tüm farklı kesimleri vuruyor: Türkmenler, Yezidiler, Sünniler, Şiiler, Kürtler ve can korkusuyla yurtlarından kopan on binlerce Arap ailesi… Suriye’deki zalim savaşı takip eden bu dehşet günbegün sürüyor. Birleşmiş Milletler’in tahminine göre bugün her üç Suriyeliden biri acil insani yardıma muhtaç. En korunmasız insanların, kadın ve çocuklarımızın hayatları din adına söndürülürken kenarda durup olanları izleyemeyiz.