Ana içeriğe atla

Rusya’nın Ukrayna krizinde Orta Doğu seçenekleri de var

ABD, Rusya’nın Kırım’daki hamlelerine nasıl yanıt vereceğini tartarken Rusya, bilhassa Suriye ve İran bağlamında kendi kartlarına sahip. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Russian President Vladimir Putin chairs a Russian government meeting in the Novo-Ogaryovo residence outside Moscow March 5, 2014. Putin said on Wednesday he did not want political tension to detract from economic cooperation with Russia's "traditional partners", signalling he hopes to avoid spillover from a bitter dispute with the West over Ukraine.  REUTERS/Alexei Druzhinin/RIA Novosti/Kremlin (RUSSIA - Tags: BUSINESS POLITICS) THIS IMAGE HAS BEEN SUPPLIED BY A THIRD PARTY. IT IS DISTRIBUTED, EXACTLY AS RE

Rusya’nın Kırım’ı işgali Moskova ile Batı arasında büyük bir kırılmaya yol açacak mı? Rus kuvvetleri konumlarını sağlamlaştırırken, Batılı liderler de buna cevap verme telaşındayken ortaya çıkan başlıca stratejik soru bu. ABD’nin dünya çapındaki politikalarında, bilhassa Avrupa ve Orta Doğu siyasetinde önemli sonuçlar doğurabilecek bu sorunun yanıtı, henüz net değil.

Batı’nın içi boş laf bolluğuna rağmen ne ABD ne de büyük Avrupa ülkeleri, bahsettikleri “bedel” ve “sonuçları” hayata geçirmiş değil. Şimdilik müzakere yoluyla bir çözüm bulma çabasında görünen Batılı hükümetler, ekonomik yaptırım seçeneğini de geleceğe dönük olarak saklı tutuyor. ABD, bu yönde adım atmaya meylediyor, ama Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başlıca ticaret ortaklarından birine karşı böyle bir yöntem izleme konusunda gönülsüz görünüyor. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius da Rus donanmasına iki adet Mistral helikopter taşıyıcısının satışını gözden geçirme noktasına henüz gelmediklerini açıkça söyledi.

Rusya cephesinde ise Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırımlıların “Kosova’daki Arnavutlara tanınan” kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunda ısrar etse de Moskova’nın “böyle bir kararı kışkırtmayacağını” ve Kırım’ın Rusya’ya katılmasını öngörmediğini belirtti. Putin, devrik Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e artık “siyasi bir geleceği olmadığını” söylemiş. Ancak Putin, bu arada, Ukrayna parlamentosu Rada’nın ve Rada tarafından atanan bakanların “kısmen meşru” olduğunu, Devlet Başkan Vekili Oleksandr Turçinov’un ise Yanukoviç usullere göre görevden alınmadığı için meşruiyetten yoksun olduğunu iddia ediyor. Putin yine de Rusya parlamentosu alt kanadı Duma’nın başkanının Turçinov’la Rada başkanı sıfatıyla temas ettiğini belirtti.

Böyle bir ortamda Batılı hükümetler ile Rusya’nın müzakereye ve olası bir çözüme yönelmesi mümkün. Moskova’nın aldığı resmi tutum, Yanukoviç’in göreve iade edilmesini veya Kırım’ın bağımsız olmasını gerektirmiyor. Ne Washington ne Avrupa ne de Kiev bu olasılıkları kolay kolay kabul etmez. Bu tip müzakereler ise genelde yavaş ilerler. Fakat ABD’yle Avrupa, Kırım hükümetinin 30 Mart için belirlediği referandumun önüne geçmek ya da Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı’ndan (AGİT) veya başka bir kurumdan uluslararası gözlemcilerin varlığını sağlamak için süreci hızlandırabilir. Ancak herhangi bir anlaşma olmadan referandum gerçekleşirse, müzakereler çok daha zor bir hâl alır.

Görüşmelerin başlayıp verimli olması hâlinde ise bu süreç, üst düzey ABD’li, Avrupalı ve Rus yöneticilerin uluslararası meselelerin idaresinde sahip olduğu sınırlı bant genişliğini pekâlâ tüketebilir. Ayrıca, tarafların hiçbiri, Suriye ve İran gibi başka alanlardaki statükoyu bozup Ukrayna müzakerelerini raydan çıkarmayı muhtemelen istemez. Bunun neticesinde, ABD-Rusya diplomatik ilişkilerinde ve genel olarak ABD ve Rus politikalarında bu iki konu bakımından bir nevi duraksama yaşanır. Tabii, eğer bölgedeki aktörler, mevcut ortamdan faydalanıp ilginin kendi üzerlerinde kalmasını zorlamazsa ya da aynı anda başka bir kriz üretmezlerse... Ukrayna konusunda anlaşmaya varılması hâlinde herkesin Orta Doğu’da tekrar iş başı yapması mümkün olur.

Ancak Washington, Moskova ve diğerlerinin müzakerelerin çerçevesi ve formatında uzlaşabilmesi, doğal olarak garanti değil. ABD ve Avrupa, haklı olarak Rusya’nın komşularının önemli kararlarına dâhil olmasını çoktandır kabul etmiyor. Dolayısıyla, Rusya’ya Ukrayna’nın kararlarında söz sahibi olma izni veriyormuş gibi görünmeyi hiç mi hiç istemezler. Öte yandan, Ukrayna’nın kararları, Rusya ve Rus çıkarları üzerinde sonuç doğuruyor. Kremlin’e göre, Batı işin bu yönünü görmek istemiyor. Müzakereler başlasa bile, bu tip mevzular sürekli engel çıkaracak ve neticede süreç yine raydan çıkabilir.

Dahası Ukraynalılar, kendilerini nasıl tanımlıyor olursa olsunlar – Ukraynalı, Rus, Rusça konuşan Ukraynalı, Kırım Tatarı vs. – liderleri ve yabancılar bu süreci götürürken muhakkak ki boş durmaz. Ukrayna’da harekete geçmiş olan güçler, hiçbir kişi veya grubun direkt kontrolünde değil. Dolayısıyla, geniş çaplı bir şiddet dalgasına ve hatta Doğu Ukrayna’da kanlı bir Rus müdahalesine yol açacak eylem ve karşı eylemler kolayca tetiklenebilir.

Müzakerelerin başarısız olması veya Ukrayna’da büyük bir iç çatışmanın patlaması, ABD’yle Avrupa’nın Rusya ile ilişkilerine ciddi zarar verir ve ilişiklerde gerçek bir kırılmaya yol açabilir. Burada çeşitli ihtimaller söz konusu. Müzakerelerin başarısız olması ve bunun üzerine hafif ama zamanla sertleşen yaptırımlar uygulama seçeneği, Rusya’nın büyük bir iç savaşta taraf olup Ukrayna’yı gerçek anlamda işgal etmesine göre çok daha az sorun yaratır. Ancak her iki durumda da Ruslar, Batı’nın tutumuna cevap vermek için seçeneklerini masaya yatırır.

Rusya’nın vereceği olası cevapların çoğu, Orta Doğu’yu doğrudan etkilemez, ama daha geniş bağlamda ciddi sonuçlar doğurabilir. Örneğin, Rusya Avrupa’ya doğal gaz arzını kesebilir, Avrupalı hükümetler de sıvılaştırılmış doğal gaz bulma telaşına düşer. Ya da kimi Rus yetkililerin açıkça sözünü ettiği gibi, Moskova elindeki tüm ABD Hazinesi tahvillerini derhal satabilir.  Ya da Rus parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi, Rusya’daki ABD şirketlerinin varlıklarına el konmasını öngören bir yasa çıkarabilir. Buna benzer bir ihtimalin hayata geçmesi, ABD-Rusya ilişkilerini büyük krize sokar.

Konuya Orta Doğu açısından daha yakından bakarsak, ABD ve Avrupa’nın Rusya ile ilişkilerinin bozulması hâlinde Kremlin, Suriye lideri Beşar Esad’a desteğini ciddi oranda artırabilir. Eğer Moskova Batı’yla geri dönülmez bir noktaya geldiğini düşünürse, Esad’a yaptığı yatırımı katlaması, yani sınırlı silah tedarikinden kapsamlı silah tedariki ve hatta Rus danışman ve uzman gönderme aşamasına geçmesi, ona fazla bir maliyet getirmez. Rusya açısından böyle bir yaklaşım, aynı anda hem Batı üzerindeki baskıyı artırır hem de stratejik bir bölgede gerçek bir müttefik hâline gelebilecek Suriye yönetimini güçlendirir. Bu, Moskova’nın Suudi Arabistan’la zaten sıkıntılı olan ilişkilerini zorlaştırır, ama Rusya da gerek duyarsa pekâlâ Riyad’a sorun yaratabilir.

Rusya’nın İran’a yaklaşımı, daha da büyük önem taşıyabilir. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD’yle olası bir yakınlaşma için çalışıyor, ama Ruhani’nin Tahran’da tam yetkili bir “karar verici” olduğunu düşünenler fazla değil. Moskova’nın gözünde Ruhani’nin Washington’a karşı şu ana dek sergilediği yaklaşım, esasen yapıcı. Zira Rusya, İran’ın nükleer silaha sahip olmasını istemediği gibi ABD veya İsrail’in İran’a karşı askeri harekâta girişmesini ya da İran’ı istikrarsızlaştırmaya uğraşmasını hiç istemiyor. Daha somut olarak Ruhani, ABD’nin suyuna gitmek için, İran’ın parasını ödediği, ancak eski Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in teslimatını yapmama kararı verdiği Rus S-300 uçaksavar füzelerinden daha az sakıncalı bir ‘ikame’yi kabul etme konusunda selefi Mahmud Ahmedinejad’a göre daha sıcak görünüyor. Ruhani böylece İran’ın konu hakkında açtığı davadan vazgeçebilir ve ABD’yle ilişkilerinde S-300’leri denklemden çıkarabilir.

ABD ile ilişkiler gerçekten koparsa Rusya, İran için bugüne dek yaptıklarından fazlasını yapmak isteyebilir ve bunun sonucunda İran’ın liderlik dinamikleri, belirleyici hâle gelir. Rusya ile Batı arasında büyük bir kopuşa Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney nasıl bakar? Bazı İranlı tutucuların hâlihazırda belirttiği gibi kriz, ABD ve Batı’nın Ukrayna’ya ve başka ülkelere istediği hükümeti dayatmasının tezahürü olarak mı görülür? Çin, Rusya’ya üstü kapalı destek verirse Hamaney bunu ülkesi için yeni fırsatlar vadeden yeni bir dünya düzeninin doğuşu olarak mı görür? Bu soruları yanıtlamak zor olsa da üzerinde düşünmek yaralı olabilir.

İran hevesli bir ortak olursa ve Çin de İran’dan ilave enerji satın almak isterse Rusya sadece S-300 değil, daha yeni olan S-400 füzelerini ve hatta başka birçok silahı da rahatlıkla tedarik edebilir. Doğal olarak, Rusya bu tip kışkırtıcı adımlar atarsa ABD buna kendi yanıtlarını ortaya koyar. Son tahlilde, ABD’nin askeri, ekonomik ve siyasi gücü Rusya’nınkini fazlasıyla aşıyor. Amerika üstün çıkar. Ne yazık ki böyle bir sonucun Moskova için daha maliyetli olması, onu Washington için daha az maliyetli yapmaz.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in