Bağdat yönetimiyle kavgası yüzünden yüz binlerce varil petrolü Türkiye'nin Ceyhan limanında sıkışan ve dünya pazarlarına ulaşamayan Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) kendi kontrolü altındaki geniş petrol rezervlerini değerlendireyim derken nasıl bir cendereye düşütünü şimdi fark ediyor.
KBY Başbakanı Neçirvan Barzani sorunu aşmak için geçen günlerde Ankara ile Bağdat arasında yeniden mekik dokudu ancak pek başarılı olamadı. Bağdat, Irak Anayasa'sına aykırı olduğunu söyleyerek, KBY'nin Kuzey Irak'taki petrolü tek taraflı anlaşmalar üzerinden satmasını engellemek için elinden geleni yapmaya kararlı görünüyor.
Bağdat yönetimi Washington’un da desteğini alıyor. Zira Washington, Türkiye ile KBY arasındaki enerji iş birliğinin mezhepsel bir çatışmanın pençesine düşen Irak'ta bölünme tehlikesini arttıracağına inanıyor ve bu nedenle Ankara'ya baskı yapıyor.
Irak Anayasası'na göre, nerede bulundukları fark etmeksizin ülkedeki petrol rezervlerine dair tüm anlaşmalar Bağdat'ın onayından geçmek zorunda. Anayasa özerk Kürt bölgesine de ülkenin tüm petrol kazancından yüzde 17 oranında pay verilmesini öngörüyor.
Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye göre, KBY ancak, Erbil ile Bağdat arasında bu konunun nasıl işleyeceğine dair bir anlaşma sağlandıktan sonra petrolünü ihraç edebilir. Ayrıca Bağdat, petrolünü tek taraflı satması durumunda, KBY'yi Irak'ın genelindeki petrol kazançlarından mahrum bırakmakla da tehdit ediyor.
Ocak'ta Reuters'a konuşan Irak Petrol Bakanı Abdül Kerim Luabi, Ankara'nın, Bağdat-Erbil anlaşması sağlanmadan, KBY'nin petrolü tek taraflı ihraç etmesine izin vermesi halinde, Türkiye'ye karşı da yasal bir süreç başlatmayı düşündüklerini söyledi. Türk şirketleriyle yapılan bütün petrol sözleşmelerini feshetmeyi düşündüklerini de ekledi.
Bağdat ile Erbil arasında şimdiye kadar bir anlaşma sağlanamadı. Zira, ABD'nin 2003'teki Irak işgali sonrasında siyasi özerklik kazanan KBY, özerklikten sonra Kuzey Irak'ta keşfedilen petrolün sadece kendisine ait olduğunu iddia ediyor. KBY yetkilileri Türkiye ile Kasım 2013'te imzalanan kapsamlı anlaşma paketinin halen tam olarak hayata geçirilmemesine de hüsranla bakıyor.
Bu anlaşma paketi, Kuzey Irak ile Türkiye arasında kurulacak multi milyar dolarlık petrol boru hatlarını içeriyor. Bu boru hattı tamamen hayata geçirildiğinde KBY günde 2 milyon varil petrol ihraç edecek ve merkezi hükümetten bağımsız, önemli bir enerji aktörü haline gelecek.
KBY şu an Kerkük'ten Ceyhan'a giden ve teknik olarak Bağdat'ın kontrolünde olan mevcut boru hattını kullanıyor. Türkiye'nin Ceyhan'da Kürt petrolü için ayırdığı 2.5 milyon varil kapasiteli bir depo var. KBY'nin Kerkük boru hattına bağlandığı Aralık ayından bu yana Ceyhan'da 425 bin varil petrol birikti ve şimdi dünya pazarlarına satış için bekliyor.
KBY ülke içi kullanım için kara yoluyla Türkiye'ye küçük miktarlarda ham petrol de gönderiyor. Lakin, planlanan boru hattı projesinin tam kapasite ile hayata geçirilmesiyle ortaya çıkan potansiyel düşünüldüğünde bu göz ardı edilebilir bir oran.
Türkiye'deki Sünni ağırlıklı iktidarla Irak'taki Şii ağırlıklı iktidar birbirlerinden pek haz etmiyor. Zira Maliki yönetimi, Türkiye'nin KBY ile enerji iş birliğinin yanı sıra, Suriye'deki mezhepsel yaklaşım farklılıkları nedeniyle de Ankara’ya tepkili.
Yine de Ankara sorunun daha da büyümesinden çekiniyormuş gibi görünüyor. Zira bölgede istikrasızlığı ve kargaşayı arttıran Suriye krizi, başta Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi cihatçı gruplar olmak üzere iki ülkeye de benzer tehditler yöneltiyor.
Ayrıca, uzmanlar, Ankara'nın iki ülke arasında 12 milyar dolara ulaştığı tahmin edilen ticaret hacmini de hesaba katması gerektiğini söylüyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu iki ülke arasındaki yakınlaşmayı kolaylaştırmak ve Erdoğan'ın Bağdat, Maliki'nin de Ankara ziyaretlerinin zemini hazırlamak için Kasım'da Irak başkentine gitmişti.
Bu ziyaretler henüz gerçekleşmedi ve bu halen üzerinde çalışılması gereken bazı anlaşmazlıklar olduğunu gösteriyor olabilir. Iraklı yetkililerin Türkiye'nin niyetinden şüphe ettiği de bildiriliyor.
İsmi açıklanmayan Iraklı bir yetkili Ocak'ta Reuters’a şu açıklamayı yaptı: "Türkiye şimdi ya Kürtlerle anlaşmayı seçip Irak'a sırt çevirecek ya da merkezi hükümetle Erbil arasında bir anlaşma sağlanıncaya kadar bölgeden doğrudan ihracatını durduracak. Maalesef, fiili durum Ankara'nın son tahlilde, Bağdat'la ilişkiler pahasına da olsa, Kürtlerle anlaşmayı tercih edeceğini gösteriyor".
Kuzey Irak’tan Ceyhan'a ulaşan 90 milyon dolar değerindeki ilk parti petrolün Bağdat'ın onayı olmaksızın Trans Petroleum şirketi üzerinden Singapur’a satıldığına dair Türkiye basınında çıkan haberler Irak'taki şüpheleri daha da arttırdı.
Ankara ise bu iddiaları yalanlıyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız Petrol Platformu Derneği'nin (PETFORM) 17 Şubat'ta Kayseri'de düzenlenen toplantısında şöyle konuştu: "Ceyhan'dan bir varil dahi petrol geçmiş olsa bu Bağdat hükümetine aktarılacak. Ne kadarlık bir satış yapılmışsa bu kendilerine bilgi olarak aktarılıp günlük dekontlarla birlikte verilecek. (...) Bu petrol Türkiye'nin petrolü değil Irak'ın petrolü. O yüzden tabii ki Irak'ın gelirleriyle alakalı hususta Bağdat'ın bilgisi olacak. Şu ana kadar Ceyhan'dan sevk edilmiş petrol söz konusu değildir. Ama bundan sonra sevk edilmeyecek anlamına gelmez. Biz bütün bilgileri Bağdat'la paylaşmış olacağız”.
KBY Başbakanı Neçirvan Barzani sorunu aşmak için 24 Şubat’ta İstanbul’a gelerek Erdoğan ve Yıldız'la görüştü. Barzani aynı gündemle iki gün sonra da Bağdat'a gitti ancak bu görüşmelerde pek hatta hiç ilerleme kaydedilmedi.
KBY ve merkezi Irak hükümeti, ABD'nin desteğiyle Nisan 2013'te imzalan "yedi maddelik anlaşmaya" rağmen bu sorunu halen çözemedi.
Ancak ilginçtir ki Barzani’nin Bağdat’taki sonuçsuz görüşmelerine rağmen, müzakerelerin son bulacağına dair bir izlenim vermeye iki taraf da hazır değil. Maliki’nin bürosundan yapılan açıklamada görüşmelerin devam edeceği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Irak Başbakanı Nuri El Maliki ve KBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Kürdistan bölgesi ile Irak arasında çözüm bekleyen meselelerde anlaşma sağlanmasının önemini vurguladı”.
Öte yandan, KBY ile Bağdat arasındaki görüşmelerde yavaş da olsa bir ilerleme sağlandığına inanlar da var. Türk-İngiliz ortaklığı olan Genel Enerji’nin Başkanı Mehmet Sepil 6 Şubat’ta Reuters’a yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Anlaşmaya hiç bir zaman bu kadar yaklaşmamıştık. Sorun yaratan konular belirlendi. Önemli bir ilerleme söz konusu”.
KBY Bağdat’la çetin müzakerelere sıkışmış durumda. Ancak, ABD’li ExxonMobil, Fransız Total ve Rus Gazprom Neft gibi Kuzey Irak’taki uluslararası dev petrol şirketlerine işaret eden Kürt medyası, KBY’nin bunlar aracılığıyla tabloyu kendi lehine çevirebileceğini bildiriyor.
Kürt Gazetesi Rudaw’ın İngilizce versiyonunda 17 Şubat’ta çıkan bir haberde, “bu şirketlerin, ulusal politikaları değiştirecek kadar güçlü” olduğu belirtilerek, şöyle denildi: “Kürt petrolünün öyle ya da böyle yurt dışına açılacağı en başından bu yana belliydi”.
The Financial Times ise Kürt liderliğini memnun etmeyecek bir haber yayımladı. 26 Ocak’taki haberde büyük petrol şirketlerinin Ceyhan’da depolanan petrole teklif götürmeye çekindiği bildirildi. Haberde, dünyanın en büyük enerji şirketlerinden birinde çalışan üst düzey bir yöneticinin şu ifadelerine yer verildi: “Irak’la ilişkilerimize nasıl yansıyacağını tam olarak anlamadan KBY ihalelerine katılmayacağız”.
Rudaw’ın da belirttiği gibi “Kürt petrolünün öyle ya da böyle yurt dışına açılacağı açık”. Lakin, tablo böyleyken bu sadece Kürtlerin taleplerine uygun olarak gerçekleşmeyecektir.