Yemen’de askeri ve siyasi bölünmüşlük 2011 martının ikinci yarısında doruk noktasına ulaşmıştı. Sanki Yunan savaş tanrıları bu ayı damgalamıştı. Başkent Sana, nisan ve mayıs ayları boyunca vahim geceler yaşadı. Nüfuz sahibi gruplar çatışıyor, bölünen ordunun personel ve silahları sürtüşme alanlarının karşıt taraflarında yer alıyordu. Sana, 1980’lerdeki iç savaşta doğu ve batı kesimlere bölünen Beyrut’u andırır olmuştu. Yemen’deki gelişmeler, ülkenin uçurumun eşiğinde olduğunu gösteriyordu. İç savaş ihtimalinin kasveti, Yemenlilere uyku vermiyordu. Zaten huzursuz olan Yemen’in açık bir iç savaşa kayacağı endişesi, Batı başkentlerinin bile uykusunu kaçırıyordu.
İşte o anda, Yemen’in kitlesel şiddetin pençesine düşmemesi için olağanüstü gayret sarf etmiş olan Fas kökenli bir BM diplomatı aniden sahneye çıktı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un danışmanı Cemal Benomar ve ekibi, o ana dek Yemen’de pek tanınmıyordu. Yıllardır uluslararası kurumlarda çalışan Benomar, Yemen’de gördüğü ilgiyi daha önce hiç görmemişti. Yemen’deki gayretleri onu bir nevi uluslararası siyasi yıldıza dönüştürdü. Ülkeye 24 resmi ziyaret gerçekleştirmiş olsa da Yemen medyası onu konuk etmekten asla vazgeçmiyor.