Ana içeriğe atla

Türkiye’nin Kürt sorununda üçüncü cephe

Türkiye’nin Kürt sorununda üçüncü cephe
Turkish people look on and record with phones members of the Free Syrian Army gathering as gunfire is heard between them and the armed Kurds of The Kurdish Democratic Union Party (PYD) in the northern Syrian town of Ras al-Ain, November 25, 2012. Iran said Turkey's plans to deploy Patriot defensive missiles near its border with Syria would add to the region's problems, as fears grow of the Syrian civil war spilling across frontiers. REUTERS/Amr Abdallah Dalsh  (TURKEY - Tags: POLITICS CONFLICT)

Suriye’deki isyanın Ankara açısından en kritik sonucu “Türkiye’nin Kürt sorununun bölgeselleşmesi”dir.

Suriye Kürtleri geçen temmuzda Şam rejiminin kendi bölgelerinin büyük bir kesiminden çekilmesinden sonra Kürt çoğunluklu şehir ve kasabalarda yönetimlere el koyarak, bugün halen sürmekte olan bir otonomi denemesini başlattılar.

Bu gelişmenin “Türkiye’nin kendi Kürt sorununun bölgeselleşmesi” anlamını taşımasının güçlü bir nedeni var: Suriye’nin Kürt bölgelerindeki gelişmelere yön veren, tabanı en geniş, en örgütlü ve silahlı gücü en fazla örgüt olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Türkiye’deki merkezi otoriteye karşı 28 yıldır silahlı mücadele sürdüren Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye şubesi.

Türkiye’yi yönetenler aradan geçen 30 yıla yakın süre zarfında Türkiye’nin Kürt sorununa geçerli ve kapsamlı bir politik çözüm perspektifini sunabilmiş ve bu doğrultuda bir miktar yol alabilmiş olsalardı, Suriye’nin Kürt bölgesindeki otonomi girişiminden tehdit algılamayacaklardı.

Ve hatta bu gelişme belki de Türkiye’nin menfaatleriyle örtüşecekti.

Ancak Türkiye’nin yöneticileri ülkenin Kürt sorununu hal yoluna koymakta henüz başarı kaydedemediler ve bunun neticesinde şimdi Suriye’nin Kürt bölgelerindeki gelişmelerden Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelmiş bir tehdit algılıyorlar.

Ankara’dakilerin bu tehdit algılamasına verdikleri cevap ise Türkiye’nin Kürt sorunundaki “üçüncü cephe”yi açmak oluyor.

Birinci cephe zaten Türkiye.

İkinci cephe, PKK’nın silahlı kanat yöneticileriyle birlikte binlerce militanının üslendiği Irak’taki Kürdistan Bölgesel Hükümeti toprakları.

Türkiye Suriye’deki “üçüncü cephe”ye doğrudan askeri müdahalede bulunmuş değil. Ancak, Kürt otonomisini hırpalamak ve oksijensiz bırakmak için bazı vekil (proxy) unsurları kullanarak birçok kanaldan mücadele yürüttüğü görülüyor.

“Vekil unsurlar” denildiğinde, Suriye’deki en güçlü uluslararası cihadist grup olan El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nin kaçınılmaz biçimde radara girdiği görülüyor.

Türkiye’nin, El Nusra Cephesi’ni desteklediği yönünde artık Batı basınında da yer bulan iddialar söz konusu.

Şu satırlar 12 Aralık’ta International Herald Tribune’de yayımlanmış olan “Al Qaeda in Syria” başlıklı baş makaleden:

“Mr. Obama has blacklisted the Nusra Front as a terrorist organization. It makes sense to isolate the group, but the designation by itself isn’t sufficient. U.S. officials have to make a case directly to the countries or actors that are believed to be most responsible for the weapons and other assistance to the Nusra Front: Qatar, Saudi Arabia, Turkey and Iraqi Kurdistan.”

Türkiye’deki ana akım Kürt hareketinin temsilcileri ise daha ileri giderek Türkiye’yi El Nusra Cephesi başta olmak üzere cihadistler aracılığıyla PYD’ye karşı bir vekaleten savaş (Proxy war) yürütmekle suçluyorlar.

Suriye sınırındaki Kürt nüfuslu ilçelere yaptığı ziyaretin ardından 26 Aralık’ta İstanbul’da bir grup Türk köşe yazarıyla buluşan legal Kürt siyasi oluşumu Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, şu iddiaları dile getirdi:

“Suriye’deki durum artık Türkiye’ye sirayet ediyor. Bazı silahlı grupların tahkim edilerek sınırdan Suriye tarafına geçirildiği Ceylanpınar’da yerel halk tarafından çıplak gözle görülüyor. Büyük kısmı El Nusra Cephesi’nden. Otobüslerle getiriliyorlar. İlçedeki bazı Arap köyleri üzerinde bu grupları evlerinde barındırmaları için baskılar var. Evlerin bu kişiler tarafından kullanılmasında Türkiye ısrar ederse bu ileride Kürtler ve Araplar arasında sorunlara yol açabilir. Resulayn’daki Kürt ve Araplar arasında çatışmayok. Esad güçleri tamamen çekildi; Türkiye çatışma ihraç etmezse çatışma için bir neden yok.”

Kışanak’ın anlattıkları, Resulayn’da El Nusra ve PYD arasında sonbaharda yoğunlaşan ve kasım ayında zirvesine ulaşan çatışmaların ardından bölgede durumun halen gerginliğini koruduğunu gösteriyor.

Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise hükümetinin PYD’ye tavır aldığını kabul ediyor ama bunun “Kürtlükle alakalı olmadığını” söylüyor. Şu satırlar Davutoğlu’nun 15 Aralık’ta Türk gazetesi Milliyet’te yayımlanan demecinden: “Burada asıl sıkıntı, PYD’nin Baas rejimiyle işbirliği yapıyor olması ve de terör (PKK) bağlantısını reddetmemesi. Yoksa Kürt meselesi yüzünden bir tehdit algısı içinde değiliz.”

PKK’nın, Türkiye’nin yanı sıra ABD ve AB tarafından da “terörist örgüt” olarak kabul edildiğini hatırlatalım.Ankara’nın “üçüncü cephesi”nde PYD’ye yönelik bir ekonomik taarruz da söz konusu...

Ankara’nın PYD’nin kontrolündeki bölgeleri ekonomik bakımdan çökertmek için KRG üzerinde kurduğu baskılardan sonuç almaya başladığı da görülüyor.

Suriye’nin Kürt bölgeleriyle olan sınır kapıları zaten kapalı. KRG’nin de Ankara’nın baskıları sonucunda Suriye ile olan sınırını kapattığı bildiriliyor. Bunun neticesinde Kürt bölgelerinde ciddi yiyecek, yakıt ve temel ihtiyaç maddesi sıkıntısı baş göstermiş bulunuyor.

Ankara’dan gelen baskıların, Erbil’e Bağdat’tan yönelen askeri tehditle aynı döneme rastladığını vurgulamak gerek. Şimdi KRG Bağdat’a karşı Türkiye’ye her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor ve bu nedenle Ankara’nın PYD ile ilgili telkinleri karşısında direnç gösteremiyor.

Irak Kürt web sitesi Rudaw’da yer alan haberlere göre önceki hafta Bağdat’ı ziyaret eden PYD lideri Salih Müslim başkanlığında bir heyet Irak Başbakanı Nuri Al-Maliki ile görüştü ve kendisinden Irak’ın Suriye ile bütün sınırlarını açarak insani yardımların bölgelerine ulaşmasının sağlanmasını istedi.

Ankara ile KRG’nin Bağdat’la ilişkilerinin son derece kötü olduğu bir döneme rastlayan bu ziyaret, aynı zamanda Türkiye’nin bölgeselleşen Kürt sorunu ekseninde yeni denge ve ittifak arayışlarına işaret ediyor.

Kışanak ise bölgedeki Kürtlerin ilişkileri hususunda iyimser. Şunları söylüyor:

“Türkiye’nin Barzani’ye çok ciddi baskısı var. Ancak bir daha asla ama asla Barzani PKK’ye, PKK Barzani’ye kurşun sıkmayacak. Suriye Kürdistan’ında da Kürtler arasında çatışma çıkmayacak. Kürtler rakip olur ama düşman olmaz artık.”

Kışanak Türkiye’ye ise bölgedeki bütün Kürtlerle “tarihi ve stratejik bir ittifak yapması” çağrısında bulunuyor.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise AI-driven

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

All premium Industry Newsletters - Monitor the Middle East's most important industries. Prioritize your target industries for weekly review:

  • Capital Markets & Private Equity
  • Venture Capital & Startups
  • Green Energy
  • Supply Chain
  • Sustainable Development
  • Leading Edge Technology
  • Oil & Gas
  • Real Estate & Construction
  • Banking

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in

Turkey Briefing Turkey Briefing

Turkey Briefing

Top Turkey stories in your inbox each week

Trend Reports

Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman (4th R) attends a meeting with Chinese President Xi Jinping (3rd L) at the Great Hall of the People in Beijing on February 22, 2019. (Photo by HOW HWEE YOUNG / POOL / AFP) (Photo credit should read HOW HWEE YOUNG/AFP via Getty Images)
Premium

From roads to routers: The future of China-Middle East connectivity

A general view shows the solar plant in Uyayna, north of Riyadh, on March 29, 2018. - On March 27, Saudi announced a deal with Japan's SoftBank to build the world's biggest solar plant. (Photo by FAYEZ NURELDINE / AFP) (Photo credit should read FAYEZ NURELDINE/AFP via Getty Images)
Premium

Regulations on Middle East renewable energy industry starting to take shape

Start your PRO membership today.

Join the Middle East's top business and policy professionals to access exclusive PRO insights today.

Join Al-Monitor PRO Start with 1-week free trial