Tahran’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Irak Başbakanı, ülkesindeki İran yanlısı milislerin devlet kontrolüne alınması için İran yönetiminden destek talep etti. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Tem 24, 2019
Irak Başbakanı Adil Abdül Mehdi 22 Temmuz’da Tahran’a altı saatlik sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan’a eşlik eden üst düzey heyette, Haşdi Şabi olarak da bilinen Halk Seferberlik Birlikleri (HSB) Başkanı Falih El Fayyad da yer aldı.
Abdül Mehdi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yle görüşmesinde HSB dosyasını ve İran-ABD geriliminin Irak’a etkilerini ele aldı. Ruhani Irak’ın bu gerilimden uzak tutulacağına dair güvence verdi, ayrıca HSB gruplarının devlet kontrolü altına alınmasında Tahran’ın Bağdat’a yardım edeceğini belirtti.
Abdül Mehdi haziranda yayınladığı kararnameyle HSB’nin devlet güçlerine bağlanması ve silahlı kuvvetlerin başkomutanı sıfatıyla kendi emrine girmesi için talimat verdi. Kararnamede “tüm HSB kadrolarının Irak askeri düzenlemeleri uyarınca polis ve ordu saflarına entegre edileceği” belirtildi. HSB gruplarına, kararnameye uymak ya da siyasi parti veya sivil toplum örgütüne dönüşerek silahlarını hükümete teslim etmek için temmuz sonuna kadar süre tanındı.
Kataib Hizbullah gibi İran destekli bazı HSB grupları kararnameyi tepkiyle karşıladılar. Düzenlemenin bölgesel ve uluslararası bir tezgâh olduğunu, “güvenliği zayıflatacağını” ve “düşman Amerika’nın varlık ve amaçlarını pekiştirerek yeni IŞİD’ler yaratacağını” öne sürdüler.
HSB’ye kararnameye uyması için verilen tarih yaklaşırken Abdül Mehdi milisleri zapturapt altına almak için İran’dan destek arıyor. Zira HSB bazı durumlarda Irak devletinden bağımsız hareket ediyor ve İran’dan gelen talimatlara riayet ediyor.
Haber bültenimize üye olun
Başbakan’ın Tahran ziyaretine katılan üst düzey bir Iraklı yetkili Al-Monitor’a yaptığı açıklamada, Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’i kastederek İran’ın en yüksek makamlarından milislerin devlet kontrolü altına alınması için destek sözü aldıklarını belirtti.
Son aylarda Irak’ta ABD hedeflerine yönelik saldırılar oldu. Bağdat’taki Yeşil Bölge’de bulunan ABD Büyükelçiliği, Balad Hava Üssü’ndeki Amerikan askerleri ve Basra’da Exxon Mobil’in işlettiği petrol sahası hedef alınırken, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tehditlerin sürmesi durumunda ABD’nin İran destekli milisleri hedef alacağı uyarısında bulundu.
Nitekim geçtiğimiz hafta Selahaddin vilayetinin kuzeyinde bir HSB üssü bombalandı. ABD olayın sorumluluğunu üstlenmedi ancak saldırıdan önceden haberdar olduğunu belirtti. Bu da saldırının arkasında İsrail veya Suudi Arabistan gibi ABD müttefiklerinin olduğu ihtimalini gündeme getirdi.
Tüm bu gelişmeler Hürmüz Boğazı’nda gerilimin yükseldiği bir ortamda yaşanıyor. İran’ın Hürmüz Boğazı’nda Britanya bayraklı bir tankere el koyması üzerine İngiltere boğaza bir Avrupa deniz gücünün konuşlandırılmasını önermiş, bazı Avrupa Birliği devletleri de buna destek vermişti. İran ise bu öneriye karşı çıktı. Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri uluslararası bir koalisyonun Körfez’de ancak güvensizlik yaratacağını, İran’ın Körfez’deki gemilerin emniyetini sağlayacak kapasitede olduğunu söyledi.
Bu arada Irak Maliye Bakanı Fuad Hüseyin, Hürmüz Boğazı’nda seyrüseferin engellenmesi halinde tehlikeli sonuçlar doğacağı uyarısında bulundu. Hüseyin 23 Temmuz’da şöyle konuştu: “Irak hükümeti bölgede gerilimin artmasından kaygı duyuyor. Hürmüz Boğazı kapatılırsa Irak’ın petrol ihracatı fazlasıyla zora girer ve bu da Irak için felaket olur.”
Irak Petrol Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Abdül Mehdi’nin Tahran ziyaretinde Ruhani Irak heyetine “Körfez’de ve Hürmüz Boğazı’nda seyrüsefer serbestisini temin etmeye” kararlı olduğunu söyledi.
Al-Monitor’a bilgi veren üst düzey Iraklı yetkiliye göre HSB üssünün bombalanması, Britanya tankerine el konulması ve ABD’nin İran’a yakın dört Irak vatandaşını yaptırım kapsamına alması, Bağdat hükümetinin ABD-İran geriliminden duyduğu endişeleri artırdı. Başbakan’ın Tahran ziyareti öncesinde iki taraf arasında bu meselede anlayış birliği sağlanması için yoğun temaslar oldu. Yetkili nasıl bir anlayış birliğinden söz edildiği konusunda ayrıntı vermedi.
Abdül Mehdi ziyaretin ertesi günü HSB’nin devlete entegrasyonunun “uzun zaman alacağını” ve “kolay olmayacağını” söyledi. HSB’yi zayıflatma veya tasfiye amacında olmadığını belirten Abdül Mehdi, HSB’nin Irak ordusuna katılmayacağını, hükümet kontrolü altında ayrı bir güç olacağını kaydetti. Başbakan’ın bu sözleri, HSB’nin ordu ve polise entegre edileceğine dair daha önce yaptığı açıklamayla çelişiyordu. Abdül Mehdi daha önce açıkladığı takvime de bağlı kalmayacağına işaret ediyordu.
Abdül Mehdi ayrıca ABD yaptırımlarına karşı İran’ın yanında olduğunu söyledi ancak yaptırımlara uyup uymayacağı konusuna açıklık getirmedi. Irak şu ana kadar yaptırımlara riayet etti.
Irak ve İran medyasına göre Tahran’a giden Irak heyeti, el konulan tankerin bırakılması için Britanya adına bir mesaj da iletti. Hamaney’in makamından 24 Temmuz’da yapılan açıklamada İngiltere’nin İran’a arabulucu gönderdiği teyit edildi.
Özetle, Bağdat hükümeti bölgede yükselen gerilimin Irak için tehlikeli sonuçlar doğuracağını görüyor ve bu gerilime taraf olan tüm ülkeleri Irak’ı olası çatışmaların dışında tutmaya ikna etmeye çalışıyor.
More from Ali Mamouri
More from Irak'ın Nabzı