Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mayıstaki Londra ziyareti sırasında verdiği demeçlerde 24 Haziran seçimlerinin ardından geçilecek cumhurbaşkanlığı sisteminde ekonomik kararlarda daha merkeziyetçi olacağı, faiz indirme yoluyla enflasyonla mücadele edeceği, hatta Merkez Bankası’nın kararlarına daha çok müdahil olacağı yönündeki ifadeleri --ya da kimilerine göre gafları-- global para piyasalarının hop oturup hop kalkmasına yol açmıştı. Özellikle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusuna hassas olan bu çevreler, Erdoğan’ın aşırı müdahale vaat eden konuşmasına tepkilerini saklamamışlardı.
Peki sonra ne oldu? Türkiye’de 4.40 TL dolayında seyreden 1 doların fiyatı kısa sürede 4.92 TL’ye kadar tırmandı. “Dolar 5 TL’lik psikolojik sınıra mı yaklaşıyor, neden Merkez Bankası TL faizlerini yükselterek duruma müdahale etmiyor?” feryatları sürerken Merkez Bankası 23 Mayıs akşamı gösterge faizini 3 puan gibi radikal bir artışla yüzde 16,5’e çıkardı. Bu kararın etkisiyle doların fiyatı 4.60 TL bandına kadar indi ve o seviyede oyalandı.