Türkiye’nin Güneydoğu ve Doğu Akdeniz bölgelerindeki illerde yaşanan depremlerin getirdiği karanlık günlerin üstünden bir yıl geçti. Ağır kayıplar verildi. On binlerce insan öldü, yaralandı, yüzbinlerce ev, işyeri yıkıldı, hayvanlar telef oldu. Bu ağır yıkımın yaraları ne kadar sarıldı? Mağdurların ihtiyaçlarının ne kadarı karşılanabildi? Toplumsal dayanışmada ne kadar başarı sağlandı? Devlet mağdurlara ne kadar kol kanat gerebildi?
Depremin yaşanmasından itibaren bu sorular hep soruldu, bir kısmına yanıtlar verildi, bazıları da cevapsız kaldı. Şeffaflığın, birçok şeyde olduğu gibi, bu bahiste de gözetilmediği açık. Depremlerle ilgili kat edilen gelişmelerin izleneceği bir iletişim platformu kurulabilirdi, yapılanlar ve yapılamayanlar, kaynaklar, harcamalar, tüm topluma açılabilirdi. Yapılmadı.
Depreme ilişkin atılmış adımlar, Türkiye geneline ilişkin raporlara serpiştirildi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan son Yıllık Program’da deprem zayiatı şöyle yer aldı: “6 Şubat 2023 tarihinde saat 04:17’de ve 13:24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerinde iki deprem meydana geldi. Devamında 20 Şubat 2023’te 20:04'te merkez üssü Hatay’ın Yayladağı ilçesi olan 6.4 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Şubat depremleri sonucunda 50.783 kişi hayatını kaybetti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından depremden etkilenen illerde Ekim 2023 itibarıyla yaklaşık 2 milyon 400 bin yapıda hasar tespit çalışması yapıldı ve 39.458 binanın yıkıldığı, 21.239 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 209 bin binanın ağır, 44 bin binanın orta ve 648 bin binanın ise az hasarlı olduğu belirlendi.”