Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenski ile 3 Şubat’ta gerçekleştirdiği görüşme, ekonomik ve askeri ilişkileri derinleştirmeye dönük bir dizi anlaşmayla sonuçlandı. Bu bağlamda, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması durumunda her iki taraf için riskler yükselmiş oldu.
Rusya’nın Ukrayna çevresine yığdığı kara ve deniz güçleri aynen yerinde dururken Batılı liderler krize diplomatik çözüm bulmak için çırpınıyor. Erdoğan da Rusya’yla Ukrayna arasında arabuluculuk yapmayı önermiş durumda. Bu teklifin arkasında Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren sebepler var.
Savaş patlak verirse Türkiye, kritik bir ticaret ortağı ve doğal gaz tedarikçisi olan Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmak için Batılı müttefiklerinin ağır baskısı altında kalacak. Erdoğan’ın Kiev dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamalarda bir kez daha işaret ettiği gibi Türkiye tarafsız kalmak için elinden geleni yapacak. Batılı hükümetleri krizin çözümüne katkı sunmamak ve “adeta çomak sokmak” ile suçlayan Erdoğan, eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in yokluğundan dem vurdu. Merkel’i eleştirenler onu Kremlin’i hoş tutmakla suçluyordu. Erdoğan ise Merkel’den sonra Avrupa’da “lider noktasında ciddi sıkıntı” olduğunu, ABD Başkanı Joe Biden’ın da “bu sürece henüz olumlu yaklaşım sergileyemediğini” söyledi.
Erdoğan’ın bu sözleri Moskova’nın suçlamalarıyla paralel. Moskova, ABD ve NATO’nun Doğu Avrupa’ya yeni birlikler göndererek ve Ukrayna’ya silah sevkiyatını sürdürerek gerilimi yükselttiğini iddia ediyor. Pek çok gözlemciye göre Erdoğan’ın söyleminin bir amacı da Ukrayna’ya satılan silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve diğer askeri teçhizat nedeniyle Moskova’nın Türkiye’ye yönelik tepkisini yumuşatmak. Erdoğan’ın Kiev ziyaretinde Bayraktar TB2 SİHA’larının Ukrayna’da ortak üretimi, ayrıca SİHA’ların bakım onarımı ve operatör eğitimi için bir merkezin kurulması için anlaşmaya varıldı.
Ukrayna 2018’den bu yana Türkiye’den en az 20 adet SİHA aldı. Bunlardan biri sadece bir kez, Ekim 2021’de, Donbas’taki Rus destekli ayrılıkçılara karşı muharip amaçlı kullanıldı ve Moskova’nın tepkisini çekti.
Ancak Türkiye’nin endişeleri, önemli bir ekonomik ortak ve 2016’dan beri Suriye’de güvenlik ortağı olan Rusya ile NATO taahhütleri arasında denge kurmakla sınırlı değil. Fiili savaş zaten zor bir dönemden geçen Türk ekonomisine yeni darbelerle sonuçlanabilir.
Türk lirası geçtiğimiz yıl %44 değer kaybetti, yıllık enflasyon ise 3 Şubat’ta açıklanan resmi verilere göre son 20 yılın en yüksek oranı olan %48.69’a ulaştı. Elektrik başta olmak üzere birçok ürün ve hizmete yapılan ağır zamlar ülkenin dört bir yanında protestolara neden olurken, bazı büyük kentlerde elektrik sıkıntısı ve kesintiler yaşanıyor.
Türkiye’yi yakından izleyen Londra merkezli bir banka uzmanı Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede, “Başta petrol ve gaz olmak üzere emtia fiyatları enflasyonun başat bir göstergesi. Kaldı ki Türkiye bu ters rüzgârlar olmadan bile hükümetin eksantrik faiz politikaları nedeniyle zor durumdaydı” dedi. Uzman, Erdoğan’ın faizleri indirme inadına işaret ediyordu. İktisatçıların geneli tam tersini söylese de Erdoğan faiz yükseltmenin enflasyonu körükleyeceğini savunuyor.
Kimliğinin saklı kalmasını isteyen uzman, “Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi ya da daha da kötüsü tam anlamıyla işgale kalkışması, emtia girdileri üzerinde fiyat baskısını artırır ve bu da enflasyonu iyice körükler” dedi.
Uzmana göre ülkenin önünde “pek çok tehlike” varken ve Erdoğan’ın TL mevduatlarını dolar kuruna bağlayarak “son kartını oynadığı” düşünülürken Batı’daki bazı bankaların dolar kurunun bu yıl 20 lirayı bulacağını, hatta aşacağını öngörmesi şaşırtıcı değil.
Aralık ayında başlayan yeni mevduat uygulamasına göre Türk lirasının değer kaybıyla oluşacak zarar bankanın verdiği faizi aşarsa aradaki fark devlet tarafından karşılanacak. Dolar kuru bugünlerde 13.5 TL dolaylarında istikrar kazanmış olsa da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi Türk lirasını yeniden erime sürecine sokabilir.
7 Şubat’ta yayınlanan verilere göre Merkez Bankası’nın, enerji ithalatından sorumlu kamu şirketi BOTAŞ’a ocak ayında sattığı döviz miktarı 4.15 milyar dolarla rekor kırdı. Ocaktaki dış ticaret açığı ise özellikle kabaran enerji ithalatı faturası nedeniyle bir önceki yılın ocak ayına göre %240’tan fazla arttı ve son 10 yılın en yüksek seviyesi olan 10.44 milyar doları buldu.
Rusya’nın saldırması hâlinde Ukrayna ile Türkiye arasındaki savunma sanayi işbirliğinin de zarar görmesi muhtemel. Dünyanın en büyük uçak ve helikopter motoru üreticilerinden biri olan Ukraynalı şirket Motor Sich, devlet şirketi Ivchenko-Progress ile birlikte 2020’den bu yana Türk SİHA’ları için motor tedarik ediyor. Türkiye 2020 yılından başlayarak Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle ABD Kongresi tarafından, SİHA’ların Azerbaycan’a destek olarak Ermenistan’a karşı kullanılması nedeniyle de Kanada tarafından ambargolara maruz bırakıldı.
Uzmanlara göre Rus güçlerinin Ukrayna savunma sanayisini hedef alacağı aşikâr.
Bağımsız savunma analisti Arda Mevlütoğlu, Ankara’dan haftalık olarak İngilizce yayınlanan Anka Review’da geniş çaplı bir Rus işgalinin olası etkilerini şöyle değerlendiriyor: “Savunma sanayi tesisleri, stratejik sanayi ve altyapı unsurları Rus ordusunun başlıca hedefleri olacak. Üretim tesislerinin vurulması ve nitelikli personel kaybı hem Ukrayna savunma sanayisi hem de Türk savunma projeleri için yıkıcı bir darbe olur.”
Al-Monitor’un sorularını da yanıtlayan Mevlütoğlu şöyle konuştu: “Kiev ile Ankara arasında savunma sanayi ilişkilerinin geliştirilmesini, Moskova direkt bir tehdit olarak görmez. Ancak Türkiye’nin Ukrayna’da nüfuz ve etkinliğini artırması Ruslar için istenmeyen bir sonuç olur. Rusya’nın siber savaş ve elektronik savaşa büyük önem atfettiği de bir gerçek. Tüm bunlara dayanarak, Rusya’nın Ukrayna savunma sanayi yapısını kinetik ve/veya siber saldırılarla hedef alması, bunun da Türkiye’ye yönelik ürün tedarikini etkilemesi önemli bir risk teşkil ediyor.”
Türkiye’yle Ukrayna arasındaki son anlaşmalar, Ukraynalı şirket Zorya Mashproekt’in Türk tasarımı deniz araçları için gaz türbinleri tedarik etmesini de içeriyor. Ukrayna Türkiye’nin geliştirdiği MİLGEM projesi kapsamında dört adet korvet sipariş etmiş durumda.
2023’te yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde ekonomiyi toparlamayı uman Erdoğan’ın en çok bel bağladığı sektörlerden biri olan turizm de risk altında.
Savaş çıkarsa Rus turistler bu yaz da Türkiye sahillerine akın etmeye devam eder ama onlarla aynı Akdeniz plajlarını paylaşan milyonlarca Ukraynalı turist için aynı şey söylenebilir mi? Ukraynalı turistler Ruslarla aynı mekânlarda bulunmak ister mi?
Türkiye’nin Kasım 2015’te Suriye sınırında bir Rus savaş uçağını düşürmesi üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye’ye charter seferlerini durdurmuş ve bu karar pek çok Ukraynalıyı memnun etmişti. Carleton Üniversitesi Çağdaş Türkiye Çalışmaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Ukrayna’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Yevgeniya Gaber, “Mükemmel zaman geçirmiştik, Türkiye’deki otellerde hiç Rus turist yoktu” diyor.
Erdoğan’ın Zelenski ile Putin arasında arabuluculuk önerisine gelince Gaber bu teklifin başarı şansını düşük görüyor. Kremlin’den yapılan açıklamaya göre Putin’in Pekin Kış Olimpiyatları’ndan sonraki bir tarihte Türkiye’ye resmi ziyarette bulunması bekleniyor. Al-Monitor’a konuşan Gaber, bu ziyaretin Erdoğan’ın arabuluculuk önerisini kabul anlamında olmayacağını, asıl amacın “nabız yoklamak, Türkiye’nin Ukrayna krizinde Rusya’ya ne kadar yakın duracağını, kimin hangi konuda taviz verebileceğini görmek” olacağını belirtti.
Gaber’e göre Türkiye en fazla iki taraf arasında mesajların iletildiği “opsiyonel bir diplomatik iletişim kanalı” sağlayabilir.