İDLİB, Suriye — Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de bulunan Türk güçlerine Kafraya Köyü yakınlarında Bab El Hava yolu üzerinde düzenlenen saldırıyı Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı isimli örgüt üstlendi.
Türk Savunma Bakanlığı’nın 11 Mayıs’ta Twitter’dan yaptığı açıklamada Türk askeri konvoyuna düzenlenen saldırıda bir askerin öldüğünü, dört askerin de yaralandığını duyurdu.
Türkiye’de basına yansıyan haberlere göre 30 yaşındaki Piyade Teğmen Osman Alp’in naaşı memleketi Manisa’ya nakledilerek askeri törenle defnedildi.
Bağımsız bir savaş gözlem kuruluşu olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin 11 Mayıs’taki açıklamasına göre saldırının ardından hızla olay yerine gelen ambulanslarla birçok asker çevre hastanelere sevk edildi, askerlerden bazılarının durumu kritikti. Türk birliklerinin patlamanın ardından bölgeyi çevirerek giriş-çıkışları birkaç saat kapattığı da bildirildi.
Saldırı Ensar Ebu Bekir El Sıddık Tugayı’nın son iki ay içinde üstlendiği ikinci eylem oldu. 15 Mart’ta İdlib’deki bir Türk askeri konvoyuna karşı yakıt tankeriyle düzenlenen saldırıyı da aynı örgüt üstlendi. Ağustos ve Eylül 2020’de İdlib’deki Türk askerlerini hedef alan muhtelif saldırıları da bu örgüt üstlenmişti. Bir diğer düşük profilli Kattab El Şişhani Tugayı da Temmuz 2020’den bu yana İdlib’deki Türk birliklerine karşı bir dizi saldırı düzenlendiğini açıklamıştı.
Suriye’nin kuzeybatısındaki Türk birlikleri genelde daha bilindik örgütler tarafından hedef alınıyor. Türk tarafı saldırıları önlemek için Türk güvenlik noktalarındaki güvenliğin güçlendirilmesi, İdlib’e girişlerde konvoylara zırhlı araçların eşlik etmesi, İdlib ve Halep kırsalındaki Heyet Tahrir El Şam kontrolünde bulunan geniş arazilerdeki tahkim noktalarının etrafına güvenlik kameralarının yerleştirilmesi gibi önlemler alıyor.
Türk birliklerine düzenlenen saldırıların arkasındaki cihatçı örgütlerin mahiyeti henüz ortaya çıkarılabilmiş değil. İdlib’deki pek çok gözlemci saldırıların arkasında Heyet Tahrir El Şam’ı bölgede Türk ordusunu desteklemekle suçlayan El Kaide bağlantılı grupların olduğuna inanıyor.
İdlib’de yaşayan Gazeteci İhab El Bakur Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “Bu operasyonların arkasındakiler İdlib’deki Türk varlığını dini gerekçelerle reddeden örgütlerdir. Ben bunların, bu saldırıları tek başlarına düzenleyebilecek güçlü bir örgütsel yapıları ve formasyonları olduğuna inanmıyorum.”
Ancak Bakur’a göre HTŞ kontrolündeki bölgelerde yaşayan Suriyelilerin büyük bölümü Türk müdahalelerine karşı ve bilhassa 2020 başından bu yana rejimin ilerleyişinden ve geniş alanları kontrol altına almasından Türkiye’yi sorumlu tutuyorlar.
Bakur’a göre Türk ordusuna karşı düzenlenen saldırıların arkasında HTŞ’nin olması mantıklı görünmüyor: “Örgüt, Türk güçleriyle işbirliği yapıyor ve Türkiye’ye yakınlaşmaya çalışıyor. Türk ordusunu hedef almak çıkarına değil.”
Bakur’un dikkat çektiği bir diğer nokta ise şu: “Türk ordusunun Türkiye’ye geçmeye çalışan Suriyelileri öldürmesi halkta Türk askeri varlığına karşı bir tepki yaratmış durumda. Türk güçlerini hedef alan saldırılar halkın tepkisini yatıştırmayı amaçlıyor da olabilir.”
İdlibli eski bir cihatçı lider Ebu Ömer El Cenubi ise Al-Monitor’a şunları aktardı: “Türk güçlerini hedef alanlar militan cihatçı örgütlerdendir; muhtemelen İslam Devleti ile bağlantılı ya da El Kaide’ye yakın hücrelerdir. Bu örgütler Türk güçlerini İslam’ı terk etmiş kafirler olarak görüyorlar. Bu nedenle Türk birliklerinin öldürülmesini ve hedef alınmasını İslam’a uygunlukla meşrulaştırıyorlar.”
Cenubi’ye göre bu gruplar, Türklerin İD ve El Kaide hücrelerine karşı HTŞ’yi desteklediklerine inanıyorlar. Türk güçlerine saldırıların nihai hedefinin Heyet Tahrir El Şam olduğunu kaydeden Cenubi’ye göre HTŞ’nin El Kaide ve bağlantılarını yok etme çabalarına Türkiye tarafından yardım edildiği düşünülüyor: “Bu örgütler Heyet Tahrir El Şam’ın güçlü ve kontrol sahibi görünmesini istemiyorlar. Kaos İdlib’in Heyet Tahrir El Şam yüzünden güvenli olmadığı gibi bir intiba yaratılmasına yardımcı oluyor.”
Cenubi’ye göre Ankara ile ittifaka bel bağlayan HTŞ’nin Türkiye’ye yönelik saldırılarda parmağı yok, zira örgüt “Batı’yı, bilhassa da ABD’yi, ismini terör listesinden çıkarmaya ikna etmek için çalışıyor.”
Bir dönem Orient News isimli haber sitesinde de çalışan İdlibli Gazeteci İbrahim El Katib’e göre Türk güçlerine saldıran grupların “örgütsel bir yapıları yok. İdeolojik olarak İD’e çok yakın olsalar da İD’in idari yapısında değiller. Bu arada, geleneksel cihatçı ideolojiye göre Türk ordusu kafirdir ve dinen savaşılması gereken bir ordudur.”
Katib Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Bundan çıkar sağlayan sadece Rusya. Moskova Türk ordusunu Suriye halkı tarafından reddedilen bir işgalci olarak lanse etmeye çalışıyor. Saldırılar Suriye rejimince yapılan Türk ordusunun işgalci bir ordu olduğu ve halktan tepki topladığına dair propagandayla da uyumlu.”
Katib şöyle devam etti: “Bu örgütler, Türk askeri araçlarının sivilleri ezmeleri gibi olayları kullanarak halkı Türk birliklerine karşı seferber etme hedefini güdüyorlar. Dahası bu gruplar, Türk askerlerini hedef alırken halk desteğine sahip olduklarını iddia ediyorlar ve Türk varlığını hasım, yerel halka karşı çalışan bir güç gibi gösteriyorlar."