Ana içeriğe atla

Türkler ve Araplar aynı mitlerden besleniyor

Türkler ve Araplar kavgalı olduğu konularda birbirine karşı aynı malzemeyi kullanıyor. Türkiye’nin Orta Doğu ve Afrika’daki hamleleri Türkler için gurur vesilesi, Araplar için korku kaynağı. Bunun için çok fazla mit ve yalan tüketiliyor.

A military band performs during a graduation ceremony of soldiers loyal to Libya's UN-recognised Government of National Accord (GNA), a result of a military training agreement with Turkey, at the Omar Mukhtar camp in the city of Tajoura, southeast of the capital Tripoli on November 21, 2020. (Photo by Mahmud TURKIA / AFP) (Photo by MAHMUD TURKIA/AFP via Getty Images)

Türkiye, Osmanlı’nın küllerine üflerken Araplar arasında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın başını çektiği bir düşman cephe edindi. Türkiye’nin iddialı çıkışlarının birer başarı öyküsüne dönüştüğü söylenemez. Yine de birbirine hasım iki taraf Türkiye’nin atılımlarıyla ilgili aynı mitler ve yalanlardan besleniyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Lozan Anlaşması’nı tartışmaya açtığında, ‘Bereketli Hilal’i İngilizler ve Fransızlar arasında paylaştıran Sykes-Picot’a atıflar yaptığında, Libya ile anlaşmaları Sevr’in tersine çevrilmesi olarak yorumladığında, Lübnanlı Türklere pasaport vaat ettiğinde ya da Libya’da 1 milyon Türk olduğunu öne sürdüğünde bunların Arap hafızasındaki karşılığı şundan ibaret: “Türkler Musul, Kerkük ve Halep’e göz dikti; Kuzey Afrika, Kızıldeniz ve Aden’e dönüyorlar.”

Subscribe for unlimited access

All news, events, memos, reports, and analysis, and access all 10 of our newsletters. Learn more

$14 monthly or $100 annually ($8.33/month)
VEYA

Continue reading this article for free

All news, events, memos, reports, and analysis, and access all 10 of our newsletters. Learn more.

By signing up, you agree to Al-Monitor’s Terms and Conditions and Privacy Policy. Already have an account? Log in